Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 273 defa okundu.

Utancımıza nokta koyduk PEKİ BİTTİ Mİ

*

Yalnızlığın doğurduğu

çocuklar gibiyiz!

Yazmakla düzelmeyecek,

yaşamakla iyileşmeyecek;

belki alışmakla

aşılacak çok derdimiz

birikti…

*

Peki, bu köşede birikenler mi ?

Genelde sahipsiz kaldı… Aksi olsaydı ne olurdu biliyor musunuz ? 2005 senesinden bugüne her gün yazan bana YAZACAK tek bir konu başlığı bile kalmazdı ! Her dile getirileni çözüme ulaştırabilseydik ve her gündeme aldığımızı OMUZLAYIP sahip çıkabilseydik, bugün yaşadığımız TEKRAR kalabalığı içinde olmaz, belki de var olan keyfin ve umudun resminde, bu şehrin destansı halinden dem vurur, herkese şöyle en keyiflisinden bir GÜNAYDIN der, günü de KEYFİNİ ÇIKARIN diye sürdürürdük…

Ama işler öyle değil…

Bizimkisi öyle bir hikâye değil…

Konuşmayanların memleketinde durum bu değil…

Ama ne yalan söyleyeyim… Geride kalan Pazartesi günü keyifliydi, ki 2017 senesinin başından bugüne yazıp durduğumuz Asi Nehri yatağındaki kesme taşlara ve eski Roma mimarisi denen kalıntılara en sonunda SAHİP çıktık… Bizlere fısıldayan bu kenti en nihayet duyduk…

Bu konuda ulaşan henüz net ‘resmi’ bir bilgi yok, ama… Düne ekli haberimizde de yazdığım gibi… Beklenen ve uzun bir süredir istenen ‘tarihsel ve kültürel sahip çıkışı’ Antakya özelinde hayata geçiren ve üstlendiği görev başlığında “turizmde yeni bir hikâye yazacağız” diyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a ilk elden teşekkür etmemiz gerekiyor…

Ama keşke…

Ciddi ciddi, keşke…

Bu teşekkürü, Hatay’ın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne de yapabilseydik ! Ardından bu teşekkür faslına Müze İdaresi ile devam edebilseydik… Sivil toplum örgütlerini sıralayabilseydik… Bu konuda ayağa kalkan ve KONUŞAN herkesi listeleyebilseydik… Hatta buna dair kalabalığımız o kadar çok olsaydı ki, bu sayfa yetmeseydi !

Bugün mü ?

Teşekkürümüz sadece iki kişiye…

İlki, sürecin en başından bu yana bizlerle olan, bu konuda konuşan ve hatta KÖTÜ ADAM ilan edilme pahasına SESSİZLİK YEMİNİ etmiş sorumlu (!) kurumları bahse konu SAHİPSİZLİK nedeniyle eleştiren Harbiyeli Mozaik Ustası Mehmet Daşkapan… Diğer isim ise yaşananlara adeta FİNAL noktası koyan ve belki de nehir yatağındaki sahipsizliğe hareket katan, Antakyalı bir Arkeolog, Kültür Varlıkları ve Müzeler eski Genel Müdürü Kenan Yurttagül…

Ama merak ediyorum…

Bizleri son 1 buçuk senedir yalnız bırakanlar, sahi bugün ne söylemek ister ? Göz önünde yaşanan bir tarih utancının geldiği son hal için ne demek ister ? Belki de bu kentin tarihinden ve kültüründen dem vurur… Hatta şu ana kadar sessiz kalıp ortaya çıkmayanların klasiğini tekrar eder, ardından ite kaka ve omuz vura vura sahneye çıkar… Hatta yetmez, birbirlerini tebrik eder ve BAŞARDIK der !

Ama bu kent unutmaz…

Bu kent yaşananları unutmaz…

Ona yaşatılan yalnızlığı unutmaz…

Kederine damlayan gözyaşını unutmaz…

O unutmak istese de, biz unutmayız, unutturmayız ! O yüzden, düne kadar hiçbir şey yapmayanların memleketinde bugün bazı makam koltuklarında oturanların içinde yaşadıkları bu kente bir açıklama borcu var… Düne kadar tuttukları SESSİZLİK YEMİNLERİ’ne final yaptırtan son hale dair bir açıklamaya ihtiyaç var…

Yoksa sanmasınlar…

Utancımıza NOKTA koyduk ve BİTTİ !

Bitmedi, ki bizler henüz başlıyoruz !