Norveç yeni keşfetmiş Biz keşfettik de ne oldu
-
Gönlümün ortasına bir çingene çadırı kurdum…
Dışardan fakir, içeriden rengarenk bir senfoni…
-
Demiş Luvi Hebo…
Bu kent gibi…
İçi hala çok zengin…
Renkleri hala çok canlı…
Gülümsemeleri hala çok içten…
Attığı kahkahaları hala çok özgür…
Ama onu omuzlayanlar çok az…
Onunla dertleşenler de…
Dinleyenler de…
Bu yüzden…
Yalnız…
İstiyorum ki…
Kadim kent…
Medeniyetler şehri…
Dinlerin, dillerin başkenti…
Hatta Türkiye’nin örnek mozaiği…
Diye tabir edilen Antakya ve coğrafyası için de güzel şeyler yazayım, ama… Ne zaman karşıma bize dair bir örnek çıksa, susuyorum… Konuşmalarıma ara veriyorum… Sorularıma yenilerini ekliyorum… Ama yer yokluğundan da tıkıştırıyorum… Cevapsız kalan hallerimizin kalabalığında, ara ara aralarından bir ikisini çekip dışarı alıyorum… Havalandırıp, tekrar yerlerine koyuyorum…
Onlardan biri olsun bugün sohbetimiz…
Ve soralım… Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci’ye, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a ve bir dönem Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda üst düzey bir görev üstlenen, bugünün Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’a…
Ama önce bir haber okuyalım…
"Live Science" internet sitesinde yer alan o habere göre, arkeologlar, Norveç'in güneydoğusunda yüksek çözünürlüklü yer radarı kullanarak yürüttükleri tarama sırasında yerin altında 20 metre uzunluğunda bir Viking gemisi tespit etmiş… Projeyi yürüten Arkeolog Lars Gustavsen, Viking döneminde gemilerin, güç ve itibarı göstermek amacıyla mezarlıkların bir bölümüne gömüldüğünü ifade etmiş, geminin omurgasının ise sağlam göründüğünü söylemiş…
Norveç’in Viking tarihine yönelik ilgi zaten tartışmasız bir merak konusu… Peki, Antakya ne durumda ? Eski Roma hikayesi ile ne kadar gündemde ? Açık hava müzesi olabilecek bir şehirken, ne halde ? Bildik mi ?
Bunu niye mi soruyorum ?
Hatırlıyor musunuz ?
2010 senesinin Aralık ayında, dünyanın, geceleri ışıklandırılan ilk caddesi olarak kabul edilen ‘Herod’ Caddesi’ni gün yüzüne çıkarmak isteyen dönemin Antakya Belediyesi, İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğinde bir proje başlatmış ve bugünkü adıyla, Kurtuluş Caddesi’nde bilimsel metotlarla bir tarama gerçekleştirmişti...
Proje’nin ilk ayağında, Yrd. Doç. Dr. Fethi Ahmet başkanlığında bir grup, tarihi caddenin bulunduğu bugünkü Kurtuluş Caddesi’nde jeoradar ölçümleri yapmış, o dönem kamuoyu ile paylaşılan bilgilere göre de, yapılan ölçümlerde yerin 6 metre altında tarihi kalıntılara rastlanmıştı… Yüksel, çalışmanın gerçekleştiği dönemde yapılan bir toplantıdaki açıklamasında, Antakya’nın yeraltı zenginliklerini gün ışığına çıkarmanın mümkün olduğunu ifade etmiş, arkeolojik alanlarda yapılan yeraltı görüntüleme sisteminin en son teknoloji olduğuna dikkatleri çekmiş, ölçümlerde elektro manyetik dalgaların kullanıldığını ve bunu bilgisayar desteği ile üç boyutlu hale dönüştürebildiklerini dile getirmişti… Dönemin Hatay Valisi M.Celalettin ise başlatılan çalışmanın Antakya tarihine ışık tutacağını ve bu kapsamda Kurtuluş Caddesi’nin tarihi yapısının ortaya çıkarılması gerektiğini belirtirken, bu doğrultuda yapılan çalışmalarda emeği geçenleri kutlamıştı…
Sorduğumuz şey de tam olarak bu !
Norveç bulduğu ile sevinirken, biz, BULDUĞUMUZU söylediğimiz şeye dair ne yaptık sahi ? Aradan geçen onca sene içinde, BULDUK dediğimiz şeyi NE yaptık ?
“Düşünmek, gerçekten de acı vericidir. Çünkü farkındalık yaratır ve şüpheye yol açar. Düşünmek, insana bir yük gibi görünür…” der Jiddu Krishnamurti, ama siz DÜŞÜNÜN yine de… Eldekini düşününce de CEVAP verin !
Tabi bir CEVAP varsa !