Tacizin TEK parmaklısı Ve İKİ KADIN açıklaması
Ankara’da polis bir gözaltı yapıyor… Gözaltına alınanlardan biri, bir kadın… Adı, Merve Demirel… Baştaki, BİLDİK görüntüler… Hani BURASI TÜRKİYE dedirten cinsten ! Slogan atan bir grup ve onları dağıtan, dağıtmakla da kalmayıp, toparlayıp GÖTÜREN bir devlet kolluk kalabalığı !
Ama bu defa bir farklılık var…
Dikkatinizi çeken başka bir şey var…
Bir erkeğin bir kadına yönelik tacizi var…
…ki gariptir, bu durum, onca kalabalığın olduğu yerde, alenen yapılıyor !!!
Amerikalı Gazeteci bir arkadaşım da izlemiş görüntüleri ve düşünme şekli itibariyle, Türkiye’nin dışarıya verdiği görüntü adına da korkutmuş…
“Herkesin görebildiği bir yerde bunu yapabilenler, görülmeyen bir noktada başka ne yapmaz!”
Korkutucu mu ?
Bence , EVET !
Hem korkutucu…
Hem utanç verici…
Merve Demirel’in, bir kadın göstericinin, şartlar ne olursa olsun yaşadığı bu son durum, UTANÇ verici…
Ama daha da UTANÇ verici olanı, yaşananlara tepkinin büyüdüğü bir ülkede, bir başka KADIN’ın, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in kalkıp da, “Görüntüleri izlerken, ben, özensizlik içerisinde bir tavır görüyorum, yani bir telaş içerisinde bir kişiyi arabaya yerleştirmeyle alakalı, TELAŞIN VERDİĞİ bir yanlış hareket var, ama bunun da yanlış olduğunu söylüyorum, olmamalıydı” demesi !!!
Telaşın verdiği YANLIŞ bir hareket !!!
Türkiye’ye hoş geldiniz !!!
“Bu görüntüden yola çıkarak, Emniyet teşkilatını –tacizci- diye itham etmeye de asla tahammülümüz olamaz” demiş, aynı zamanda Avukat da olan Zengin !!!
…ki dediği gibi, kimsenin derdi KURUMSAL kimlik de olmamış aslında, ama tam da o an bir kadının ALENEN yaşadığı TACİZ olmuş, TELAŞ olmamış !!!
Aslında, bir başka kadın daha konuşsun istiyorum…
Hukukçu kimliği olan bir başka kadın…
Bir başkasının aksine, o, UTANÇ VERİCİ desin…
Ve şöyle devam etsin…
-
Ankara'nın Sakarya Caddesi’nde, "tutuklu avukatların serbest bırakılması" için yasal bir derneğin yaptığı basın açıklamasına katılan kadın üniversite öğrencisine, erkek polis, cinsel saldırıda bulunuyor! Biri güç ve yetkinin (nüfuz), diğeri acının tümüne sahip olan o iki beden arasındaki korkunç temasa hepimiz tanık olduk! Oysa; 2559 Sayılı Polis Vazife Ve Salȃhiyet Kanunu'nun 1. Maddesi – "Polis; kamu güvenliğini, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder" diyor. Bu olayda, Polis, kanuni ve fiili olarak kendisinin korumakla görevli olduğu 'değerleri' kendisi ihlal etmiş olmuyor mu? Bu anlamda, cinsel saldırı, hepimizin tanıklığında ve tüm Türkiye halkına yapılmış olmuyor mu? Ulusal ve uluslararası hukuka göre; insana yönelik fiziksel, biyolojik, psikolojik, cinsel ve ekonomik her türlü şiddet eylemi (insanlık dışı,küçültücü onur kırıcı ya da işkence nitelikli ) bir suçtur, bir insan hakları ihlalidir!
-
Bitmedi…
-
Bu eylemi yapan kişinin kimliği, görevi , sosyal konumu vs. bu gerçeği değiştirmediği gibi,tam aksine failin polis olması, suçun niteliğini( TCK 94. Madde) ve cezasını arttıran bir unsur oluşturuyor! Toplum olarak bizler, devletten,bu saldırıyı yapan polis hakkında derhal cezai ve idari her türlü işlemi yapmasını, soruşturma başlatmasını ve kovuşturma/ yargılama bitene kadar görevden el çektirmesini bekliyoruz!
-
Hataylı Akademisyen – Hukukçu Neval Oğan Balkız’ın ifadelerine katılmamak ve olması gerekeni beklemek, sanırım bu ülkede HUKUK adına işlemesini beklediğimiz tüm değerler adına bizlerin en doğal hakkı !
Ama söylediği son şey, KULAĞIMIZA da küpe olsun !
-
Toplum olarak suskunluğa kapılır ve kendimizi aslında hiçbir şey olmadığına inanmaya zorlarsak, geriye mağdur Merve Demirel’in haklı olarak söylediği; "onur kırıcı bu muamelenin yarattığı utanç kesinlikle bana yükletilemez" gerçeği karşısında, hepimiz bu utancın yükleneni olacağız!
-