Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 104 defa okundu.

Vakıflarla konuşsaydık Sorularımızı sorsaydık

En son açıklama, Antakya’daki birçok kurumun ortaklığında geldi, yıkımı tamamlanan Vakıf İşhanı için… Kimler yoktu ki o açıklamada… Antakya Ticaret ve Sanayi Odası, Hatay Akademik Meslek Odaları Koordinasyon Kurulu, Antakya Ticaret Borsası, Hatay Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Hatay Kadın Girişimciler Derneği, Hatay Sanayici ve İş İnsanları Derneği, Antakya Ziraat Odası, Antakya Organize Sanayi Bölgesi…

Eski bir kenttin dün hikâyesinin önünü açmak, ön cephede tarihi bir alan yaratma fırsatını yakalamak varken, HERKES tek bir şey istiyor… Bu kent, NEFES alsın istiyor… Depremin şehrinde, adımlarımız ha bire beton yapılara çarpıp çarpıp durmasın istiyor…

Tüm bu ortak söylemler noktasında, Perşembe günü Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nü aradım, sabah saatlerinde ve Müdür Ümit Gökhan Çiçek ile görüşüp, bu defa VAKIFLAR konuşsun, kendi durduğu noktadan şehre bakarken ne gördüğünü herkese anlatsın istedim, ki talebim de bir röportajdı, sorulara cevaptı, ama en çok da… Şu ana kadar konuşmayan Vakıfların SES vermesiydi !

MEŞGUL denilen kendisine ulaşamadım…

Cep numaram alındı, SİZE DÖNECEĞİZ denildi !

Olumlu ya da olumsuz dönüşleri için tüm Perşembe boyunca bekledim, ardından Cuma da ama… Anlaşılan o ki, Vakıflar, kendi sessizliğinde oldukça MUTLU… Cevap hakkı konusunda da öyle çok istekli değil… Ya da bana konuşmak istemediler ! Ama en azından bir cevap beklerdim, ‘SEBEP ŞU’, diye ! Şu ana kadar BU YÜZDEN çözümsüz kaldık, diye ! Anlaşılamadık, ÇÜNKÜ, diye !

Zor olsa gerek…

Herkesin TEK SES olduğu bir yerde SESSİZ bir savunma üstlenmek !

*-*

Normali bekleyenler…

Geçim derdindekiler…

Bir tanesi şöyle demiş; “Darabayı açtık açmasına da… Müşteri yok, satış yok, ama borç çok, alacaklı da…”

Diğerinin derdi biraz daha farklı, ama şikayet aynı; “Buzdolabını açtım geçenlerde… Yumurta 3 tane kalmış ! Yoğurt bitmiş ! Süt de… Et zaten yoktu ! Meyve ve sebzemizse var… Çocuklarla markete gidilmiyor ! İstekleri bitmiyor, ama para bitti bile ! Gelecek ay ki maaşı bekleyeceğiz artık ! Bu aydan gelecek aya biriken borçlardan arta kalanla da eksikleri alacağız…”

Sizi bilmem ama…

Durum, şirket muhasebesi tutanlardan farksız gibi !

Açıkları kapatma konusunda geldiğimiz trajikomik hal adına en çok da !

Bu iki örneğin Türkiye’sinde, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Şubat ayı karnemizi paylaşmış… Yoksulluğumuzu resmetmiş, açlık sınırında duran mücadelemizin rakamlarını koca bir madalyon gibi duvarımıza asmış !

Rakamlar mı ?

Türk-İş, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 2 bin 719, yoksulluk sınırını ise 8 bin 856 lira olarak hesaplamış ama, bitmemiş…

DW Türkçenin analizine göre… Sarımsak fiyatları yüzde 201 artışla üç katına çıkarken, portakalın fiyatı yüzde 148 yükselmiş... Fiyatlar, pırasada yüzde 109, çarliston biberde yüzde 101, konserveler ve kabak çekirdeğinde yüzde 100, margarin ve kıvırcıkta yüzde 99, ayçiçek yağı, kuru üzüm ve sivri biberde ise yüzde 98 artışla neredeyse ikiye katlanmış… Aynı dönemde kuru fasulye ve kırmızı lahana yüzde 96, ıspanak ve karnabahar yüzde 94, kivi yüzde 92, yer fıstığı ve beyaz lahana yüzde 89, mısırözü yağı ve kuru kayısı yüzde 88, makarna ve mercimek yüzde 87 zamlanmış... Şehriye ve fındık içi yüzde 86, bulgur yüzde 85, salça, tablet çikolata, kek, ay çekirdeği ve armut yüzde 84, ayva yüzde 83, tavuk eti, yumurta ve kakaolu toz içecekler yüzde 81, mandalina yüzde 78, balık ve tulum peyniri yüzde 77 fiyat artışı yaşamış…

Anlayacağınız…

Sadece dükkan darabası değil, KAPANAN !

Evdeki DARABALAR da epeydir kapalı !

O kısımda ne zaman normalleşiriz ?

Bilen var mı ?