Seçim Gazeteciliği Para ver haberini yapalım
-
Aslında Türkiye’de, pek kalabalık olmayan böyle bir topluluk da yaşıyor... Bağcı dövmek için değil üzüm yemek için yola çıkan, birilerini yere düşürüp üzerlerine basarak yükselmeyi aklından geçirmeyen, mesele neyse onunla uğraşan iyi niyetli insanlar sözü alınca, insan kendini başka ülkede sanıyor…
-
Ümit Kıvanç haklı…
Herkes aynı kumaş değil…
Gerçek haberci yok değil…
Ama sorun da burada, ki o -VAR- ‘YOK’ gibi !
Geçenlerde bir tanesi, bir isim üzerinden ‘para karşılığı’ olması kaydıyla röportaj yapar mısın, diye sordu ! Şu ana kadar yüzlerce özel haber, binlerce köşe yazısı ve onlarca röportaja imza atan biri olarak, hiçbiri üzerinden bana EK ücret ödemesi yapılmasını talep etmedim, ki ETMEM mi gerekirdi, anlayamadım ama… Geride kalan seçim dönemlerinde de oldu buna benzer teklifler, bunu hatırladım !
Yapanı çokmuş, onu fark ettim !
MİLLET GÖTÜRÜYOR, sen otur, dedi bir diğeri !
OTUR, derken neyi kastetti, bilemedim…
…demiyorum tabi !!!
Birileri GÖTÜRÜRKEN, sen seyretmeye devam et, kısmı bu !!!
Gazetecilik denene bu elbiseyi giydirenlere NE DEMEK gerek, bilemedim ama… Benim bu şartlarda çoktan KÖŞEYİ dönmem gerekiyormuş, bunu anladım ! Anladığım asıl şey, mesleğim adına beni utandıran bir şeyler… Bizleri dışarıda farklı sunan şeyler…
Satın alınabilen…
Kiralanabilen…
türden bir şeyler…
Garip, değil mi ?
Bir gazetecilik terimi olan 5n1k’nın yerini KAÇ PARA kısmının almış olması… Bir haber yazısında ‘Ne?/Kim?; Neyi?/Kimi?; Nasıl?; Niçin?; Nerede?; Ne zaman?’ sorularının cevapları yer alması gerekiyorken; önceden ayarlanmış cevapların, kurgulanmış soruların, hazırlanmış metinlerin ve danışıklı dövüş bir emeğin (!) bir değil, birkaç adım öne çıkmış olması !
Kalemini satanların ya da kiralayanların kalabalığında bizleri de bu ‘KAÇ PARA’ trafiğine kurban diye sunanlara ufak bir hatırlatma yapalım o zaman…
5N1K kuralı şu…
NE : Konuyu verir…
NEDEN : Amacı verir…
NASIL : Yöntemi belirler…
NEREDE : Mekan ve yer kavramları…
NE zaman : Süre – süreç kavramları…
KİM : İlgili ve sorumlu kişileri belirler…
Aslında GAZETECİLİK kavramı da tartışmalı bir başlık… Mesela ben ! Gazetecilik mezunu değilim… Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Uluslararası İlişkiler okudum… Oldukça uzun zamandır bu işi yapan biri olarak kendisini haberci olarak görmekten çok, köşe yazarı olarak ifade eden biriyim… Ama… Onca röportajın imzasında duran biri olarak, kendime haksızlık mı yapıyorum, bilemiyorum… Yine de bir gün bu işe NOKTA koyduğumda, ‘KAÇ PARA’ kısmından çok uzakta bir yerde, geriye bakıp keyifle gülümseyeceğim…
İşte bunu çok iyi biliyorum…
Bu arada…
Beni gülümseten son şeyi sizlerle de paylaşmak istiyorum… Üzerinde çalıştığım kitabım sonunda bitti… İki kadına ait iki hikâye üzerinden şekillenen ve kadına şiddetin fotoğrafını bir kez daha çeken kitabım en nihayet bitti…
Adı mı ?
Kutsallığın Vaazı…
Yaşadığımız coğrafyanın kadınlarına ait kelimelerden oluştu, merak edene… Yaşanan hüznü yeterince omuzlayabildi mi, bilmiyorum… Ona da siz karar vereceksiniz… Şimdiden İYİ OKUMALAR…