Turizm bir sanattır Peki bizler sanatçımıyız
Biri şöyle demiş…
-
Yaramı sevmem gerektiğini, bir kez daha, içimin en derininde hissediyorum... Çünkü insan, ancak yarasını sevdiğinde bir yaşam sanatçısı olur…
-
Ben bu söyleneni şu kısmıyla alacağım bugün…
Biz, hemen her gün ne yapıyoruz burada ? Konuşuyoruz… Tartışıyoruz… Çok fazla dile gelmeyenlere işaret edip, YANLIŞIZ demeye çalışıyoruz… Susanları AYAĞA davet edip, içinde yaşadıkları kentte salt nefes alıp vermenin ötesinde bir şeyler yapmalarını istiyoruz, ki Yazar Maya Angelou’nun dediği gibi… “İçinde anlatılmamış bir hikâye taşımaktan daha büyük bir eziyet yoktur…” Bunu çok iyi biliyoruz… Yetmiyor, sorguluyoruz… Ama ne SUÇ yaratıyoruz, ne de SUÇLU… Çözüm için yollar inşa edip, birini seçmemiz gerektiğinin ısrarında duruyoruz…
Tüm bunları da bu kent adına yapıyoruz…
Slogan değil, gerçek olalım istiyoruz…
Ama sıkıntımız ne, biliyor musunuz ?
Nobel ödüllü, Amerikalı Yazar William Faulkner’in dediği gibi… “İnsanların söyledikleri şeyleri yapacaklarına inanıyordum!” Sanırım hala bunu yapıyoruz… Söylenenlere inanmak istiyoruz… DAHA İYİSİNİ vadedenlere TAMAM diyoruz…
Niye mi ?
Bunu da, ünlü Fransız Yazar ve Düşünür Jean Paul Sartre söylesin…
-
Umutsuzluk, insanoğlunun kendine karşı hazırlayabileceği suikastların en korkuncudur... Umutsuzluk, manevi bir intihardır…
-
Evet…
Konumuz, Antakya…
Antakya’nın ünlü mozaik müzesi…
Biliyorsunuz… 2. Etap açıldı, ki tavsiyem, GİDİN ve GÖRÜN… İçinde yaşadığınız bu kentin DÜN hikâyesinde daha NE VAR, izleyin… Çünkü öylesine yaşıyoruz, bu ÇOK belli ! MEDENİYETLER KENTİ sloganında birikenler olarak, eldekinin içini doldurmak yerine, elde avuçta kalanı hoyratça kullanıyoruz, en çok da bu !
Bugüne dair sorgum mu ?
Aslında, sorularım 3 kuruma…
Hatay Valiliği’ne…
Arkeoloji Müzesi İdaresi’ne…
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne…
Eldeki çok güzel, ama… O kocaman AMA adına soralım, sizler de cevaplayın, olmaz mı ? Çünkü 2 ETAP noktasında beklentiler o kadar çok ki ve ziyaretçi kalabalığımız Antakya özelinde o kadar birikti ki, o CEVAPLAR önemli…
Özellikle de, YAPILMAYANLAR noktasında…
Bu 3 kurum adına yetkililerin BEN kadar dikkatle izlediklerini düşünüyorum, Müze’de açılışı yapılan yeni sergi salonlarını… Tamam da… Bunca şeyi, sergi salonlarına, ama bin bir emekle ve yorgunlukla koyanlar olarak, niye bir şeyleri TAM yapmak yerine HATA tekrarında ilerliyoruz ?
Sorun mu ?
Trajikomik ama, son müze ziyaretimde, sergilenenlere dair tek bir isimlik bulamadım… Ne heykeller, ne mozaikler adına ! Adı ne, hangi yüzyıla ait, hangi dönemin karşılığı, kime ait, hikâyesi ne ve daha fazlası başlığında koca bir belirsizliğimiz var… Peki, hazır mı değildik ? Eserlerin restorasyonu hazırdı da, bilgi tabelaları mı eksik kaldı ? Bu mudur bahanemiz ?
O zaman açmayacaktık !
Hazır olana kadar açmayacaktık !
Ve bugün de bunları konuşmayacaktık !