Sadece OY istemeyin Sloganlarınızı rüzgara savurmayın
Modern insan…
kansız et !
nikotinsiz tütün !
alın teri olmadan mal !
cesetsiz savaş !
copsuz polis !
morartısız cop !
spekülasyonsuz para ister !
demiş Gilles Dauvé…
İçinde olduğumuz zamanlar mı, modern olan ? “İçimde, gelecek zamanların korkusu var” diyenlerin kalabalığında attığımız ürkek adımlar mı, modern olanlar ? Vaktin, daha iyi zamanlar için atacağı anların beklentisinde yorgun düşenler mi, modern denenden kalanlar ?
Modern !
Facebook’ta nefes alıp veren bizler miyiz, o modern ?
Sevdiğini işaretlemek için LIKE yapan…
Beğendiğini belirtmek için RT’leyen…
Gülmek için HA HA butonuna basan…
Hüznünü ise AĞLAK yüzle anlatan…
Bu muyuz, MODERN derken ?
Değil miyiz ?
Bu değil miyiz ?
O zaman neyiz, o MODERN yüzyılın neyiyiz ?
Özgür bireyleri mi ?
Kendinden habersiz köleleri mi ?
Yoksa sanalın klavye kahramanları mı ?
Cevapsızız çoğu zaman…
Belki de Cemal Süreya’nın dediği gibiyiz…
-
Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum…
Çünkü onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler…
-
Bu defa başka bir şey yapalım mı ?
Hayallerimizi sırtlanalım ve…
Hatta biraz yürüyelim…
2019 Mart’a doğru…
Evet…
Bir taraftan Mart 2019 seçimleri yaklaşırken, diğer taraftan, herkesin ADAY ve bizlerin de ara ara hatırlanan SEÇMEN olduğu zamanlara doğru ilerliyoruz… Peki, en azından bu kısacık arada, KÖLE değil de EFENDİ olsak mı ? Ne de olsa o tek bir OY’un sihrindeyiz ? Ankara’ya uğurladığımız vekillerin de, ADAYIM diye ortalıkta dolaşan o koca kalabalığın da SEÇMEN kimliğinde efendileriyiz !
Sizin adınıza birkaç soru soralım mı kendilerine ?
Bize cevap versinler, ki madem ADAYLAR…
Hatta bu kenti yönetmeye de talipler…
O zaman bizlerle paylaşsınlar…
Antakya’dan Defne’ye, Samandağ’dan İskenderun’a, ki tabi Hatay’ı da içine katarak… FARKINIZ ne, anlatın ! Bu kent için HAYALLERİNİZ ne, söyleyin ! seçilmiş kişilerin ENKAZ DEVRALDIM edebiyatına geçmeden, eldekine NE ekleyeceksiniz, fısıldayın ! Kadim toprakların çok dinli, çok dilli, çok kültürlü yapısını NASIL omuzlayacaksınız, detaylandırın ! Öncekileri KÖTÜ, ama sizi İYİ yapan şeyleri masaya koyun !
Anlayacağınız !
Sadece OY istemeyin…
Sloganlarınızı rüzgâra savurmayın…
Hele ki, ‘Beni seçin, gerisini merak etmeyin’, demeyin !
Çünkü eldekilerin kentinde mutlu değiliz !
Yaratılan KÖY-KENT projelerinden mutlu değiliz !
O yüzden, anlatın...
Anlatın ki, anlayalım…
Anlayalım ki, OY verelim…
OY verelim ki, siz de kazanın !
Ama en çok da bu kent kazansın…
Kayıplarını bir an önce toparlasın…
Olur mu ?
Hadi o zaman !