Kent Konseyleri sahi NE YAPARLAR
Resmi Gazete’ye göre;
Kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesine, kentin HAK ve hukukunun KORUNMASINA, sürdürülebilir kalkınma, ÇEVREYE DUYARLILIK, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, HESAP SORMA ve HESAP VERME, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerinin hayata geçirilmesine çalışır…
Kulağa hoş geliyor !
Peki, pratikte ne kadarlar ?
Ne kadarını hayata geçirebiliyorlar ?
Mesela olandan HESAP sorabiliyorlar mı ?
Peki ya olmayan noktada konuşabiliyorlar mı ?
Resmi Gazete’de Kent Konseyleri’ne dair dikkatimi çeken iki kısım daha var… İlki, “Kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel, doğal ve benzeri değerlere sahip çıkmak ve geliştirmek…” İkincisi de, “Çocukların, gençlerin, kadınların ve engellilerin toplumsal yaşamdaki etkinliklerini arttırmak ve yerel karar alma mekanizmalarında aktif rol almalarını sağlamak…”
Haklısınız, bunlar da öyle…
Kulağa hoş gelen şeyler…
Tamam da, yerel idarelerin; çevre, engelli bireyler, tarih ve kültür noktalarında sınıfta kalan hallerine dair bunca haber yapan ve bunları da kamuoyuyla paylaşanlar olarak, sahi hangi biri, NE KADARI Hatay Kent Konseyi toplantılarının gündemine geldi şu ana dek ?
Sormak istedim…
En azından, Hatay Kent Konseyi’nden son gelen şu KOCAMAN teşekkür noktasında bana düşen ‘vatandaş’ payını ve sorgusunu kendi adıma bekletmek istedim… Hani, “Hatay Kent Konseyi olarak yapılan güzel hizmetlerin her zaman ARKASINDA olduğumuz gibi bundan sonra da YANLARINDA olup desteklerimizi sürdüreceğimizi bildirir, ilimize yapmış olduğu kalıcı hizmetlerinden dolayı Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Doç. Dr. Lütfü Savaş’a teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz” diyen ve hepimiz (!) adına KONUŞAN kısmı kastediyorum…
Hatay’ın KENT KONSEYİ, teşekkür yazısında çok şey sıralamış bahse konu yerel idare adına, ki yapılanlar adına, hayata geçirilenler adına, yaşam kalitesini yükseltenler adına, ortaya konan samimi çaba adına, mevcut zor şartlara rağmen ortaya konan adına…
Ama hep teşekkür edilmiş…
Hep iyi şeylerden bahsedilmiş…
Tüm duvarlar pembeye boyanmış…
Her şey bitmiş, film mutlu sona ermiş…
Ama ne sorunlar dile gelmiş, ne sıralanmış…
Ne de ertelenenler noktasında ayağa kalkılmış…
Sahi, bu kadar ufak bir coğrafyayı paylaşan bizler bu kadar mı uzak yaşıyoruz eldeki sorunlara ? Yoksa bakıp da görme açılarımız mı farklılaşmış ? Belki de gördüklerimize kattığımız anlamlarda sorunlar var… Aksi halde bu kadar TEŞEKKÜR edilen bir şehirde bizlerin yaşadığı bir çeşit halüsinasyon olmalı !
Ya da abartıyoruz !
Sorunları abartıyoruz !
Hatta olmayanı olduruyoruz !
Öyle mi ?
O zaman abarttıklarımızı HATAY’ın Kent Konseyi’nin son teşekkür yazısını kaleme alanlar için bir kez daha hatırlatalım mı ? Ama hatırlatırken de, Resmi Gazete’de yer alan o HESAP SORMA kısmında ne kadar meşguller, ona bir bakalım…
Mesela…
Hatay Kent Konseyi, Asi’nin geldiği-getirildiği hal noktasında NE der ? Verilen, ama hayata geçirilmeyen SÖZLER için NE söylemek ister ? Yerel idarelerin birbiriyle çatışan ‘sorumluluk’ cepheleşmesinde Antakya’nın gelinen son tablosuna NE ekler ? Ya da Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa hayata geçirilen ‘sağlıklaştırma’ projesinde bugün sorunlarla cebelleşen Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı’nın pilot bölge halinden sorunlu bölge haline geçişi için nasıl bir eleştiri ekler ? Peki ya engelli bireylerin kanunlarla sağlanan haklarının üzerine otobüs durakları konduran ‘hizmet’ algısı için söz almak istese, nasıl bir ‘teşekkür’ eder ?
Sadece merak ettim…
Eldeki o kocaman teşekkürü merak ettim…