Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 80 defa okundu.

SÜRTÜK diyen tamam da Peki AKP’deki SUSANLAR

Cumhurbaşkanı / AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın, kendi Parti Meclis Grup Toplantısı’nda, Gezi protestolarına katılanları kast ederek SÜRTÜK hakaretinde bulunmasına AKP kanadından şu ana dek hiç SES gelmemesini konuşalım istiyorum bugün !

Onları anlamaya da çalışıyorum aslında…

Hiçbir şey olmamış gibi,
Söylenen, söylenmemiş gibi,

…davranarak NE yapmaya çalıştıklarını anlamaya çalışıyorum !

Tamam,

…SUSMAK da bir eylemdir !

Bazen,

Söyleyemediklerindir !
Çığlık çığlığa haykırışındır !
Durduramadığın bir iç kanamadır !
Tüm birikmişliğindeki boşluğundur !

Peki, AKP’deki hangisi ?
AKP’deki suskunluk hangisi ?

Bir açıklamasında, “Özellikle sosyal medyada, internette, yalan terörüne, KİŞİLİK SUİKASTINA, YARGISIZ İNFAZA, KADINLARA KARŞI UYGULANAN ŞİDDETE KARŞI, muhakkak evrensel normlarda yeni düzenlemeler yapmak gerekiyor” diyen ve bu alana dair kanun hazırlığının mimarlarından biri de olan, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, eldeki için NE düşünüyor, merak ediyorum !

Sadece o da değil !

AKP adına Meclis’te temsil edilen diğer illerin Vekillerini de merak ediyorum !

Aynı Partide beraber siyaset yapan erkekleri de, kadınları da merak ediyorum !

KADINA ŞİDDETİ konuşan bir memlekette, KADINI hedef alan böylesi bir kelimenin yarattığı ŞİDDETİ,

Hiçbir şey olmamış gibi,
Söylenen, söylenmemiş gibi,

…es geçmek, nasıl bir ruh hali, en çok da bunu merak ediyorum !

Aslında konuyu genelde siyaseten alıyoruz hep ama… Madem politize edilmiş bir İslam’ın Ankara’sındayız, buradan gelsin sorumuz ! Dinen gelsin ! İslam’da kadını NAMUSU üzerinden lekelemek üzerinden gelsin ! “Bunun günahı nedir”, kısmından gelsin ! Hatta konuya Diyanet de dahil olsun ! Hemen her konuda BEN DE VARIM diyen Diyanet, kadını NAMUS kavramı üzerinden etiketleyen SÜRTÜK için bir şeyler söylesin !

Haklısınız…

Kimse hiçbir şey söyleyemeyecek !
Susanlar, aslında sustuklarıyla da en büyük mesajı verecek !

Konuşanlardayız o halde…
Gezi’yi yaşayan, soluyan, unutmayanlarda !

Şair, aktivist, şarkı sözü yazarı Gülten Kaya’ya göre, mesela…“Gezi; yeşilin, sarının, morun, kırmızının, pembenin, beyazın, tüm renklerin harmonisi, ebrusu idi... Rengarenk bir heyecandı... Türkiye’ydi…”

Gezi olayları sırasında, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne henüz yeni başlamış bir lisans öğrencisi olan Öyküm devam etsin… “Başkası için sokağa çıkmak, sorumluluk almak, tanımadığı insanlarla aynı amaç ve değerler adına mücadele etmek, günlük hayatta pek görmediğimiz bir hassasiyet ve nezaketi de getirdi... Otobüs ve metrobüs kuyruklarında birbirlerini ezen insanlar, birbirlerine gülümser ve yer verir hale geldi…”

Anlayacağınız, Gezi’den geriye herkeste bir şeyler kaldı !

Kimine ölüm,
Kimine kapanmayan bir yara,
Kimine mahkumiyet,
Kimine dayanışma,
Kimine özgürlük,
Kimine umut,
Kimine,

Kimine…

Bana mı ?

Ali İsmail Korkmaz’ı, Abdullah Cömert’i, Ahmet Atakan’ı bu süreçte kaybetmiş bir kentin sakini, gazetecisi, yaşayanı olarak, bana kalan, kocaman bir BİZ oldu ! Armutlu’nun o devasa caddesine kurulan YERYÜZÜ SOFRASI’nda yan yana oturduğumuz anlar kaldı ! Paylaştıklarımız kaldı ! SEN YOKSAN BİR EKSİĞİM diyenler kaldı ! Kimin ne düşündüğünden bağımsız, yan yana gelebilenler kaldı ! ‘Mahalleme, meydanıma, ağacıma, suyuma, toprağıma, evime, tohumuma, ormanıma, kentime, parkıma dokunma!’ gibi irili ufaklı birçok pankartın bugüne fısıldadıkları kaldı !

…ki İyi ki de kaldılar !