Kelimeler gerçekleri mi Yoksa istenenleri mi anlatıyor
“ Ne düşündüğüm, ne demek istediğim, ne dediğimi sandığım, ne dediğim, ne duymak istediğiniz, ne duyduğunuz, bundan ne anladığınız, ne anlamak istediğiniz ve ne anladığınız arasında, birbirimizi anlayamayacağımıza dair en az dokuz olasılık var…”
B. Werber, birbirimizi NASIL olup da anlamadığımıza dair konuşmuş… Ya da birbirimizi birbirimize anlatırken (!) NASIL olup da anlaşılamadığımızı… Hangisi olduğuna siz karar verin, hatta kendinizden yola ÇIKIN, ben de eldeki ile bugünün ilk adımını atıp, NEYİN ne olduğuna dair konuşmaya başlayayım, olmaz mı ?
Geçen gün bildiri yayınlandı !
Türkiye’deki azınlıklar adına…
Türkiye’deki Rum, Ermeni, Musevi, Süryani, Keldani ve daha bir çok kesimden dini ve cemaat liderleri imza attı o bildiriye ve dediler ki, ÖZGÜRÜZ … Yetmedi, ÜZERİMİZDE BASKI yok diye de eklediler…
Okuyalım mı, söylediklerini…
Atılan adımın şaşkınlığına eklenenleri…
İşte o bildiri >
-
Ülkemizde asırlardan beri yerleşik farklı din ve inanç mensubu kadim toplumların dini temsilcileri ve vakıf yöneticileri olarak inancımızı ÖZGÜRCE yaşamakta ve geleneklerimize göre ibadetlerimizi özgürce yerine getirmekteyiz. BASKI olduğunu iddia eden ve/veya ima eden beyanlar tamamen ASILSIZDIR ve maksadını aşmaktadır.
Geçmişte yaşanılan birçok sıkıntı ve mağduriyet zaman içinde çözüme kavuşturulmuştur. Geliştirilmesini arzu ettiğimiz konular hakkında ise karşılıklı İYİ NİYET ve çözüm iradesi ile devletimiz kurumları ile devamlı İSTİŞARE etmekteyiz. Kamuoyuna doğru yönde bilgilendirme yapmanın sorumluluğu ve bilinci ile bu ORTAK açıklamayı yapmaktayız.
-
Ben mi ?
Ne mi düşünüyorum ?
Ne düşündüğümü Yetvart Danzikyan kaleme almış, o söylesin mi ?
-
Azınlık vakıfları ve ruhani önderlerinin 31 Temmuz günü yayınladığı bildiri, doğrusu azınlık toplumlarında şaşkınlıkla karşılandı. NE olmuştu da, bu kadar vakıf yöneticisi ve ruhani önder böylesi bir bildiriye imza atmıştı? Öğrendik ki, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Rahip Brunson ile ilgili yorumları bu bildiriye NEDEN olmuş. Bilgi aldığımız bazı vakıf başkanları, “Türkiye’de ibadet özgürlüğü yok deniyor, o yüzden bu bildiri hazırlandı” dediler. Söz konusu açıklamada, Pence, “İnançları nedeniyle zulüm gören bir kurban var, adını anmadan geçemeyiz” diyor ve Brunson’dan bahsediyor.
Bu cümleye isteyen itiraz edebilir elbette. Ancak bu kadar vakıf başkanı ve ruhani önderin birden harekete geçmesini ve “üzerimizde BASKI yoktur” demesini anlamak zor.
Sorunlar BELLİ. Birçok ibadethane kapısında polis var, güvenlik kaygılarıyla... Heybeliada Ruhban Okulu hala açılmış değil, Ermeniler Patriklerini seçemiyor, Süryaniler hala el konan mallarını geri almaya çalışıyor. İbadet üzerinde belki bir kısıtlama yok, ama durum azınlık temsilcilerinin böyle bir bildiri yazmasına NEDEN olacak kadar PÜR-U PAK da değil.
Devlet-Azınlıklar bahsindeki 100 yıllık MALUM alışkanlıkların TEKERRÜR ettiği bir durumla karşı karşıyayız yine. Yönetici konumundakiler böylesi bir konuda belli ki yine durumdan vazife çıkarmışlar ve biri bu fikri ortaya atınca, diğerleri de “İmzalamazsak olmaz” diye listeye adlarını yazdırmışlar, öyle görünüyor… Bir yerlerden ‘telkin’ VAR mı YOK mu, onu bilemiyoruz. Umalım ki yoktur!
Ancak bu tip bildiriler, “Üzerimizde baskı yoktur” diye değil, “İmzalamazsak ZOR durumda kalırız” diye anlaşılıyor, haberiniz olsun.
-
… İmzalamazsak ZOR durumda kalırız… Konu bu mu sahi ? Olabilir mi ? Belki ! Uzak bir ihtimal değil zaten… Aklıma gelen ilk şey de buydu, ne yalan söyleyeyim !
Bu durum, bu kentin sessizliği gibi !
Konuşmayan, susan ve onay görenleri gibi !
Yaşananları görmezden gelen kalabalıkları gibi !
Ya da var olanı makyajlayıp sunanları gibi !
Sevmiyoruz, haklısınız…
Gerçeği GERÇEK haliyle HİÇ sevmiyoruz…