Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 214 defa okundu.

Koltuk Hayallerinin Değil Özgürlük Ideallerinin Zamanı

Asgari ücretin açıklandığı sıralarda herkes büyük bir sabırsızlıkla RAKAM beklerken, Cumhurbaşkanı / AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın, kendi hükümetleri döneminde nereden nereye geldiklerine dair anlattıklarını dinledikçe, E HADİ ARTIK dedim içimden ama…

O da haklı !

Sevsin ya da sevmesin, herkesin, ama istisnasız herkesin o an ekrana kilitlendiği bir anı Erdoğan bile her zaman bulamıyor ve o anı da kullanabildiği ölçüde kullandı !

“2002 yılında 184 TL olan asgari ücret, bizim dönemimizde nominal olarak 30 KAT artmıştır…” dedi !

30 kat artan bir maaş…

Haklısınız, kulağa çok hoş geliyor !

Peki,

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkan Hüseyin Demirtaş’ın, geride kalan Ekim ayında tavuk eti fiyatının yüzde 64, ayçiçeği yağının yüzde 60.8, margarinin yüzde 53.8, mercimeğin yüzde 41.8, süt ve yoğurdun yüzde 35, nohudun yüzde 34.4, ekmeğin yüzde 26.4 zamlandığını söylemesine NE diyelim ?

2021 yılı itibariyle, çiftçilerin bankalara olan 150 milyar TL borcuna ya da Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği’ne olan, 10 milyar lirayı aşan borcuna NE diyelim ?

Bu biriken borcun gölgesinde, TÜİK’e göre, Eylül 2021’den Eylül 2022’ye son 1 yılda gübrenin fiyatı yüzde 226,63 artarken, Mazot yüzde 193, hayvan yemi yüzde 145,46 ve zirai ilaçlar yüzde 110,51 artmışken, NE diyelim ?

TÜİK verileriyle, belki de en çok tükettiğimiz makarnaya yapılan zam oranı yüzde 100’ü aşmışken, kime NE diyelim ?

UN mu ?

Yok, unutmadık !

Diğerlerini de unutmadık !

Ayçicek yağını, patatesi, soğanı, sütü, dana etini, ekmeği, yumurtayı…

O yüzden bugün,

…Ankara’nın 30 kat arttırdığı maaşlarımızdan çok, ALIM GÜCÜ aynı hızla düşen, hatta yere çakılan gerçeğimizdeyiz, “İçinde bulunduğumuz kritik döneme, yetki veya koltuk paylaşımı olarak bakmak, tarihi fırsatı heba etmektir” diyen Selahattin Demirtaş’tayız !

Açıkçası, bir tespitine şapka çıkartmak gerek;

“Seçim, dünyanın en çok yetkiye sahip koltuğunu almak için yapılıyor…”

Haklı…

Devamı mı:

-

Hepimizin amacı, bu makamı GERÇEK sahibine, yani halka TESLİM etmek olmalıdır… İsimler üzerinden tartışma yürütmek, amaçtan SAPMAK anlamına gelir... Bu kritik dönemde, demokrasiye yürekten inanan her siyasi aktör, devletin yeniden inşasında görev ve sorumluluk ALMALIDIR... Kimsenin kimseyi DIŞLAMA lüksü yoktur... Siyasi yasak veya kapatılma tehdidi altında olanlar dahil, her siyasi aktörün, ülkenin demokrasiye geçmesi için, seçim öncesinde veya sonrasında kendisine düşecek görevlere HAZIR olması gerekir…

-

Eldekine kocaman bir de NOKTA koymuş, Demirtaş:

“Koltuk hayallerinin değil, özgürlük ideallerinin peşinde koşmak, halka karşı onur borcumuzdur…”

Dediği gibi,

…2023 seçimleri, tarihin belki de EN YETKİLİ KOLTUĞU’na kimin oturacağını tayin etmekten öte, zayıflayan parlamenter demokrasinin yeniden inşası olacak… Hakları için sokağa çıkan ve bunu yaparken de anayasal haklarını kullananların özgürlük tercihi olacak… Aldıkları zamlı maaşları market arabasında ve pazar filesinde terk edenlerin geleceği olacak… Başörtüsüne özgürlük için bir araya gelenlerin Ankara’sına kadın cinayetlerini ve yaşanan şiddeti hatırlatanların protestosu olacak… İstanbul Sözleşmesi’ni atıldığı çöpten çıkartmak isteyenlerin dayanışması olacak… Filistin hassasiyetli İsrail’den darbeci generallerin Mısır’ına, muhalif bir gazeteciyi İstanbul’daki konsolosluğunda öldüren Suudi Arabistan’dan 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin sponsoru olduğu söylenen Birleşik Arap Emirlikleri’ne, Ankara’nın ha bire değişen dış politikasında kendine bir türlü yer bulamayan Suriye’nin Şam’ı için de ZAMANI diyenlerin olacak… Siyasete eklenen KAYYUM kültürünün prangasına HAYIR diyenlerin olacak… GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR diyenlerin bağımsız kalemleri olacak… Derinleşen yoksulluk, artan işsizlik, YURTSUZLUK derken, hayat heybesi dolup taşanların mola anı olacak…

Düşünün !

Kendi heybenizi !

Artık taşımakta zorlandıklarınızı !