Öcalan, Jolani Ve... Toplum Mühendisliği!
El Kaide ve El Nusra kökenli, geçmişinde kaç cinayet işlediği, kaç masumun ölümü için emir verdiği, hangi katliamlara katıldığı belli olmayan, Abu Mohammed al-Jolani, ABD tarafından başına 10 Milyon dolarlık ödül konmuş, Türkiye'nin terör örgütleri listesinin müdavimi bir örgütün lideri ! Bugünlerde asıl isminin Ahmed Hüseyin el Şara olduğu söylense de, dün denen değişmiyor ! Üzerindeki örgüt elbisesini çıkartıp, şık bir takım elbisenin içine de koysalar, gerisinde biriktirdiği acı azalmıyor ! Gelecekte, Şam'ın ve Suriye'nin mimarı olmaya aday ülkeler tarafından özenle üzerindeki tozu toprağı alınan bu isim, bugünlerde dünya basının da gözdesi ! Suriye'deki mezhep savaşlarının da cinayetlerinin de merkezinde durmuş bir örgütün yöneticiliğinden, Esad'ı devirmiş bir komutan edasıyla konuşurken izliyoruz artık onu...
Sanmayın ki tüm Suriye onu heyecanla kabul ediyor !
Aksine, bugün meydanlarda, laik ve demokratik bir Suriye için toplananları da izliyoruz... Onun radikal sünni bir inancı ve mezhebi temsil ettiğini söyleyenleri, ülkenin ikinci bir İran olmasını istemeyenleri izliyoruz...
Eldeki Taliban örneğinin Afganistan'ı ne hale getirdiğini en çok da !
Kim bilir,
...belki de Abu Mohammed al-Jolani'den Ahmed Hüseyin el Şara 'ya evrilmesi bundandır !
Ona alelacele takım elbise giydirilip, örgütün kimliğinden uzaklaştırma çabası da !
Daha düne kadar İdlib'i yöneten bir terör örgütünün, bugün Suriye'deki zaferin sahipliğinde durmasını ve ülkenin birliğinden sözetmesini anlamak zor olsa da, benzer bir yol haritasının, Türkiye'de, PKK lideri Abdullah Öcalan için de çizildiğini söyleyenler arasındayım... Bir dönemin seçim meydanlarında Öcalan için idam ipini sallandıran MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'a BARIŞ ve UZLAŞMA elbisesi giydirme projesini, o yol haritası başlığı altında merakla okumaya devam edenler arasındayım...
Sizi bilmem ama, bu zorlu süreçte, PKK'nın tümüyle Öcalan'a biat etttiği gerçeğini kabul etsek bile, Ankara'nın vereceği tavizlerin fısıltısı da okuduklarım arasında !
Sanmayın ki, Öcalan, Allah rızası için TBMM kürsüsüne çıkacak !
Sanmayın ki, MHP liderine bu şovun tüm sermayesini kaptıracak !
Sanmayın ki, PKK'nın kurulma sebepleri aç ve açıkta bırakılacak !
Sanmayın ki, Öcalan, eline tutuşturulacak metni okumakla kalacak !
Sanmayın ki, bu süreç sadece Öcalan'a özgürlükle noktalanacak !
Sanmayın ki, talepler, siyasallaşma sürecini de başlatmayacak !
Sanmayın ki, Abu Mohammed al-Jolani'den Ahmed Hüseyin el Şara 'ya evrilen HTŞ adlı terör örgütünün liderine uygulanan SAHNE ÖNCESİ MAKYAJ trafiği Abdullah Öcalan için de uygulanmayacak !
Sahi, TBMM kürsüsüne çıkatılacak Öcalan'a imaj çalışması nasıl olacak ? Binlerce gazi ve binlerce şehidin kalabalığında, 30 seneyi aşkındır bu mücadeleyi veren askerler Öcalan'ın konuşmasını izlerken, ne hissedecek ? Bahçeli'nin bu sürpriz çıkışının ardından, Ankara'dan yerel parti örgütlerine uzanan DURUMU ANLATMA hali yaşanmadı mı sanıyorsunuz ? Bunu da sanmayın !
Sanırım, diyeceğim !
Abdullah Öcalan, TBMM aşamasına gelen proje adamlığının ardından, o çok beklediği SAYIN kelimesini isminin önüne koydurtmayı da başaracak ! Hatta onunla röportaj yapmak için herkes sıraya girecek, belki de TRT ekranlarında da konuşturulacak ! Osman Öcalan'ın TRT macerasından sonra bu ikinci Öcalan konuşması, Türkiye adına önemli bir sayfayı daha açacak !
Adına, ALGI OPERASYONU ya da TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ de denen siyaset aracının bazı şeyleri normalleştirme çabasını izlerken, Almanya'dan, son mühendislik harikası geldi... Ülkenin doğusundaki Magdeburg'da, Noel pazarındaki kalabalığın arasına aracıyla giren Suudi asıllı Al Abdulmohsen adlı kişinin yüzlerce insanın yaralanmasına neden olduğu saldırısından bahsediyorum ! Sosyal medya üzerinden paylaşılanlar, özellikle de İsrail karşıtlığı noktasında Türkiye'de, öylesine aceleyle çizilmiş bir profil sundu ki; İsrail yanlısı, siyonist, islam karşıtı bir ateistin neden hristiyanları öldürmek istediğinde durup kalıyorsunuz önce... İslam karşıtı olduğu söylenen birinin, tam tersi yönde bir saldırı yapması gerektiğinde de... Taşların bile yerine yeterince oturtamadığı bir bilgi (!), nefret tohumlarını istediği gibi etrafa saçarken de kendinize güvenli bir yaşam alanı aramaya devam ediyorsunuz...
Herkesin ortaklaştığı bir nokta var, biraz korkutucu da olsa...
Terörle mücadele, terörle uzlaşmaya kayıyor...
Ama bunu yaparken de zemin hazırlanıyor...
Makyaj tazeleniyor, elbiseler değişiyor...
Peki, sahnedekileri alkışlaması beklenenler mi ?
Suriye'dekiler, garip bir kutlama telaşında ! Amerikalı bir gazeteci dostumun da dediği gibi, "Neyi kutladıklarını bence kendileri de bilmiyor, ama bir çoğu o kalabalığa karışıyor... Yarına dair karanlık da sis de dağılmamışken, sanırım sadece AN denenin tadını çıkartıyor ! Ama dilerim, Irak'ta Saddam sonrası beklenen demokrasiyi bugün bile bulamayanlardan ya da Libya'da Kaddafi sonrası herkese özgürlük vaadedip de bölünenlerden ve daha da ayrışanlardan farklı olur sonları ! Dilerim, Esad sonrası daha da genişleyen bir enkaz haline gelmezler ! Çünkü emaneti devralanlar Esad'ın alternatifi değiller ! Demokrasi ya da özgürlük savaşçıları asla değiller ! Aksine, daha düne kadar bir mezhep üzerinden insanları öldürenlerden bahsediyoruz..."
Evet,
...gözler hem Suriye'de hem Türkiye'de hem Almanya'da, terörün aldığı son halde, ona giydirilen yeni elbiselerde, form değiştiren toplum mühendisliğinde !
İyi izleyin...
Düşünün de...