Kürtçe mi söylesek Türkçe mi
-
Gönlümü;
korkuyla,
ümitsizlikle,
yalnızlıkla,
çaresizlikle,
kimsesizlikle,
endişeyle,
bir başınalıkla,
öfkeyle,
güçsüzlükle,
kalakalmışlıkla,
mutsuzlukla,
umutsuzlukla,
geleceksizlikle,
vazgeçmişlikle,
ana/babasızlıkla/evlatsızlıkla doldurdular…
Şimdi ben, sadece yaşıyorum…
-
…demiş, Roboski için yazan biri !
Evet…
28 Aralık 2011 tarihinde, Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu (Robozik) ve Gülyazı (Bêcih) köylerinden 34 vatandaşın ölümü ile sonuçlanan olayları konuşurken, acının yasını tutanları değil, hatta ölenlerle beraber toprağa gömülen adaleti değil, ama garip bir şekilde, ROBOSKİ kelimesinde mola alanların tartışmasını izliyoruz !
Haklısınız,
…onlardan biri Devlet Bahçeli !
Dediği mi ?
-
Şırnak’ın Uludere ilçesinin Ortasu köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde yaşanan müessif hadisenin üzerinden geçen 11 yıl sonra, helalleşme MASKESİ altında bölücü tezlere destek vermek, terör örgütünün değirmenine su taşımak, aymazlık ve tabansızlıktır…
Kılıçdaroğlu, özellikle şunu bilmelidir ki, Türkiye’de 'ROBOSKİ' diye bir yer yoktur, olmamıştır, olmayacaktır... Roboski tanımlaması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kastetmek, taş koymak, pusu kurmak, ateş açmak, bölücülüğe hizmet etmektir…
Uludere’den Roboski, Türkiye’den de KÜRDİSTAN çıkarmayı düşleyen kim olursa olsun akıbeti felakettir.
-
Net olan bir şey var ki,
…Türkiye coğrafyasında, 1980-1983 yılları arasında, ismi Kürtçe olan köy ve mezra isimlerini zorla değiştiren sistemden kalan mirasın kalıntıları ile bir arada yaşıyoruz hala ! Roboski kelimesine gösterilen tepki de o dönemden kalan öfkelerin, ayrışmaların, nefretlerin, ötekileştirmelerin, korkuların bugün hala ne kadar taze ve diri olduğunun bir karşılığı…
Keşke,
…MHP lideri Devlet Bahçeli, Roboski kelimesinde bu kadar mola alacağına; çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini korkunç bir şekilde kaybeden ailelerin o kelimeye acımasızca sıkıştırılan ağıtları için de birkaç kelime söyleseymiş !
En çok da ADALET deseymiş !
SUÇ ve SUÇLU’da dursaymış !
Kapatılan dosyaya işaret etseymiş !
Bu ülkenin annelerini,
Cumartesi,
Diyarbakır,
Roboski,
…diye ayıranlara inat, hepsini kucaklayabilseymiş !
Bugünü, Diyarbakırlı bir Kürt arkadaşım bitirsin…
“Devlet’i yönetmek zor iş ! Herkese eşit yaklaşmak ! Baba olmak ! Ama öz baba, öyle üvey değil ! Dayak atan, döven, işkence eden değil, ama saçını okşayan, çocukları arasında ayrım yapmayan, yere düştüğünde elinden tutup kaldıran ! Bugün, bu YOK işte ! Diyarbakır’da HDP önüne oturan / oturtulan annelere sahip çıkan bir devlet VAR, olsun da… Ama Roboski’de yitip giden çocukları, kardeşleri, kocaları için ağlayan kadınlar, YOK onlar için ! Cumartesi Anneleri de YOK ! Merak ediyorum… VAR olmak için NE olmak gerekiyor ? Vazgeçmek mi ?
Sanırım;
‘Kabataş’ ve ‘Camide içki içtiler’ yalanlarıyla kirletmeye çalıştıkları Gezi’nin milyonlarına SÜRTÜK, Roboski için TERÖRİST diyebilen, Berkin Elvan'ın annesini meydanlarda yuhalatmaya kadar gidebilenlerin coğrafyasında, akıl sağlığımızı korumaya çalışmanın dışında yapabileceğimiz bir şey yok ! Onlar, kollarına milyonluk saatler, çantalar takmaya devam ededursun, biz de hep senin dediğin gibi, artık ciddi ciddi düşünelim…”