Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 136 defa okundu.

Küresel cehalet Ve KADER denen şey

İsrail’de, aşı karşıtlarının protestolarını izledim geçenlerde… Yüzlerce insan iç içe, maskesiz, sosyal mesafesiz, alınan tedbirlere karşı eylemdeydi…

Amerika farklı mı ?

Peki ya İngiltere !

Hatta Fransa…

Almanya…

BU KONUDA İYİYİZ demek isterdim, ama…

KENDİNE MÜSLÜMAN hallerimiz, bizi de aynı yolun yolcusu yapıyor…

Geçen gün otobüste gelirken, HES KODU yüklenmiş kartlarla otobüse binme şartının ASLINDA ne de güzel delinebildiğini izledim yine… Garip ama, VİCDAN yapıyoruz ! BU DEFALIK diyoruz, ardından da KENDİ KARTIMIZI okutuyoruz, HES KODU olmayanı otobüse almak için !

İyilik mi yapıyoruz ?

Yoksa cehaletimiz tavan mı yapıyor ?

Dün sabah, bir sohbete denk geldim…

Buna dair…

Şöyle diyor bir tanesi >

-Yolcuyu almak lazım da, bir …siz çıkıyor, söylüyor !

İçine küfür de eklenen bu şikayet (!) karşılığı gelen cevap mı ?

-Allah rızası için kardeş, yapmak lazım !

Anlayacağınız, halimiz, KÜRESEL boyutta paylaşılan cehalettin görünen ufak bir kısmı… Fazlası var, bilemediğimiz… Fazlası var, göremediğimiz… Fazlası var, şahit olamadıklarımız… Ama ölenlerimizin onlarcasına EL FATİHA derken, ellerimizi açıyoruz !

Ekliyoruz da…

KADERDEN KAÇILMAZ !

Kader…

Sahi, bu kader mi ?

Bile bile LADES derken, bu kader mi ?

Ölüme davetiye çıkartırken, yaşananlar kader mi ?

İnsan zinciri içinde tek bir halka bile önemliyken, kopuyoruz, koparıyoruz ve…

Bunun adı KADER oluyor !

Sizi bilmem ama, ya DİN denenin ne anlattığını anlamadık ya da KADER denenin TEVEKKÜL de içerdiğini, ki belki de anlatması gerekenler anlatmadı, böylesi daha kolaylarına geldi, olanın da bitenin de NORMAL sayılması da böylelikle halledildi !

Öyle mi ?

O zaman, şimdi bir EL FATİHA, ama şu halimize…

Belki bu yüzden Şükrü Erbaş’dayız…

-

Güzellik, insanların gelecek düşlerinden çoktan çıkmıştı... Kimsenin ortak türküsü yoktu ve kimse, türküsünü bir başına söyleyemiyordu… Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes... Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar... İncelik, yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti… Şiddetin coğrafyasında, elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu… Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara; ne aşk, ne özgürlük, ne de barış anlatılabilirdi…

-

AVM’ye girerken bile İÇERİDE ŞU KADAR SÜRE KALIN diye uyaran memleketimin parti KONGRELERİNDE saatlerce iç içe, dip dibe oturanlara selam olsun, diyelim ve KADER diye de ekleyelim !