Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 126 defa okundu.

Ne Iktidarın Iyisi Geldi... Ne De Muhalefetin Dişlisi...

Türkiye'de on binlerce girşimcinin ekmek kapısı durumundaki Instagram kapatılmış, ardından buna başka kapatmalar eklenmiş !

Olur böyle şeyler...

Tarladaki ürünü para etmeyen çiftçiler yol kesip protesto eylemi düzenlemiş, GEÇİNEMİYORUZ diye haykırmış !

Olur böyle şeyler...

Sokak köpekleriyle ilgili yasa teklifinin yasalaşması ardından bir çok belediyeden ardı ardına köpek katliamları haberleri gelmiş, toplu mezarlar kazılır olmuş !

Olur böyle şeyler...

Yüzlerce sivilin öldürülmesiyle başlayan kanlı bir savaşın faturasında durması gereken Hamas ve lideri için Türk bayrakları yarıya indirtilmiş, ülke insanına yas tutturulmuş, tutmayanlara CİBİLLİYETSİZ denmiş !

Olur böyle şeyler...

1000 haftayı çoktan geride bırakmış Cumartesi Anneleriyle bir kez bile olsun yan yana o meydanda oturulmamış, atılan sloganlara iliştirilen acılara omuz verilmemiş !

Olur böyle şeyler...

Muğla’nın Fethiye ilçesi Söğütlü Mahallesi’nde yapılmak istenen Hidroelektrik Santrali'ne karşı bölgede nöbet eylemi yapan köylüler, jandarmanın sert müdahalesiyle gözaltına alınmış, !

Olur böyle şeyler...

SÜRTÜK hakaretinin ardından CİBİLLİYETSİZ de olan ülke insanına yönelik bu aşağılama içeren söylemlere dokunamayan yargı ve hukuk sistemi, kişiye özel çalışmaya devam etmiş !

Olur böyle şeyler...

Hatta,

...daha geçen gün, "Sporun tüm dallarına en büyük yatırımı yapan, en güçlü desteği veren, açık ara bizim iktidarımızdır... Meyvelerini de yavaş yavaş toplamaya başladık" diyen Erdoğan'ı dinlerken, Paris Olimpiyatları'na katılanlar arasında en kötü madalya oranına sahip ülkelerden biri olduğumuzu hatırladım, "bu daha ne ki, çok daha fazlası da olur" dedim ! O çok daha FAZLASI adına konuşan, Paris 2024'te gümüş madalya kazanan milli boksör Hatice Akbaş’ın 2022’de verdiği röportajı dinlerken de, "Kötü bir spor salonunda, farelerle antrenman yaptım ! Lağım kokuyordu ! Oksijen sıfır... Koşuları, tarla ve bahçelerde yapıyordum... Babamın bulduğu traktör tekerlekleriyle güç antrenmanı yaptım" deyişinde durdum, ALTINSIZ bir Paris'in YENİ denen Türkiye adına neleri fısıldadığını dinledim !

Tüm bunlar olurken, ülkenin ANA denen muhalefetinin lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanlığına olası adaylığı uğruna İstanbul gibi hizmete aç / depreme hazırlıksız bir kentin belediye başkanlığını bırakmaya hazırlanan Ekrem İmamoğlu ve şu ana kadar ciddi bir belediyeclik başarısı gösteren, ama bu karede olmasının başka / farklı anlamları olan Mansur Yavaş'la beraber, Paris'te, 6 Ağustos'tan beri ! Yok, sıraladığımız hiç bir yerde değil ! Hiç bir eylemde değil ! Zaten sosyal medyası da maç sonuçlarına dair, TEBRİK mesajlarıyla dolu ! Sanırsınız, ülke insanı ve gündemi Paris Olimpiyatları ile yatıp kalkıyor !

TİP Milletvekili Ahmet Şık demiş ki buna dair, hani bizlerin eleştirmesine dair;

"Siyasetçiler, makine değil... Maça gitti diye siyasetçiyi eleştirmek ve bunu sosyal medyadan etkileşim uğruna yapmak, çok abes ! Ben, o arkadaşa soruyorum: Evet, memleket yangın yeri... Peki sen o yangını söndürmek için bir bardak su döktün mü?.."

Döküyoruz, Sevgili Şık...

Eleştiriyoruz, ama döküyoruz da !

Dökmesek de hakkımız değil mi eleştirmek !?

Daha iyi bir ülke için yetki verdiklerimizi sorgulamak !?

Madem bizleri SU DÖKÜYOR MUSUNUZ diye sorgulayıp eleştiriyorsunuz, Sevgili Ahmet Şık, ben de sizleri eleştireyim mi ? Temsil ettiğiniz halk, ucuz etin gece yarısı kuyruğunda beklerken, sizler, 550 çeşitten oluşan TBMM menüsünü tüketmekten utanmıyor musunuz ? Belediyelerin açtığı ucuz kent lokantalarının kuruş hesabında sıraya giren ülkenin emeklileri ayda 10 bin TL maaşla yaşam savaşı verirken, sizler, meslek bile olmayan Halk Vekilliği üzerinden KIYAK EMEKLİLİK yaşamaktan utanmıyor musunuz ? 

"...memleket yangın yeri ! Peki sen, o yangını söndürmek için bir bardak su döktün mü" diye soran sizler, tamam, İTİBARdan tasarruf etmeyin, sizler de etmeyin de !

Vatandaş, yangına teslim evinden çıkmak için çığlık çığlığa haykırırken, devlet kaynaklarıyla yaratılan KIYAK MİLLETVEKİLLİĞİni Halk'ın vekilliğine haline dönüştürmek için, sen NE YAPTIN bugüne kadar, bunu da ben sorayım mı ?

Özetle, bana kimse HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ masalını anlatmasın ! Değiliz ! Aynı gemide falan değiliz ! Kimimiz lüks bir teknede, kimimiz bir filikada, kimimiz can simidiyle, kimimiz de kulaç hesabının yorgunluğunda !

O yüzden anlamıyoruz birbirimizi...