Maaşa ZAM üstüne ZAM da Ya altında kaldığımız diğer ZAMlar
-
Televizyonun karşısındayız ! Asgari ücrete gelecek zammı bekliyoruz hanımla ! Açıklamadan az önce, elde kalem kağıt, bayram alışveriş listesi yaptık ! Market listemiz, hiç olmadığı kadar kalabalık ! Çikolatasından kolonyasına, şekerinden ununa, bayram için ne lazımsa artık… Kurbanlık mı ? Yok, o kadar değil ! Alamadık ! Artık konu komşudan bize ne düşerse ! Eve giren o tek asgari ücretle hangi koyun alınır ya da danaya nasıl girilir, bilemedim !
Ve işte o beklenen açıklama…
Maaşım, 4 bin 253’ten 5 bin 500 liraya yükseldi !
Market alışverişimizi artık yapabiliriz !
Etsiz bir kurban bayramında, mangalda tavuk planımız var ! Ekmeğin 4 lira, patatesin 7 lira olduğu memlekette, bize verdikleriyle halaya durmamızı mı istiyorlar bilmiyorum ama… En azından kirada değilim ve en çok da buna şükrediyorum !
-
Ankara’dakiler ısrarla ŞÜKRETMİYORLAR diyor ya, haklı galiba !
Bu kadar ÇOK (!) para veriliyor madem, bir de değer bilse şu ülke insanı !
Haklısınız,
…gülüyoruz ağlanacak halimize !
O zaman,
Biraz o HAL’de duralım…
Hali vakti yorgunlarda duralım…
Onlar anlatsın, ŞÜKÜR’den elde kalanı…
Ay sonu hesabının iki yaka hikayesinde sıkışıp kalanı…
-
Özel sektörde asgari ücretli olarak çalışan Ercan Karacan, onlardan biri… Geçen yıl, 2 bin 825 TL maaşla daha rahat geçindiğine vurgu yapmış, Karacan… “Asgari ücret 5 bin 500 TL oldu, fakat mazot olmuş 30 TL ! Kiralar 5-6 bin liranın altında değil ! 5 bin 500 TL alan adam, en az 4 bin lirasını kiraya verdiği zaman, ona kalıyor bin 500 lira ! Yarın ekmek de olacak 7 lira ! Batmış, bitmiş bu ülke… Artık bunu konuşmaya da gerek… Asgari ücret 5 bin 500 TL olsa ne olur, olmasa ne olur ! Gönül ister ki enflasyon düşsün, insanlar 3 bin TL alsın…”
-
Apartman yöneticisi olduğunu kaydeden Emine Gülşen, insanların apartman aidatı ödemekte bile zorlandığı bir dönemde, asgari ücretle aile geçindirmelerinin çok zor olduğunu ifade edenlerden… “Bina sakinlerinden biliyorum, çok zor şartlarda geçiniyorlar ! Çoluk çocukları olanlar var ! Okula giden çocuğu olanlar açısından düşünüyorum da, çok zor... Her şeye yüzde 200-300 zam geldi !”
-
Asgari ücretli çalışan birisinin açlık sınırının altında maaş aldığını ve geçinmesinin mümkün olmadığını ifade eden Murat Gümüşgöz ise payına düşen hayatın anlattıklarında duruyor… “En ucuz ev kirası 4 bin 5 bin lira iken, 5 bin 500 lira maaş alan bir insan, evini nasıl geçindirecek ? Elektrik, doğalgaz faturasını ve diğer faturalarını nasıl ödeyecek ? Diğer taraftan baktığımızda, 5 bin 500 TL maaş veren üretici firma veya eleman çalıştıran patronlar ne yapacak ? 5 bin 500 lira maaş vermemek için daha az personel çalıştıracaklar... Bu da işsizliğe sebep olacak... Bence, ülkenin gidişatı iyi değil…”
-
Uluslararası bir firmada çalıştığını belirten Anıl Başok mu ? Asgari ücretle geçinen insanlara şaşırdığını söylüyor !... “Gerçekten de matematik uzmanı gibi yaşıyorlar ! 5 bin 500 lira değil, 10 bin lira da olsa bir şey ifade etmiyor artık… Şu anda asgari ücret 5 bin 500 lira oldu… 2-3 gün sonra her şeye teker teker zam gelecek… Yani bin 500 lira mı zam yaptı, vergiyle, şununla-bununla o para bizden geri alınacak ! Ben, zam gelmesini istemiyorum… Deseler ki 10 bin lira zam yapacağım, “aman yapmayın” derim ! Çünkü 10 bin lira yapınca, 20 bin lira olarak bizden geri alıyorlar…”
-
Erkek kuaföründe çalışan Mehmet Duran Sarıbuğday, nokta koysun ŞÜKÜR halimizin bol zamlı kalabalığına… “Markete gidiyoruz abi, üç tane şey alıyoruz, 300-400 lira para veriyoruz… Nasıl geçineceğiz ki böyle biz ? Ev kira ! Sadece babamla ben çalışıyorum! Kirayı veriyoruz, faturalar, alışveriş derken, elimize hiçbir şey kalmıyor... Bu tişörtü en son 3 yıl önce aldım ! Yok yani, geçinemiyoruz…”
-
Bir işçi emeklisi, ismini vermek istememiş ama… Anlattıkları, kaybedilenlere dair; “Çocukluğumda, babam, beni ve kardeşlerimi çarşıya götürürdü… Yeni ayakkabı illa ki alınırdı her bayram ! Bayramın o ilk gününe kadar, yatağımızın altına koyardık onları ! Bir de yeni tişörtler, gömlekler, pantolonlar, elbiseler ! Apartmanın arka bahçesine bağlanan kurbanlık koyunumuzu ne de büyük bir keyifle beslediğimizi unutmuyorum hiç ! Babam, bir memur maaşıyla mucize yaratırdı, 5 çocuğu için ! Hiçbir şeyimizi eksik tutmazdı ! Bense onun yarısı kadar olamıyorum şimdi ! Yetişemiyorum ! Kiraydı, faturalardı, ulaşım parasıydı, ekmekti, elektrikti derken, ay sonuna bile ulaşamıyorum, ortasına bile gelemiyorum ! Ardından kredi kartlarına geliyor sıra ! Anlayacağınız, devlet bana veriyor, ben de bankalara...”
-
Evet…
Maaşa ZAM üstüne ZAM yaptığını sanan,
Altında kaldığımız diğer ZAMları unutan,
Ama ısrarla da 5 bin 500’ün ŞÜKÜR talebinde duran Ankara’ya gelsin tüm bu anlatılanlar !
Ya da şöyle yapalım;
Ankara’dakiler, uğruna ŞÜKÜR NAMAZI kılmamızı istedikleri rakamı alsınlar bir aylığına, yesinler (!), içsinler (!), hatta partilesinler (!), biz de onların bol SIFIRLI halleriyle şu ömrü hayatımızda doya doya bir keyif yapalım !
Olmaz mı ?