Turkuvaz gerçeği Ve medyanın son hikayesi
ÖZGÜR basın nedir ?
Peki ÖZGÜR gazeteci !
Peki ya bağımsız kelimeler !
Kiralanamayan kalemler !
Gerçeği omuzlayanlar !
Satın alınamayanlar !
Dimdik duranlar !
Kaybetseler de vazgeçmeyenler !
Bu kısımda birikenler, az olanlar, az kalanlar… Elde avuçta kurtarabildikleri kelimelerle yola devam edenler… Artan siyasi ve ekonomik baskıların yoğunluğunda, derinden aldığı nefeslerle hayatta kalma savaşı verenler…
Türkiye’nin son hikayesinde, MUHALİF olarak nitelenen medya temsilcilerinin yollarına daha ne kadar devam edebileceklerini kimse bilmiyor ! Aslında bunu konuşmak bile korkutucu…
Eldeki son senaryo noktasında dururken hele ki !
Biliyorsunuz, Yaysat’ın kapanmasıyla beraber Türkiye’de artık tek bir dağıtım kanalı var !
Turkuvaz !
Ankara’nın ağır nefesini kalemlerinden düşen her bir kelimede fazlasıyla hisseden gazete ve dergiler için Turkuaz Dağıtım dışındaki tek adres olan Yaysat’ın kapatılması sonrası, gazete dağıtımı artık tek elde ! Başında kim mi var ? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak !
Geçen gün biriyle konuşurken, ki dağıtım sektöründe olan biri, bana net bir şey söyledi…
Bir olasılığı…
Olabileceği…
Yarına dair…
Fısıldananlara dair…
“Yakın bir dönemde, Cumhuriyet ve Sözcü de kapanırsa hiç şaşma, ki bu gidişle o da olacak… Olması için her şey yapılacak… Zaten dağıtım da artık tek elde… Muhalif sesler eskisi kadar özgür değil ! Niye mi ? Onları okuyucuları ile buluşturan alternatif bir kanalları yok artık ! Bir isim var, o da Turkuvaz ! Bahse konu şirket de iktidara yakın ! Bunun bir karşılığı olmaz mı sanıyorsunuz ? Süreç içinde, dağıtıma dair sorunlar yaşanır, maliyetler yükseltilir, karşılanamayacak faturalar çıkartılır ve finalde de, zaten tirajları belli olan bu son birkaç muhalif yayın da, dayanamaz ve vazgeçer ! Sıra sonra da yerele gelir mi, bilmiyorum ! Ama Cumhuriyet ve Sözcü için söylenenler bunlar ! Ama bu da öyle ‘damdan düşer gibi’ de olmaz ! Yavaş yavaş !”
Turkuvaz Grubu’na devredilmeleri ardından, ismi “TveK” (Turkuaz ve Kitap) olarak değiştirilen NT mağazalarında Cumhuriyet ve Sözcü Gazetelerinin satılmadığı gerçeğinde dururken…
Kendi adıma da düşündüm aynı şeyi !
BİR GÜN dedim, kendi kendime…
Ben gibiler için de düşündüm…
Başımıza gelir mi, diye…
Finalimiz bu mu, diye…
Peki, YANDAŞ olmak bir çözüm olur mu ? ONLAR gibi olmak ! SUSMAK mesela… GÖRMEK, ama susmak ! BİLMEK, ama görmezden gelmek ! Kalemin kelimelerine ÜST ONAY almak ! Köşe yazılarının OLURUNDA ceket iliklemek… Pohpohlamak… Yağlamak… Hayatı sorgulamadan, sistemin işleyişinde bir çarkın dişlisi halini almak… İstendiğinde kalemin tetiğinde durmak… SIK dediklerinde, kelimeleri BOCA etmek !
Ankara bir gün bizleri de işsiz bırakır mı bilmiyorum ama…
Yok, bu durum BENLİK değil !
Bu Türkiye BENLİK hiç değil !
Peki, ne mi olur ?
Ne BEN kalırım bu ülkede, ne KELİMELERİM…