Suriye de İdlibin pimi Karadeniz de ise Ukrayna
Olası bir askeri operasyon !
…bu cümle, yıllardır, Hatay’ın Suriye sınırının hemen ötesindeki İdlib için konuşulan bir senaryo, ki bu durumun, önü alınamayacak bir göç patlaması yaratacağından korkan Ankara, bölgede hem Amerika hem de Rusya ile dikkatli bir satranç düellosunda !
Peki, İdlib için SONU BELLİ BİR FİNAL gibi zamanını bekleyen bu askeri operasyonun pimi için elleri tetikte bölge ülkelerini şimdilik bir kenara bıraksak ve PİMİ ÇEKİLDİ denen Ukrayna’da dursak mı ?
BİZE ÇOK UZAK, diyenler var !
BİZİMLE NE İLGİSİ VAR, diye ekleyenler de !
Türkiye’nin, Suriye bağlamında, hatta NATO ile yaşadığı tartışmalarında şu ana kadar geliştirdiği bir Rusya politikası var… Ancak savaşın eşiğine gelen Moskova ve Kiev noktasında, hangi yöne gideceğinin hesabında duran Ankara’nın, Ukrayna ile SİHA bağlamında bir askeri-savunma işbirliği de…
Haklısınız…
Zor bir satranç tahtası…
Aslında çerçeve biraz daha geniş !
Mesela, Türkiye, doğal gazda Rusya’ya bağımlı… Bir Gazeteci dostumun ifadesiyle; “Türkiye’nin geçen yıl ithal ettiği doğal gazın yarısı Rusya’dan geldi. Daha önce en çok Alman turist ağırlarken, geçen yıl Ruslar öne geçti. Bu ikiliyi, Ukraynalı turistler izliyor. Ukrayna ile Türkiye arasında savunma işbirliği anlaşması var. Türkiye, Ukrayna’ya SİHA satıyor.”
Öylesine iç içe geçmiş bir ilişkiler yumağı ki, şu an yaşanan ekonomik krizin de önüne geçebilecek bir karmaşa yaşanabilir, olası tercihler noktasında ! O yüzden de, “Bir savaş durumunda, Ankara’nın arada kalma riski büyük…” diyenlere katılmamak zor !
Olasılık ve söylenense net…
“Rus filosu, bir Odesa ablukasına kalkışırsa, Karadeniz, NATO için hayati hale gelecek... Bu durumda Türkiye Boğazları açarsa Rusya’yla, açmazsa da ABD’yle kriz yaşayacak…”
Putin’in tercihleri önemli…
Ancak Ankara’nın, Moskova karşısında alacağı pozisyon da !
Zira Rusya’nın İdlib’e müdahale edip Türkiye’ye yeni bir göç dalgasını tetiklemesi, tüm bu iç içe geçmiş senaryoların bir adım önüne çıkıyor, ki Moskova da bu yüzden Ankara’yı yakından izliyor…
Tabi bu duruma, “DAHA NELER…” deyip de, bıyık altından gülenler, hatta “OLMAZ BİR ŞEY…” diye ekleyenler de yok değil ama… İngiliz Başbakanı Boris Johnson’ın, Güvenlik Konferansı için geldiği Münih’te, “Rusya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en büyük savaşa hazırlandığını” söylediği o andayım halen…
Şu ana kadar hep ASKERİ olasılıklardan bahsettik…
Peki, bu askeri olasılıkların ekonomik yansımaları !
Türkiye’nin, salgın döneminde bile ayakta tutmak için her türlü tavizi verdiği ve sınırlarını kapatmayarak da bu durumu desteklediği turizm sektörü, olası bir savaşın tercihleri noktasında, hangi ülkeden gelecek turistleri kaybetmeyi göze alır sahi ?
Rusları mı, Ukraynalıları mı ?
Peki, İran’a karşı stratejik olarak geliştirilen doğal gaz politikasında Rusya’ya bağımlı bir Türkiye, gazı kesilirse ne yapar ? Batı’nın, Rusya’ya yönelik olası yaptırımlarına ne kadar katılır ? Putin, batının yanında duracak bir Türkiye’yi cezalandırmak için İdlib’i vurur ve çatışma alanını genişletirse, İçişleri Bakanının da son açıklamasıyla gündeme taşıdığı bir göçmen akımı nasıl durdurulur ? İthalatının yüzde 85'i Rusya ve Ukrayna'dan yapılan buğdayda sorun çıkarsa, içerideki ekmek fiyatları ne olur ?
Dua edelim de, Ankara, bu tozu dumana karışmış satranç oyununda iyi olsun…