Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 153 defa okundu.

Savaş ve Güler Belediyecilik konuşsak mı

Yanlış olmasın…

Başka adaylarımız da var…

Ama bugün, önde ilerleyen iki ismi konuşalım istiyorum… Aslında onlar da haklarında konuşalım diye her şeyi yapıyorlar ! Ankara alışkanlığı mı ? Belki… Biraz da bu yüzden, hizmet (!) yarışını (!) çok gerilerde bıraktık ve 31 Mart yaklaştıkça da birbirimize sardık ! Sokaktaki vatandaş bu durumdan ne kadar rahatsız bilmiyorum ama… Ben, ne eldeki +18 Ankara’yla, ne de ona benzemeye çalışan bir Antakya (Hatay) ile mutluyum !

Peki, ne mi yapıyorum ?

Seçim çalışmalarının sloganları arasında yara bere içinde ilerleyen bizlerin, nasıl bir kent inşa etmeye çalıştığımızı anlamaya çalışıyorum !

Son örneğimiz mi ?

Her geçen gün yükselttiğimiz çıtamıza dair… Özellikle de, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna en yakın iki ismin, gündemi ısıtan tartışmalarına dair…  Projeleri bir kenara bırakan, ama giderek kişisel hakarete varan atışmalara dair…

Ben gibiler, bu duruma OY vermeyecek !

Hatta böylesi bir kent inşasına HAYIR diyecek !

Niye mi ?

Aslında yaşanan birçok şeyi onaylamak mümkün değil, hele ki, Ak Partili İbrahim Güler ve CHP’li Lütfü Savaş’ın başkanlık rekabetinde gündem menüsüne konan konu başlıklarına şahitlik ederken… Ama durum artık birbirlerine zarar vermenin ötesine geçti, ki gündem, bir şirketin ticari itibarı noktasında ilerledi !

Evet…

Gündem, Hatay RO-RO ! Lütfü Savaş’ın, “Rakibim olarak atanan arkadaşın (İbrahim Güler) ‘yönetiyorum’ dediği şirket ile çalışan iş insanları, bu işin sonunun karanlık olduğunu ve şirketin kapatılacağını söylüyor” diyerek işaret ettiği Hataylı bir şirket !

Bilmeyenler için ufak bir not…

Hatay RO-RO, benim de birçok defa haber yaptığım, hatta İbrahim Güler ya da ilgili işadamları başlığında defalarca gündeme taşıdığım bir oluşum… Suriye kapısı kapanan Hatay nakliyesinin çözümü olarak ortaya çıktılar… Ama süreç için de sorunları hiç bitmedi… Ama vazgeçmediler… Aslında nakliye sektörünün en kötü zamanlarında ortaya çıkarak, birbirlerine nefes oldular…

İbrahim Güler, kendisiyle gerçekleştirdiğim bir röportajda şöyle demişti, yıllar önce…

-

Nakliye sektörü, şu an kaplumbağa gibi kafasını içine çekmiş, büyümeyi bir kenara bırakmış ve mevcudu korumanın peşinde. Lojistik sektörü, sıkıntılı bir sektördür. Mücadele gerektiren bir sektördür. Ama ben her şeye rağmen gelecekten ümitliyim. Coğrafyamızda yaşanan sıkıntıların bir gün biteceği ve lojistiğin de eski günlerine geri döneceği ümidini taşıyorum.  Dolayısıyla, istikrarla ve ayağımızı yorganın dışına taşırmadan bu mücadeleye, ama borçlanmaya da gitmeden, mevcudu da koruyarak devam edeceğiz.

-

Zor bir süreçte umudu taşımak zordur…

O yüzden de, 31 Mart’ın karanlık dehlizlerinde, o zorluğun umudunu ve bir çok firmayı içeren bir ticari itibarı, seçim malzemesi yapmasak mı ? Hatta +18 Ankara olmaktan vazgeçsek, kadim denen toprakların nezaketini yansıtmaya başlasak… Bel altı vurmadan KAZANMANIN keyfinde ilerlesek… Hatta şu ana kadar yaptığımız tüm hatalar için özür dilesek…  HATA YAPTIM diyebilsek…

Biliyorum, demeyeceğiz…

Unutmadan… Hatay’da faaliyet gösteren 63 şirketin bir araya gelerek oluşturduğu Hatay Ro-Ro, Şirket ortaklarından Raif Ay’ın dediği gibi aslında…  “Hatay Ro-Ro, yalnız ortakları için değil, Hatay halkı için de bir değer olmuştur. Hatay Ro-Ro, tam anlamıyla bir başarı hikayesidir. Bütün sektörlerin örnek alması gereken bir oluşumdur.”

O yüzden…

31 Mart’ın, bir belediyecilik yarışması olduğunu unutmayalım, olmaz mı ?

Hizmetler yarışsın, projeler paylaşılsın…

Ama bu kentten eksiltilmesin…

Olmaz mı ?

Olsun !