Lütfü Savaş'ın Taktiği!
2016, Mart ayı...
Bir muhtarlar toplantısı...
Erdoğan konuşuyor...
"Tayyip Erdoğan gitsin, demek; 'bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın' demektir..."
Bu BEN hikayesindeki soru net...
Koca bir milletin kanıyla, canıyla kurulan bir ülke, Atatürk gibi, savaş sonrası yorgunluğun hala hissedildiği bir dönemin lideri öldüğünde bile yıkılmıyorsa, Erdoğan, iktidarını kaybettiğinde niye yıkılsın sahi?
Bugün, konumuz Erdoğan değil, ama siyasi taktikleri, ki genelde gündemi oluşturması gereken konu başlıkları geriye düşsün diye algılarımızı farklı yönlere çevirmeyi hep çok iyi bilmiş biri olarak onu konuşmazsak olmaz ! Ne de olsa, ülkeyi sürekli TERÖR / DARBE / DIŞ GÜÇLER / BÖLÜCÜLER sarmalında tutup YOKSULLUĞU / YOKLUĞU / GELİR ADALETSİZLİĞİNİ / SİYASALLAŞAN YARGIYI / UNUTULAN ADALETİ / ZENGİNLEŞEN ÜST SINIFI / KAYBOLAN ORTA SINIFI / HAYAT PAHALILIĞINI / DÜŞEN ALIM GÜCÜNÜ ve çok daha fazlasını bizlere unutturmayı (!) başararabilmiş bir isim kendisi...
"Gündemi, onun gibi mevcuttan öteye taşımayı başarabilmiş ve 'BEN' cümlelerini en az Erdoğan kadar seven birinde duralım" diyeceğim de, bunu yaparken, 'DEĞİŞİM' sloganları eşliğinde Kemal Kılıçdaroğlu'nu yerinden eden, ardından da yaklaşan 31 Mart yerel seçimlerinde kendi seçmenine karşı alacağı ilk karnesinden ödü kopan Özgür Özel'i bir kenarda unutmak olmaz, hele ki Hatay adına TARİHİ (!) bir karar verip, deprem sonrasının çokça eleştirilen ismi Lütfü Savaş'ı ADAYIMIZ diye ısrarla makam koltuğunda tutmaya devam ederken !
Eskişehir'de çok şeyi başarmış bir Yılmaz Büyükerşen'i bile ARTIK YETER deyip siyaset ringinin dışına çeken Özgür Özel'in, Hatay gibi, SOL seçmenin kazanmak için yetersiz (!) görüldüğü bir kentte SAĞ'ı da toparlama adına 'Lütfü Savaş' demesine bir çokları gibi ben de kızdım ama...
Konu artık, Ankara tarafından Hatay'a ATANAN Lütfü Savaş değil, onun gündeme taşınan konuşmaları !
Onun da hikayesi, Erdoğan gibi sık sık muhtarlarla başlıyor, ki geçenler de Antakya ve Defne mahalle muhtarlarıyla bir araya gelmiş... Dikkat ediyorum da, ne deprem öncesi yapılan mimari hataları konuşuyor ne de bu konuda belediyelerin işlediği günahları ! Asla kişisel bir sorumluluk almıyor ! Almamakla da kalmıyor, kendisinin de bir dönem Antakya Belediye Başkanı olduğunu unutup, o sorumluluğu ilçe belediye başkanlarının üzerine atabiliyor !
Peki, ne mi konuşuyor ?
Konusu da cümleleri de bu kente dair değil aslında...
Ona göre, Hatay’da büyük oyunlar oynanmaya çalışılıyor !
Hatta konu öylesine gizemli bir hale getiriliyor ki, "Hatay’ı BOP’a (Büyük Ortadoğu Projesi) teslim edeceksek, seçim kazanmak önemli değil" diyerek, o da DIŞ GÜÇLER'i devreye sokuyor ama... Bu da yetmiyor ! Bu hikayeye bir de kurban gerek ! O yüzden de beklenen cümle gecikmiyor...
"Milli bir mesele olan Hatay’ın geleceğine sahip çıkan bir aktör olarak, yıpratılmaya çalışıyorum..."
Evet, eksik parça da tamamlandı...
Hem kahraman hem bir kurban...
İKİSİ DE BENİM diyor, anlayacağınız...
SİZİ İSTEMİYORUZ diyenlerin kalabalığına, şehrin yıkıntılar altında kalan hikayesi yerine, ULUSAL / ULUSLARARASI senaryolarla cevap vermeye çalışan Lütfü Savaş'ın o çok yıpranan kimliğine belki pansuman olur diye, eşi Nazan Savaş, "YAŞADIĞIMIZ KONTEYNER İŞTE BU" diyerek bir paylaşım yapmış geçenlerde !
BİZ DE SİZİN GİBİYİZ, demiş !
BİZ DE AYNI ZORLUKTAYIZ, demiş !
SİZLER GİBİ MÜCADELE EDİYORUZ, demiş !
Bu paylaşıma öylesine eleştiri gelmiş ki Hatay kamuoyundan, innandırıcı bile bulunmamış ! Zaten bu eleştiriler de Nazan Savaş'ın paylaşımı altına eklenememiş ! Çünkü olacakları çok iyi bildiğinden, yoruma kapatarak paylaşmış, yaşadıklarını söylediği / iddia ettiği deprem konteynerlerini ! Yok, bir şeyi iyi hesaplayamamış ! Onun hesabı üzerinden bu kısa video görüntüsünü alan bir haber sitesi, bu paylaşımı yorumlara açarak sunmuş takipçilerine, ki ne olmuşsa ondan sonra olmuş zaten !
Sevgili Lütfü Savaş,
...sizi, AKP'li belediye başkanı olduğunuzdan bugüne izliyorum ! O günden bugüne Antakya elinizde ve kadim toprakların kenti, sizlerin elinde 15 koca senesini kaybetti ! Öylesine tükettiniz ki Hatay'ın bu dünya kenti coğrafyasını, İNANDIRICI değilsiniz ! Çok iyi bir doktor olabilirsiniz, ama iyi bir belediye başkanı olamadınız !
CHP Ankara'nın size olan mahkumiyetini o yüzden yanlış anlamayın !
Çünkü biz sizi çok iyi anlıyoruz...
Yaratmaya çalıştığınız korkuları da...
O korkular üzerine inşa ettiğiniz stratejinizi de...
Dedim ya, alışkınız bu hikayelere, ki İLK değilsiniz SON da olmayacaksınız !