Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 284 defa okundu.

Yerel seçimler yaklaşıyor PEKİ KİME OY VERİRİM

“Söylenecek SÖZÜN çokluğu bazen insanı dilsiz bırakır… Tıkanır kalırsınız… Haklılığın suskunluğu diğer suskunluklara benzemez” demiş Murathan Mungan… Güzel de söylemiş… Hatta az bile söylemiş…

Benim bugüne dair sözüm mü?

Bu şehre dair, birikenlere dair…

Aslında gündem 24 Haziran, ama !

Bugün Mart 2019’a kadar gidelim istiyorum… Hatta Antakya özelinde beklentilerimi iyice SIFIRLAYAN yerel idareciler noktasında birkaç cümlem var, onları paylaşayım diyorum… Ama ben paylaşırken siz de düşünün ! Düşünün ve SORGULAYIN ! 24 Haziran sonrası bir kez daha tedavüle çıkacak o tek OY’un hesabında sorgulayın ve ELDEKİ adına biraz da hesap yapın ! Toplama çıkarma sonunda bu kentten geriye NE kalmış, onu bir görün ! Gördüklerinizden ne kadar mutlusunuz, buna bir KARAR verin !

Sonra da OY verin !

Bu kent adına…

Bu kentin tarihi adına…

Bu kentin kültürü adına…

Dünden birikenleri adına…

Birikip de unutulanları adına…

Ve kaderine terk edilenleri adına…

Ben mi ?

Önceliklerim belli…

Ne mi ?

Ama önce bir hatırlatma…

“Bugünümüzü çalan iki hırsız var” der, Arthur Schopenhauer… Ardından da şöyle devam eder… “Geçmişe ilişkin pişmanlıklarımız ile geleceğe ilişkin kaygılarımız… Bu iki hırsız, her şeyimizi alıp götürür...”

Önceliklerim, pişmanlıklarıma dair…

Ve daha fazlasına işaret eden kaygılarıma dair…

Hele ki izlerken, bu kenti yönetenlerin (!) hallerini…

Bu kenti yönetenler !

Onlar kim mi ?

Kent meydanında koca koca ağaçları ÇÜRÜMÜŞ (!) diyerek iş makineleri ile parçalayarak ortadan kaldıranlar mesela… TESCİLLİ ahşap evlerin orta yerine ASFALT yol yaparak HİZMET (!) verdiğini sananlar mesela… Engelliler için kaldırım üzerine ekli kılavuz çizgilerin ÜZERİNE otobüs durakları inşa edenler mesela… Koca bir şehri yaz boyunca sineklerin istilası altında bırakıp da SORUMLULUK oyunu oynayanlar mesela… Yolun ve trafiğin orta yerinde açtıkları mutfak tezgahları ile GASTRONOMİ etkinliği yaptığını düşünenler mesela… Kilit taşlarla döşedikleri yolların yamasını ASFALT ile kapatarak örnek (!) bir yerel idarecilik başarısı (!) ortaya koyanlar mesela… Bir dönem, kentin en keyifli etkinliklerinin yapıldığı eski belediye hizmet binasını kendisine MAKAM odası olarak tahsis edenler mesela… Eski Roma’dan kalma bir buluntunun etrafını balkon demirleri ile çevrili halde bırakıp, ardından TURİZM sloganları atanlar mesela…

Daha sayayım mı ?

Aslında biraz ara vereyim ve bu kent konuşsun…

Ve desin ki…

Harcanıp giden bir ömrün ağrısıdır bu…

Beklediğim yok…

Bekleyenim yok…

Gidenim var…

Gidemediğim var…

O yüzden değerli… Mart 2019’a işaretli yerel seçimlerin sandığına atacağım o bir OY çok değerli… Bu şehri ŞEHİR olmaktan çıkaranlara cevabım adına, hayatlarımızı işgal edenlere CEVAP olarak o tek bir OY fazlasıyla değerli…

Ben gibi düşünmeyenler de var, biliyorum… Her şey yolundaymış GİBİ davrananlar da var, farkındayım… Konuşmayan, duymayan, bilmeyen, görmeyen, sırtını dönüp giden, yanı başından geçtiklerine aldırış etmeyen çok fazla insan var, izliyorum…

Ama benimkisi, Paul Auster’in dediği gibi !

-

“Neden mutsuzsun?” dedi…

Mutsuz değil, beceriksizim dedim...

Sizin gibi, mutlu olduğumu sanmayı beceremiyorum…

Hepsi bu…

-

 Size tavsiyem, Zeynep Köksoy’un “Cebimizdeki Bilyeler” adlı kitabında yazdığı gibi… “Depresyona girmek, havuza çivileme atlamak gibi bir şey değil… Önce yavaş yavaş ayaklarını sokarsın, bir ürperti olur…

Sonra o soğuğa alışa alışa dibe dalarsın, boy verirsin ve bir de bakarsın ki su boyunu çoktan geçmiş…”  diye fısıldayan bir şehirde olduğunuzu hiç ama HİÇ unutmayın ve onu bu hale getirenlere de artık bir CEVAP verin !