Köy Kent projemizin son hali Soralım mı bizi yönetenlere
-
Çocukken ne kadar da severdim yaralarımı…
Bilirdim, öpünce geçerdi…
Şimdi mi?
Yaralar derin, yürek yorgun…
Öpünce değil, ölünce geçer…
Bilirim…
-
Antakya’nın bu fısıldayışına biraz ara verelim…
Ve bu kenti yöneten bir isme söz hakkı verelim…
Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a…
Twitter hesabı üzerinden bir şeyler paylaşmış Sayın Savaş…
Önce o hak verdiğimiz paylaşımı okuyalım…
Ardından da bizdekileri soralım…
*
Bazı ilçelerimizde içme suyu hatlarına sabotaj yapılıyor… Bayram süreci ile yazın en sıcak günlerinde elektrik kablolarımızın kesilmesi, jeneratörlerimizin yakılması, su kaynaklarımıza yabancı madde atılarak tıkanmaya sebebiyet verilmesi gibi art niyetli olaylarla mücadele ediyoruz… Yani bir taraftan vatandaşa su temini için gereken her şeyi yapmaya çalışırken, bir de bizi bu şekilde engellemeye çalışanlarla uğraşıyoruz... Bunu kimler yapıyorsa gerçekten bu ülkenin vatandaşı olamaz, hatta insan bile olamaz... Bu art niyetli olayları seçime dönük bir yatırım olarak yapıyorlarsa, şunu iyi bilsinler ki, aday olursam rakipleri benim, Hatay halkı değil… Benim vatandaşımı bu şekilde cezalandıramazsınız!
*
Güzel söylemiş…
Bu kentin getirildiği hal adına…
Şehirden çok köy görüntüsü veren memleket adına…
İhanetin bu türlüsüne ekli kurumsal öfke adına…
Biz de bir şeyler söyleyelim mi ?
“Benim vatandaşımı bu şekilde cezalandıramazsınız…” diyen Sayın Savaş’a…
Bizler de cezalandırıldığımızı düşünüyoruz, biliyor musunuz ? Sizlerin şikayet ettiğiniz BAZILARI noktasında değil ama, işlerini OLMASI GEREKTİĞİ gibi yapmayanlar tarafından ! Garip oldu, biliyorum… O yüzden açalım bu kısmı ve kendimizi anlatalım, sıkıntılarımızı, sizlerden şikayetimizi, ki belki ÇÖZÜM olursunuz kendi yarattığınız SORUNLAR’a !
Toprağın altına, altyapıya harcadığınız PARA muazzam, bu alana verdiğiniz emek ve eklediğiniz çaba da, ki bunun için teşekkür de ediyoruz ama ! Toprağın üstünde nefes alıp veren bizlere bahşettiğiniz şehrin estetiği (!) adına daha modern bir kentsel gelişim beklerken KÖY-KENT modeli halini alışımıza dair biraz konuşalım istiyoruz, olur mu ?
Mesela kaldırımlarımızdan bahsedelim…
Merak ediyorum…
Bir dönem SADECE HALK EKMEK SATILACAK diyerek projelendirilen halk ekmek kulübelerinin bugün aldığı durumu izliyor musunuz ? Tabi ki izliyorsunuz… Hatta yaşanan karmaşada evrim geçirip bakkala, manava, kafeye ve hatta kırtasiye dükkânlarına dönüşen bu alanlara sizler İZİN veriyorsunuz… Bununla da kalmıyor ! Bir zamanlar karpuz satarak kaldırımı işgal edenlerin, o karpuz tezgâhından kaldırım üstü dükkâna dönüşen sürecine OLUR ekliyorsunuz… Farkındasınız ya da değilsiniz ama… Var olanı GÖRMEZDEN gelen kurumsal hassasiyetleriniz (!) yüzünden giderek daha yorgun düşen, yıpranan, eksilen, kaybolan, yeşilini ise saksılara hapseden bir kente dönüşüyoruz…
Tüm bu söylenenleri tabi ki biliyorsunuz !
Hatta olup bitene şahitlik de ediyorsunuz !
Sorumuz da sorgumuz da sizle aynı o yüzden…
“Benim vatandaşımı bu şekilde cezalandıramazsınız…” diyorsunuz ya hani…
Sizler de bu şehri hak ettiği gibi yönetin… MEDENİYETLER KENTİ diye sloganlaştırdığınız bu kocaman tarihi onurlandırın… Kılavuz çizgilerinin üzerine kondurduğunuz otobüs duraklarını düzeltin mesela… Bünyenizdeki KUDEB’i, taş ve ahşap bedenleri sprey boyalara mahkum Antakya evleri başlığında devreye sokun ya da… Antakya için çalışan topu topu 2 belediyesiniz, ki biraz daha az KAVGA edin ve biraz daha fazla İŞ yapın !
Olmaz mı ?