Sayfa BEYAZ da Sorun kalemin SİYAH ında mı
Çok yazan, ama…
Her gün de yazan biriyim…
Yazdıklarımızı sevenler olduğu kadar, YİNE Mİ diyenler olmuyor değil !
Sanırım, bu sayfayı, BİRİLERİNİ mutlu etmek için açtığımızı sananlar var !
Yok…
Durum öyle değil…
Durum bundan ibaret değil…
Sanırım bir yazarın dediği gibi…
-
Aslında ben,
hep beyaz sayfalar açıyorum hayata ama…
Ne yapalım, kalem
siyah…
-
Tabi bu, işin esprisi…
Yine de dürüst olalım mı, hatta açık açık şunu yazalım…
Bu kenti yönetenler, bizler gibi KALEM sahiplerinden, yönettikleri kente dair PEMBE PANCURLU EVLERE dair MUTLU mesut hikâyeler dinlemek; herkesin çok MUTLU olduğu, ama hiç ŞİKÂYET etmediği, hatta şikâyet etmek için NEDEN bulamadığı hayatlar sürdüğünü okumak istiyor…
Ama hayat bu değil !
Dışarıda akan hayat bu değil !
Burada ara ara ya da çokça okuduğunuz şikâyetler var ya…
İşte HAYAT denilen şey, tam olarak o !
Artan trafik…
Yamalı yollar…
Dökük kaldırımlar…
Ha bire kesilen ağaçlar…
İşçiliği kötü hizmetler…
Plansız kentleşme…
Boş verilmiş bir tarih…
Kadere teslim bir turizm…
Kötü yönetilen ünvanlar…
Karikatürize edilmiş krallar…
Çiftetelli oynayan Romalılar…
Ama her şeye rağmen HER ŞEY İYİ diyen ve ALKIŞ bekleyen yöneticiler !
Mesela…
Yardım çalışmaları sırasında, YARDIM ALANLARI fotoğrafladıkları için haklı olarak ÇOKÇA eleştirdiğim Antakya Belediyesi yönetiminin, beni ‘posta gönderim’ listesinden ‘haberci’ bağlamında çıkarması da buna dair sanırım :) Aslında bu bir şikayet de değil, aman yanlış anlamasınlar, ki beni de yeniden gönderim listesine dahil etmesinler ! Çünkü hayat, bu tür oyunları karşılıklı oynamak için fazlasıyla kısa ve bu kent de, bu oyunlara sahne olamayacak kadar eski ve kadim !
O yüzden derdimiz…
Belki biraz CİDDİYET !
Dedik demesine de…
Beyaz sayfayı yine kalemin siyahı ile mi doldurduk ne ! :)
Ama madem başladık, devam edelim mi ?
Manisa ile başlayan, Ankara ile devam eden ve Elazığ ile final (!) yapan deprem gerçeğimizle… Ve hala bilemediğimiz TOPLANMA alanlarımızla… Depreme ne kadar hazırız SORUSUNA verilmeyen cevaplarla… Eski kentin yorgunluğuna ÇÖZÜM bulamayışımızla… Yeni denen kenti doldurduğumuz beton gerçeğiyle… Şehirleşmenin bir kültür olduğunu bilerek, ama içinde olduğumuz karmaşanın ne olduğunu bir türlü anlayamadığımızla…
Haklısınız…
Sayfamız SİMSİYAH oldu !
Ne diyelim ki…
Darısı, BEYAZ cevaplara !