Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 191 defa okundu.

Sadece ben konuşuyorsam Bu beni HAKSIZ mı yapar

Biri şöyle demiş…

-

…eğer doğru konuşursam insanlar, yanlış konuşursam Tanrı benden nefret ediyor !!!

-

Peki, bizler NE durumdayız ?

Hangi tarafı daha mutlu ediyoruz ?

Ne taraf terazide daha AĞIR basıyor ?

Peki, bizi söyleyeceklerimiz noktasında korkutan taraf hangisi ?

İnsan mı ?

Tanrı mı ?

Dürüst olun kendinize…

Aman duymasınlar…

Aman görmesinler…

Aman bilmesinler…

…şeklinde ifade ettiğimiz ne kadar çok şey var hayatlarımızda !

Yok mu ?

O zaman cevabımızı da vermiş mi oluyoruz ?

Gelin bugüne başlayalım…

Ben benimkileri anlatmaya başlayayım…

Yaratan kısmını mutlu ederken, insanları da kızdırayım…

Aslında merak etmiyor değilim…

Bu sayfada dile getirdiğim bir konu başlığında, toplumun hiçbir kesiminden tek bir açıklama gelmedi… Aslında altını çize çize yazdıklarımız noktasında tek bir saniye bile durmadığımızın da bir göstergesi mi bu, bilmiyorum…

Konu mu ?

Bu sayfayı okuyanlar iyi bilir… Sık sık, bu kentte yaşayan sığınmacılar için bir şeyler yazıyorum… Yaşadıkları savaşın acısından, yıkımından, ölümünden kaçanları anlatıyorum… Bu ülkenin geleneksel tribün siyaseti elinde şekilden şekile sokulanları ÖFKE DİLİ’ne kurban edenleri de…

Ne diyor, bunu söyleyenler ?

Ürüyorlar, diyor…

Çok ürüyorlar, diyor…

İşlerimizi elimizden alıyorlar, diyor…

Memleketimde benden daha çok söz sahibi, diyor…

Bir gün gelecek, bizleri de yönetmeye aday olacaklar, diye de ekliyor… Ve tüm bunları söylerken de, kendi yarattığı tehlikeye işaret ediyor… Zaten var olan farklılıklarımızın korku çatlaklarını ise derinleştiriyor… Ama bunu da öyle bir tribün desteği altında yapıyor ki, asla hız kesmiyor…

Tamam da, bu suçlamaları yapanlar, içimizde biriken bu ÖTEKİ kalabalık için şu ana kadar NE YAPMIŞ, soralım mı ? Onlarla aramızdaki mesafeleri daraltmak için nasıl bir çaba göstermiş, bunu da… Eldeki imkanların sınırında, var olan şartları ne kadar zorladığını da ama…

Asıl korkutucu, bunu yapanlar değil…

Asıl korkutucu, yapanların cesareti de değil…

Ama… İçinde yaşadığımız kentin insanlarından, sivil toplum örgütlerinden, insan hakları ADINA çalıştığını ifade eden yapılardan TEK BİR söz bile gelmemesi… TEPKİ gösterilmemesi… Olana eklenen suskunluk… Suskunluğa eklenen ÜSTÜ KAPALI onay…

Peki, herkesin sustuğu bir kentte, bende biriken YALNIZ kelimeler beni haksız yapar mı ? Görmedim, duymadım, bilmiyorum diyenlerin SUSARAK arttığı bir coğrafyada, bu durum diğerlerini haklı ilan eder mi ?

Düşünün…

Suskunluğunuzu…

Ardından saklı kelimelerinizi…

Ve biraz hareketlenin, ki anlatılamamış hikayeleriniz illa ki vardır…

Paylaşın onları…

Hele ki siz paylaşmazken başkalarınkini…