Ödüllü bir ihracatçı mı İtirafçı bir şarlatan mı
Kimi CASUS dedi…
Kimi de ŞARLATAN…
SAHTEKAR diye de ekledi…
New York’ta paylaştığı ANKARA bazlı bilgiler DOĞRU muydu, yoksa ANKARA hakimlerinin çığlık çığlığa söylediği gibi koca bir İFTİRA mı, kimse bilemedi ! Ama söylediklerinde biraz da olsun HAKLILIK payı ‘olabilir’ miydi diye düşünenlerden biri dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu olunca, ortaya konan bu son eleştiri hem biraz dolaylı (!) oldu hem de herkese sessiz sakin paylaştırıldı.
Nasıl mı ?
“Devletimiz ateş çemberi içinden geçerken, her birimiz ‘bu ülkeyi bu ateş çemberinden nasıl çıkarırız’ diye düşünürken, RIZA ZARRAB başta olmak üzere, bu ateş çemberindeki ülkenin düştüğü zor şartlarda KİM kendi çıkarını düşünmüşse, KİM servetini artırmayı planlamışsa, KİM rüşvet almışsa, kim haksız kazanç peşinde olmuş ve elde etmişse onlardan da hesap sorulmalıdır…”
Haklısınız !
Elde oldukça çok KİM var !
Ve o KİM’e ekli soru işareti…
Peki, kim o KİM’e ekli isimler ?
Çıkarını düşünen o KİM’ler kimler ?
Haksız kazanç elde eden o KİM’ler kimler ?
Rüşvetin belgesizliğinde kaybolan o KİM’ler kimler ?
Ama gariptir…
Konu bu aşamaya gelinceye kadar bize anlatılan kısmı CARİ AÇIĞI KAPATAN (!) İŞADAMI olmadı mı ? Hatta ona İHRACAT ÖDÜLÜ de bizzat bir BAKAN eliyle verilmedi mi ? Fotoğraf karelerine de yansıyan o gülümseyen pozun sahipleri, bugün New York’ta tutuklu olan ve İTİRAFÇI kimliğiyle kirli çamaşırlarını ipe sermeye devam eden bir dönemin KAHRAMAN (!) İŞADAMI ile aynı sahneyi paylaşmadı mı ? Hatta 17 Aralık sürecinde hakkındaki SUÇLAMALAR için, Ankara’ya yakın medya kanallarının hem yazılı hem görsel platformlarına çıkıp kendini AKLAMA ve ANLATMA fırsatı verilmedi mi ?
Ne demişti Zarrab orada ?
“İLLEGAL yollardan elde edilmiş para, kara para olur. Benim yaptığım tüm ticaret, BANKALAR ÜZERİNDEN yapılmıştır... Devletin TÜM KURUMLARININ DENETİMİNE AÇIK yapılmıştır... 200 ton altın ihraç edip Türkiye'ye 25 milyar TL gelir sağladım. Cari açığın yüzde 15'ini ben KAPATTIM…”
17 Aralık operasyonunda tutuklanıp, yurt dışı yasağı ve imza şartı ile iki ay yedi gün sonra serbest bırakılan Reza Zarrab’ın kendisini kamuoyunda AKLAMA çabasına verilen bu medya desteğini de sormak, SORGULAMAK gerek belki de !
Aynı fikirdeyim…
Eldeki, labirent gibi !
Ama yine de bir şey var !
Merakla konuşmasını beklediğimiz biri var…
New York’ta Ankara hakimleri aleyhine konuşmaya devam eden Zarrab’ın, “Ben, Zafer Çağlayan’a 45–50 milyon Euro rüşvet verdim” demesinin üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen ısrarla SUSAN eski Bakan Çağlayan’ın bu derin sessizliğinde durup NİYE diye sormak var ! Onca SUÇLAMA için cevap verme hakkını ya da olanları YALANLAMA fırsatını kullanmak yerine, twitter üzerinden sessiz sakin mesajlar paylaşan bir Çağlayan var, ki bunun için de durup NİYE diye sormak var ! Onca söylenene ve kamuoyunda isminin bu dava ile böylesine anılmasına rağmen, ‘SÖYLENENLER iftiradır ve bunu ispat edemeyen de MÜFTERİDİR’ diye de çıkmadı ortaya eski Bakan Çağlayan, ki en çok da bunun için NİYE diye sormak var !
Susuyor mu, yoksa susturuluyor mu ?
Hangisi, bilemedik…
Sizce hangisi ?
