Vali yazmış Bakan Yardımcısı yazmış Ama skandalı kimse fark etmemiş
Tanıtıma harcanan paranın karşılığını ne kadar aldığımızla ilgili biraz konuşalım istiyorum bugün… Hatta konuşmakla da kalmayalım, tartışalım… Tartışmakla da kalmayalım, sorgulayalım… Eldekini… Hatay’a reva görüleni… YAPTIK-OLDU denileni, ama olmayanı…
Anlayacağınız, çok şeyi !
Peki, eldeki mi ?
Aslında, bendeki mi ?
22 Bin adetten bir tanesi…
Sözde Hatay turizminin nefesi…
Ama tartışma yaratanı, çokça skandalı…
NİYE BU HALDEYİZ’in ise net karşılığı…
O zaman başlayalım, ki Hatay Valisi Erdal Ata ile Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman’ın birer önsöz yazarak (hatta hediye ederek) DESTEK oldukları bir kitapçık için konuşalım… ‘Mozaik Diyarı Hatay’ isimli olanı hani…
HATA kabul etmez turizm sektörünün Hatay başlığında paylaşılan ve 22 bin adet baskı ile tüm Türkiye’de ilgili noktalarda dağıtımı yapılan bu kitapçıkta yer alan hatalara geçmeden, Hatay adına bu kitapçığın ilk sayfalarında ‘düşüncelerini’ paylaşmış iki isimle başlayalım mı bugüne ?
Önce Vali Erdal Ata ile…
Ata, bizi anlatmış 2 sayfalık ona ayrılmış alanda… Medeniyetlere ve kültürlere açılan bir kapı diye… Dinlerin ve dillerin kenti diye… Yemeğin lezzetinde ana duraklardan biri diye… Sonuna da eklemiş… Kitapçık için ama !... “Anlatmakla bitiremeyeceğimiz zenginlikler hakkında bir bilgi bağlamında hazırlanan bu eki, ilgilenenlerin faydalanacağı bir çalışma olarak beğeninize sunuyoruz…”
Ve Hüseyin Yayman ile…
‘Doğum da büyüdüğüm topraklar’ diyerek başlamış Yayman da ona ayrılan 2 sayfanın ilk cümlelerine ve üst üste birikmiş medeniyetlerin-kültürlerin özetini geçmiş… Ardından da şu cümle ile final yapmış… “Şimdi sizi; Doğup büyüdüğüm, yollarında yürüdüğüm, derelerinde yüzdüğüm, hayallerimin şehri Hatay’ımızın güzellikleriyle baş başa bırakıyorum…”
Güzel ve samimi başlamışız…
Ama güzel devam edememişiz…
Hatta o güzelliğe noktalar eklemişiz…
Niye mi ?
Düşünün ki, bir Kitapçık’tan bahsediyoruz, ki Hatay Valisi’nin ve yine bir Hataylı olan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı’nın ekli cümleleri ile kendisine en üst düzeyden RESMİ onay almış bir Kitapçık’tan… 22 Bin adet basılmış olandan… Türkiye’de satışta olandan… Ama içerdiği bazı fotoğraflar nedeniyle (ismi bizde saklı) Hataylı iki fotoğraf sanatçısı noktasında hukuksal düzeyde tartışmalı hale gelmiş olandan… Asıl sahiplerinden habersiz kullanılan fotoğrafların altına başka bir isim atarak, OLMAMASI gerekenin altına imza atmış olandan… Ödenmemiş telif hakları ve İZİNSİZ kullanılan fotoğrafların karmaşasında devreye AVUKATLARIN girmiş olanından…
Sayın Hatay Valisi ve Bakan Yardımcısı’nda bu Kitapçık vardır ya da olanlar da merak içindedir, ki o yüzden sıralayalım mı ? Hangi sayfalardan bahsediyoruz, netleştirelim mi ? İZİNSİZ kullanılan fotoğrafların altına BİZİMDİR diye imza atan bir HATAY tanıtım çalışmasının geldiği noktaya biraz daha detay katalım mı ?
Sayfa 10 ile başlayalım o zaman…
Eldeki ilk izinsiz FOTOĞRAF kullanımı bu sayfa ile başlıyor anlayacağınız !
Ardından mı ?
Devam ediyor !
Sayfa 43… Sayfa 44… Sayfa 45… Sayfa 92… Sayfa 93… Sayfa 94… Sayfa 95… Sayfa 96… Sayfa 97… Sayfa 99… Sayfa 100… Sayfa 101… Peki, bu kadar mı ? TARTIŞMALI ve İZİNSİZ olanlar için, EVET ! Ama bitmedi !!! Devam etti !!! Nasıl mı ?
22 bin adet basılan Kitapçığın 50 ve 51. sayfalarında Saint Simon Manastırı diye verilen, O DEĞİL, Suriye’den bir manastır kalıntısı… 22 bin adet basılan Kitapçığın 61. sayfasında İmma Kalesi (Reyhanlı) diye verilen ise BAKRAS Kalesi (Belen) !
Merak ettim…
Hataylı Sanatçıların, 22 bin baskısı olan bir Kitapçık noktasında haklı olarak hukuksal yola başvurdukları eldeki bu çalışma, iki önemli HATASI ile bizleri nasıl bir noktaya taşıyor ? Sahi, ne yapmak gerekiyor ? Peki, bundan sonrası için gereken özen adına neyi YAPMAMIZ gerekiyor ?