Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 235 defa okundu.

NELER SORMUŞUZ NELER YAZMIŞIZ

2005 senesinden bu yana düzenli olarak her gün yazan biri olarak sorduklarımı sıralayacak değilim ama, bazı tekrarlarımızı TEKRAR edelim istiyorum, yazdığımız halde değişmeyenleri, hatta bizimle KOMİK bir şekilde inatlaşanları…

 

Mesela, en çok TEKRAR ettiğimizle başlayalım mı?

Görme engelli hassasiyetine sahip (!) kaldırımlarla…

Rampaları standarda (!) uygun (!) olanlarla…

Üzerinden durak geçmeyenlerle… !

 

Sahi, düzelttik mi hepsini?

 

Üzerlerinden kaldırdık mı durakları?

 

Hatta buna bir ek daha yapalım bugün…

 

Geçen gün MKÜ Eğitim Fakültesi’nin olduğu yerde bir kaldırımdayım, yürüyorum... Yok, YENİ yapılmış bir kaldırım… Adımlarken, algıda SEÇİCİLİK olsa gerek, kılavuz çizgilerin ilerleyişini takip ediyordum ki, bir anda durdum… Kaldırımın neredeyse orta yerine kadar gelen kocaman REKLAM PANOSU’nu fark ettim,  görme engellilerin takibi için orta yerden ilerleyen çizgilerin önünde tüm heybetiyle yükselen reklam panosunu… Garip olan, PANO’nun çizgilere göre değil, ama çizgilerin PANO’ya göre ayarlanmış olmasıydı, hatta yön değiştirmiş olması, zikzak yapmış olması, buna da HİZMET denmiş olması!  

 

Gören birinin bu şekilde, hani zikzak yaparak yürümeyeceğinin mantığından yola çıkarsak eğer, GÖRME engelli bir vatandaşa bu durumu LAYIK gören bir kaldırımı vicdan terazisinin hangi kefesine koymak gerek, bilemedim…

 

Ama sordum, önce kendime, şimdi de sizlere, hatta Antakya-Paris hattında ilerleyenlere, tekerlekli sandalyeye oturup poz verenlere, ama o sandalye ile bir kez olsun kendi yaptıkları kaldırımlarda gitmeyi denememişlere, hele ki standarda uydurmak için en ufak bir çaba bile sarf edilmemiş kaldırım rampalarından çıkmak için bir kez olsun gayret göstermemişlere…

 

Asi’yi de yazdık mesela…

Çöpten görülmeyen sarmaşıkları…

Dünde unutulan tekne turlarının keyfini…

 

Unutmadan…

 

Bir şey daha var… !

 

Devlet Hastanesi yolunda, Cumhuriyet Caddesi boyunca ilerlerken, mini çevre yoluna girişte, hemen sağ tarafta kaldırım üzerinde kurulmuş bir MANAV (!) var, ki merak ettim, Hatay Büyükşehir Belediyesi Zabıtası ne düşünüyor bu YENİ MODEL manav dükkanı hakkında, hatta  bu YENİ MODEL manavların sayısı artacak mı diye, artacaksa hangi kaldırımların işgali düşünülüyor diye !

 

TEDAŞ’ı da unutmayalım…

 

Cumhuriyet Anıtı’nın olduğu meydanda yükselttiği devasa aydınlatma direğinin içler acısı durumunu, o direğin tepesine ekli lambaların kırık hallerinden sarkan gerçekliğimizi, BAKIM-ONARIM adı altında kesilen elektriklerimizin hesabında dururken BAKILMAYAN ve ONARILMAYAN bir lambanın kahramanları (!) olduğumuzu…

 

Ve tabelalarımız tabi…

 

Yön (!) gösteren dilsizlerimiz…

 

İlkinden başlayalım, Antakya Kaymakamlığı’nın olduğu yerdekinden, MÜZE diyenden, MUSEUM diye ekleyenden, ama HANGİ MÜZE olduğundan bahsetmeyenden, bu şekilde gelen yabancıların hayatına ADRENALİN kattığını sananlardan…

 

İkincisi daha vahim, hani DÜNYACA ÜNLÜ MÜZE diye lanse ettiğimiz, alelacele açtığımız, ilk kısmının eksiklikleri yüzünden çokça tartıştığımız, ikinci kısmına ekli mozaikler için beklemeye devam ettiğimiz...

 

Sorun şu ki, HATAY ARCHEOLOGY MUSEUM demek gerekirken HATAY MÜZESİ diye yazdığımız bir tabelamız var elde, kaç kere yazdığımızı unuttuğumuz bir tabela, değiştirmesi yıllar alan bir tabela, inatlaştığımız, YAPTIM-OLDU dediğimiz, ama olmamış olan, yapılamamış olan !

 

Sayfa bitti, ama kelimeler çok, soru da, sorun da…

Ama en azından bunlarla başlasak mı?

Ve inatlaşmayı bir kenara bıraksak…