Onca ölen çürüyen balık TOPLAMAYACAK mıyız
3 Ağustos’tan bu yana, her gün yazıp çizdiğimizi fark ettim, bu konuda ! “İlk bulgulara göre, balıkların sudaki oksijen azalması nedeniyle öldüğü belirlendi” başlığında durduğumuzdan beri de aynıyız, bekliyoruz !
Peki, 3 Ağustos’tan 12 Ağustos’a, değişen bir şey var mı ?
Nedenlerimizde farklılık var mı ?
Bilmem, var mı ?
Bunu soran çok, ama konuşan yok !
En çok da, onca balığın ölüsünün gezindiği nehirde, BUNLARI BİR AN ÖNCE TOPLAMAK GEREK diyen birileri !
Yok !!!
Tamam da…
Her gün kent insanının gözleri önünde, binlerce balığın nehir sularındaki cansız hali NİYE özenle muhafaza ediliyor, bilenimiz var mı ? Bu balıklar, biriktikleri ilk günden NEDEN usulüne uygun bir şekilde toplanmadı, bilenimiz var mı ? Her iki tarafında yükseltilen birer bentle adeta gölete dönen ve düzenli su akışı sıfırlanan bir nehirdeki bunca ölü balığın yaratabileceği hastalık ya da bakteri riski ne kadar ölçüldü, bilenimiz var mı ? Bu balıklarının bazı vatandaşlar tarafından toplandığı ve bir şekilde tüketildiği bilgisine yönelik ne yapıldı, bilenimiz var mı ? Şu ana kadar; Valilik, Belediyeler, İl Sağlık gibi resmi kurumsal kimlikler, bu konuda nasıl bir tavır belirledi ve bunu da ne zaman vatandaşla paylaştı, bilenimiz var mı ? Asi’de yaşanan bu istenmeyen tablo için mevcut bentlerin kaldırılması istenirken, ‘tekrar olmasın’ noktasında yol haritamız ne, bilenimiz var mı ?
Merak ediyorum !
Bir bilenimiz var mı ? Konuşmak isteyenimiz, ‘sorumluyum’ diyecek biri, var mı ? Nehirdeki oksijensizliğe neden olan şey şu, diyecek bir medeni cesaretimiz var mı ? “Bunca zamandır balıklar toplanmadı, bu yüzden”, diye söze başlayacak birileri var mı ?
Sizi bilmem, ama ben…
Asi Nehri’nin Antakya noktasında kurulan ve uzunca bir alanı adeta gölete çeviren sistemin kaldırılmasını isteyenlerdenim… Nehirdeki dengeyi de, içinde yaşamsal şartları da zorlayan, suyun akışkanlığını sıfırlayan bu durumun eski haline döndürülmesini isteyenlerdenim…
İstemekle de kalmıyorum !
Antakya eski Belediye Başkanı Mehmet Yeloğlu zamanından başlayan, Lütfü Savaş ile devam eden ‘Asi Nehrine gondol/tekne indirme’ sevdasının bizleri taşıdığı bu son noktada, eldeki tablodan sıkılan ve korkanlardanım… Bizi ve bu kenti yönetenlerin YÖNETEMEME durumlarına sabır göstermekten bıkanlardanım… Asi Nehri’nin kendi iç dinamiklerini umursamayıp, geliştirilen projelerle oyun alanı haline getirilmesine bir DUR denmesini talep edenlerdenim…
Bizler değil miyiz, SİRKLERİ KAPATIN diye haykıran !!!
Bizler değil miyiz, YUNUS PARKLARI KAPATILSIN diye de ekleyen !!!
Bizler değil miyiz, hayvanat bahçeleri için HAPİSHANE ibaresini ekleyen !!!
Peki,
Burada FARKLI olan ne ?
Burada yaşananları FARKLI kılan ne ?
Nehir balığını göl balığına çevirirken, yarattığımız yeni hali çekilir kılan NE ?
Haklısınız…
Konumuz artık sadece ÖLEN balıklar değil…
Ölenleri bir türlü toplamayanlarımız değil…
Yaşananları izleyenlerimiz HİÇ değil…
Konumuz…
Nehri özgürleştirmek…
Sularını özgürleştirmek…
Balıkları özgürleştirmek…
Doğanın dengesiyle OYUN HAMURU gibi oynadığımız şu gezegende, yok ettiklerimize saygıyı hatırlatabilmek… Ki o yüzden, öncelikle şu ölü balıkları toplayalım, ardından da etrafa saçılan kendimizi !