Tatile çıksak mı Tamam da, hesap
Benzinin litresi belli !
Yeme içmenin bedeli de !
Otobüs biletlerinin hali de !
Uçak biletini hiç sormuyorum !
Tamam da ailecek bisikletle gidecek halimiz de olmadığına göre… !
Ne yapacağız ?
Yok, ben de aynıyım !
Bilmiyorum !
O zaman bir bilende dursak mı ?
Türkiye Raporu’nun Haziran ayı araştırmasına katılanların yüzde 65’i de biz gibiymiş ! Yani maddi durumundan ötürü bu yıl tatile gidemeyeceğini söylemiş... Mesela en uygun bütçeli apart ve butik otellerde bile dört kişilik bir ailenin altı gecelik konaklama maliyeti 10 bin lirayı buluyormuş... Ulaşım mı ? Bu, ücrete dahil değil ! Eğer aile, tercihini 5 yıldızlı bir otelden yana yaparsa, bir ihtimal, bir hafta için ödemesi gereken tutar 25-30 bin liradan başlıyormuş !
Karavan kiralasak !?
Hem konaklama maliyetinden de yırtarız !?
:) Haklısınız, yırtamıyoruz !
Yine !
Anlayacağınız, karavan da çözüm değil ! Otel maliyetleri nedeniyle alternatif çözüm olarak tercih edilen karavan/kamp tatillerinde de tablo karamsar, son rapora göre ! Aslında sektör temsilcilerinin verdiği bilgiye göre, karavanlara olan ilgi de yüzde 50 oranında artmış ! Ancak karavan yapan firmaların maliyetleri de aynı oranda yükselince, umutsuzca çözüm arayan o ilgiyi yine kimse takmamış, ki araçların günlük kiraları da ortalama 2 bin liradan başlıyormuş !
Hadi, aracın tüm yakıt masrafını da bir şekilde karşıladık, bunun için de borçlandık ve istediğimiz tatil yerine GİTTİK diyelim de, nereye ?
Öyle her yere de park edemezsiniz, ki bunun için bir karavan parka ihtiyacınız var…
Hazır mıyız ?
Kuzey Ege’de günlük konaklama bedeli 150-200 liraymış… Güney Ege’de bu rakam 1.000 liraya kadar çıkıyormuş... Üstelik pek çok kamp alanında bu ücretlere, karavanda ihtiyaç duyulan su ve elektrik giderleri dahil edilmiyormuş... Bu kalemlere bir de gıda maliyeti eklendiğinde, dört kişilik bir ailenin bir haftalık karavan tatili yaklaşık 30 bin lirayı buluyormuş…
Evet…
Maliyetler bu !
O zaman bu kadar hayal, yeter !
Bu bayramda da evde mi otursak ?
Ruh halimiz nasılsa alışık, yara bere içinde olmaya !
Peki ya bedenlerimizin yara bere içindeki hali !?
Onun için ne yapacağız !?
Buna dair bir haber okudum geçenlerde… Haber, Kabataş’taki bir reklam panosundaki bir İstanbul resmine dair ! Sizi uzaklara taşıyacak kadar güzel bir İstanbul resminin üzerine, birilerin gelip de başka bir hikaye eklediğini hayal edin şimdi ! Resmin hemen en kenarından, en tepe noktasından, inceden inen beyaz bir çizgi, ucunda beyaz bir yıldız ve o yıldıza bakan bir hilal, ama o hilale asılmış da cansız bir insan bedeni de ama !
Sokak sanatçısı, ‘İzinsiz’ diye de bilinen ressam Devrim Erbil’in, Kabataş’taki bir reklam panosunda sergilenen İstanbul resminin üzerine, geçim sıkıntısı nedeniyle yaşanan intiharları konu alan bir müdahalede bulunmasından bahsediyorum... Merak etmeyin, tutuklanan sanatçı, bir süre sonra serbest bırakılmış…
Ama o yara bere içindeki halimizin bitik BEDENİNİ oradan kimse indirememiş !
