Ne EKSİĞİZ Ne de FAZLA
Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize…
Yalan mı?
Gözünü sevdiğim karıncalar…
İşte: Hamsiler sürü sürü,
Arılar bölük bölük,
Leylekler tabur tabur…
Ya bizler?
Eşref-i mahlukat !
Boğazımıza kadar
kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz.
Bizler;bölük bölük, bizler tabur tabur,
Bizler; sürü sepet ,
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz...
Daha iyi anlatamazdı halimizi Bedri Rahmi Eyüboğlu, daha iyi resmedemezdi içine düştüğümüz çukurların dipsizliğini ve düşerken, bir diğerinin paçasından tutup öylece düşme gayretimizi…
Sahi…
Her gün yeni (!) bir sabaha uyanırken, ısrarla dün olanı yaşamak size de garip gelmiyor mu, korkutmuyor mu, içinde koşmaya devam ederken nefessiz kaldığınız anların labirentinde çığlığınızın duvarlara çarpıp tekrar size dönüyor olması, sahipsizliğinizi resmetmiyor mu ?
Bir arkadaşım paylaşmış geçen gün, şimdi sıra bende !
Siz de aynı mı düşünüyorsunuz bilmiyorum ama…
-Aslında film çekimi gibidir HAYAT…
-Tam MUTLU OLDUM derken, Yönetmen’den ses gelir…
…KESTİK !
Biraz buradan devam edelim, o KESTİK denilen noktadan…
Ortadan ikiye ayrılan hayatların, kesilen, biçilen halinden…
Bugünü avuçlarından alınanların yorgun kalabalığından…
O zaman, Ankara’dayız…
15 Temmuz sonrasında uyanabilen Ankara’da…
Kendi dışında başlattığı temizliğin çabasındaki başkentte…
Birilerine NE İSTEDİLERSE verenlerin kandırılmışlığında…
Evet…
Hayatlarımıza yeni yeni eklenmeye devam eden, eklendikçe dekader çizgimizin kısalığına ve uzunluğuna daha fazla hükmeder hale gelenkanun hükmünde kararnameler ve OHAL için konuşmuş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve demiş ki… “15 Temmuz'da Fethullah Gülen öncülüğündeki darbe başarılı olsaydı, Türkiye bugün ne olurdu?”, ama eklemiş de… “OHAL'in uzatılması, ihtiyaç olduğundandır…”
Garip olan, daha düne kadar,“Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz sevmezsiniz ama değerli bir insandır, bilge bir insandır.Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şey de açık. Devletin denetimi gözetimi altında açık.Her şey göz önünde olan... Hakkında savcılık kararı olmayan birine çete derseniz ona haksızlık edersiniz” diyen biri, bugün ADALET dağıtma peşinde, hatta FETÖ dedikleri sahte imama yardım ve yataklık edenleri YAKALAMA peşinde…
Şimdi burada durup, o YAKALAMA işi için çıkarılan KANUN hükmünde kararnamelere (KHK)biraz yakından bakalım ve dünden bugüne UNUTMADIĞIMIZ sözleriyle bize bugün adalet (!) dağıtan Bakan’a cevap verelim…
Hükümet’in Anayasa’dan aldığı OHAL gücü (120) ile çıkardığı KHK’lar için ilgili KANUN maddesi (121) çok açık… “Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir.”
Ama 121 sadece bunu söylemiyor ki…
“Bu kararnameler, Resmi Gazete’de yayımlanır ve AYNI GÜN -TBMM onayına- sunulur; bunların Meclis’çe onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzük’te belirlenir…”
Hayatlarımızı OHAL’in gölgesinde sürdürmeye devam edeceğimiz netleşti, ki bizi BU şekilde yönetme sevdasında olanların ısrarı da, ama…
Yaptığımız şey tam olarak NE ?
İşleyişi değiştirmemizdeki ÇABA ne ?
Yasama’nın yetkisini Yürütme’ye eklerken ki HEDEFİMİZ ne ?