Vatandaş olan benim Yardım isteyen sensin
Bana gelen bir mesajla başlayalım bugüne !
-
Asgari ücret alan, benim ! Asgari ücretle geçinmeye çalışan, benim ! Asgari ücreti üzerinden vergi veren, iki yakasını ilikleyemeyen, benim ! Ay sonunu getiremeyen, benim ! Pazara gittiğimde, karımın ‘al’ dedikleri üzerinden öncelik belirleyip, diğerlerini ‘bulamadım’ derken ‘utanan’ benim ! Çocuklarımın cebine harçlık koyamayan, benim ! Biriken faturalar içinden nasıl çıkacağımı kara kara düşünen, benim ! Kredi kartı borcumuzun, sürekli asgari ödeme tutarını ödediğimiz için bankadan veto yiyen, benim ! Ev sahibimiz kirayı arttırmasın diye gözünün içine melül melül bakan, benim ! Bir ay içinde toplamda 2 kilo eti zor gören mutfak benim Kış gelirken, ‘bu sene doğal gaz için ne ödeyeceğiz’ diye karalar bağlayan, benim !
Bu kadar…
Benden bu kadar…
AFAD’ın, yaşanan onca sel ve yangın felaketi için başlattığı BEN DE VARIM kampanyasına katılacak, ne takatim var ne de nefesim…
Zaten, vatandaş olan benim, ben…
Destek isteyen, aç olan da benim, ben…
Zaten böyle zor zamanlar için yok mu, Devlet ?
Yok mu ?
-
Cevap, bende de yok !
Yok da…
Sahi…
TL, USD ve EURO üzerinden vatandaştan para toplamak için kampanya açan AFAD için konuşsak mı biraz ?
Son yıllarda IBAN eşliğinde ilerleyen DEVLET – VATANDAŞ ilişkisinde geliştirdiğimiz bu ha bire YARDIM TOPLAMA çabasında duralım mı biraz ?
SEL ve YANGIN için yardım toplama ihtiyacı duyan Devlet yetkililerinin, Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Somali’ye 30 milyon dolar hibe EDEBİLME mantığında da mola alalım mı biraz ?
Kaderine TERK edilen Türk Hava Kurumu’nun çürümeye bırakılan yangın söndürme uçaklarının bakım maliyeti 4 milyon dolarmış, bunu da unutmayalım ama !!!
Envanterde YANGIN SÖNDÜME UÇAĞI yok dedikten birkaç gün sonra, söylenen her şeyden çark edip, BİZDEN İYİSİ YOK diyenlerin memleketinde, siyasetin bizler için çizdiği yol haritasının çıkmaz sokağında da az biraz soluklanalım hatta !!!
Madem, bu durumdayız, hani ciddi ciddi her şartta vatandaşı ve cebindekileri devreye sokma ihtiyacındayız !
O zaman, Ankara da biraz silkelensin !
Demem o ki…
Milletvekilliğini, ÜLKE ve MİLLET aşkı ile yapıyoruz madem... Bu sorumluluk (!) üzerinden bugüne kadar alınan, alınmaya devam edilen EMEKLİLİK hakkını (!) kaldıralım mı ? Kaldıralım… Ama yetmez ! Bu ülkenin Milletvekilleri de, Cumhurbaşkanı da, aldıkları maaşlarından önemli ölçüde feragat etsinler ! Etsinler… Ama bu da yetmez ! Bir maaş alırken, başka başka kurumların YÖNETİM KURULLARI üyelikleri üzerinden 2., 3. ve hatta 4., 5. maaş aldığı söylenen kalabalığı da dağıtalım mı ? Kul hakkı yemekten geğirenlerin memleketinde, ‘YETTİNİZ’ diyelim !
Sizi bilmem ama…
BEN diyorum…
YETTİNİZ, diyorum…
Demekle de kalmıyorum !
…emekli olup da geçinemeyenlerin ülkesinde, öğretmen olup da atanamayanların adaletinde, yoksulluk ve açlık sınırında yaşayanların yorgun düşmüş asgari ücretli kalabalığında, HAKKIMI HELAL ETMİYORUM…