Şiddet söylemleri şiddetin kendisi Ölümler ve eldeki rakamlar
Ekim ayı da bitti…
Ama çok isim birikti…
Birikenler, ölümleri kader denene bağlananlar… İş kazalarının cinayet mahallinde bırakılanlar… Ve ölüm nedenleri KAZA ile açıklananlar… Önce o isimler gelsin mi ? Ama gelirken de şu kalsın aklımızda…
1’i 14 yaş ve altında olmak üzere, 2 çocuk işçi can vermiş, Ekim’de...
Diğerleri mi ?
Hüseyin Can, Dilek Can, Ferit Demir, Ammar Esad, Nazlı Çınar, Ömer Bolat, Ahmet Yavuz, Ali Uyanık, Nazlı Ünal, Ahmet Essed, Muzaffer Erdem, Kazım Ercan, Hikmet Tunç, Enver Durukan, Gül Kibar Duran, Arif Kırkan, Mustafa Karataşlı, Süleyman Polat, Dursun Deveci, Nuray Deveci, Dursun Karaçam, Hidayet Cerbez, İsmet Yılmaz, Muhammed Nebi Nasır, B.K., Maksut Güler, Habib Gülseren, Ferhat Önel, İbrahim Altındağ, Arif Demir, Celal Eroğlu, Necati Rençber, Emrah İnandı, Bekir Dem, Zühre Kurt, Mustafa Ali Yümlü, Adem Ergin, Remzi Karabulut, Erdoğan Özen, Mohammad Mohammadi, Mustafa Aslan, Rashit Khalaf, Erol Bektaşoğlu, İzzet Çal, Yusuf Sancar, Yusuf Aktaş, Nuraddın Mamutov, Salih Ataoğlu, Nihat Abaylı, Hülya Demirkıraner, Necla Davulcu, Mikail Akpınar, Mehmet Hür, Bekir Baştuğ, Fatih Devecioğlu, Bülent Baş, Mustafa Çeliker, İsmail Kararmış, İbrahim Halil Ünlü, Ersin Turhan, İsmail Candaş, Mustafa Binay, Gökhan Vural Arı, Ahmet Kamil Kalıpçıoğlu, Hakkı Çakmak, Yaşar Kaya, Ali Pekgöz, Erol Güngör, Murat Eratik, Osman Göçlü, Tufan Kırmızı, Muharrem Mengeş, Nail Özhan, Selim Gilimörtmez, Ahmet Çakar, Hasan Bostancı, Hüseyin Dinler, Yılmaz Yuca, Muhammed ., Vedat Tutçu, Hüseyin Tarhan, Sedat Akdeniz, Selim Sürgit, Selçuk Söğütlü, Suna Yazıcıoğlu, Muzaffer Kurt, Mikail Selbi, Resul Erdoğdu, Mehmet Akgül, Muhammed El Turkavi, Adem Güler, Reşit S., Halit Kadıncık, Zekeriya Ak, Sedat Başyiğit, Mervan Abdi, Mehmet Emin Songün, Nihat Aslan, Muhammet Koçak, Ahmet Güneş, Najibollah Zahare, Mehmet Yıldız, Bedir Obuz, Erdal Ölgün, Ali Bayık, Ali Çam, Özer Dadük, Ümit Türedi, Osman Budak, Fatir Murioğlu, Ali Yıldız, Sait Yunt, Abdullah Alesa, Yüksel Gökmen, Metin Karal, Orhan Aldırma, Mehmet Vural, Şahin Usta, Oktay Ev, Serdar Çayır, Yılmaz Sofuoğlu, Ertuğrul Sofuoğlu, Ertan Çetin, Bilal Usta, Abdulkerim Dağ, Adem Yılmaz, Serkan Dilci, Deniz Adalı, Tahir Kanbay, Recep Yavuz, Mecit Aydoğan, İbrahim İzgin, Celalettin Ballı, Fırat Güldal, Mustafa Kemal Ege, İbrahim Yıldırım, Ahmet Gençer, Necati Karagöz, Osman Köse, Şükrü Gümüş, Hasan Baltacı, Mustafa Ören, Şahap Okka, Celalettin Karadağ, İzzettin Yüksel, Mehmet Sağlam, Oğuz Başbuğ, Erkan Uca, Ahmet Karakaş, Mehmet Aşula, Sabri Mutlu, Mustafa Ali Otak, Niyazi Eriş, Ahmet Çetiner, Savaş Abalı, Gizem Altunoğlu, Fikret Hacıosman, Lewis Chioğurei, Ahmet Leylek, Hayrettin Yılmaz, Bilal Özdal, Adnan Erdoğan, Mehmet Suşehirli, Mustafa Gedik, Emin Hazır, Alican Erdoğan, İbrahim Güven, Enes Solakan, Mehmet Zeren, Zeki Balatacı, Seyfi Sicimoğlu, Yılmaz Civelek ve ismi öğrenilemeyen 5 işçi...
Onlar, “Ekim ayında, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 177 işçiyi saygıyla anıyoruz” diyen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden bizlere gelen mesajda adları ‘ölüm’ noktasında yan yana yazılanlar… Kasım ayına eklenecek isimlere kadar akılda kalacaklar… Kimi sigortalı, kimi sigortasız, bazısı sendikasız, ki çokça da sahipsiz olanlar…
Ölüm şeklini de bir ŞİDDET olarak tarif etmek mümkün mü sahi ? Peki ya; Emeklilikte yaşa takılan umutsuz kalabalıkların, iş ve can güvencesi isteyen hekimlerin, 3.Havalimanı’nda tutuklanan işçilerin ülkesinde, ŞİDDET tarifinde durup, yeni ara başlıklar yaratmak… Gerekli mi ?
Aslında garip bir ülkeyiz…
Öncelikleri garip olanlarız…
Buna dair yazmış, her yazısından büyük bir keyif aldığım Gülse Birsel…
Şiddetin hangi kelimelerde BİP’lendiğine işaret ederken, DÜŞÜNÜN demiş…
Ve eklemiş…
-
10-15 yıl önce ‘Kurtlar Vadisi’nde ne ÇOK İNSAN ÖLÜYOR sohbeti dönerdi. Şimdi dizilerin yüzde doksanında, hikâyelerin çoğu tehdit, yaralama, dövme, vurma, öldürme üzerine. Dizilerdeki haftalık ölü sayısının toplamını hesaplamak imkânsız gibi. Kadına şiddet ise zaten en sık kullanılan temalardan. İlginçtir, bir komedi dizisinde “salak” gibi masum bir kelime birkaç defa kullanıldığında, biri ‘bip’leniyor. “Kıç” kelimesi yasak örneğin. Votka, şampanya demek; bir düğün sahnesinde bile içki bardağı göstermek yasak. Ama dizi hikâyelerinde kadın dövmeye, adam bıçaklamaya, silah sıkmaya, insan öldürmeye getirilen bir yasak, sınır, kural yok!
-
Bitmedi…
-
“Bir ülkedeki televizyon yayınlarında “öpüşme sahnesi” olması büyük haberken; kadın dövme, bıçaklama, adam öldürme hikâyeleri sıradan, her günkü temalar haline geldiyse... Bir dönüp kendimize bakmamız gerekmez mi?”
-Evet…
Ölümün ve şiddetin kendi içinde normalleştiği son hikayemize eklenen tespitlere katılırsınız ya da katılmazsınız, ama… DÜŞÜNÜN ! Etrafı tebeşirle çizilen ölümlü bedenlerimizin KADER denene teslim şeklini DÜŞÜNÜN… Bu hikayede NEREDESİNİZ, en çok da bunu…
Düşünün…