Kayyuma Sessiz Kalanlar.. CHP'nin Hatay Savaşında!
31 Mart'ın kazananı CHP'de ADAY seçimi noktasında kaybedilen Hatay, seçim sandıklarında da kaybedilince, sesler yükseldi ! Partinin son açıklaması, "Hatay İl Seçim Kurulu’nun itirazlar devam ederken işi oldu bittiye getirerek AK Parti adayına mazbata verme girişimi, hukuksuzdur ve bizim nezdimizde hükümsüzdür" oldu ! Özgür Özel'se, "Hatay'da itiraz süreci devam etmesine karşın mazbata verilmesi çabası, seçim hukukuna açık aykırıdır... Tüm seçim kurulu hakimlerine sesleniyorum; hukuka uyun, Hatay halkının iradesine saygı duyun" demiş !
Kürt oylarının ve Kürt siyasetinin özgür iradesine KAYYUM kelepçesi takanların ülkesinde bir kayıp için tüm partiyi ayağa kaldıran ve HUKUK hatırlatmasında bulunan, HALK İRADESİ'ne saygı bekleyenlerin CHP'sine sormak gerek aslında...
-Kayyumlar atanırken, SİZ niye SESSİZ kaldınız !?
-Kayyum belediyecilik diye bir sistem kurulurken, neredeydiniz !?
-Kürt seçmenin özgür iradesi TERÖR yaftasıyla elinden alınırken, mücadele edenlerin ne kadar uzağında kaldınız ?
Haklısınız,
...unutmadık !
19 Ağustos 2019 günü sabahın erken saatlerinde; Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan'ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınmasıyla başlayan sürecin, bugün neredeyse Van'la devam ettirilmek istenmesini unutmadık...
23 Mart 2020 tarihi itibariyle, dönemin HDP'sine ait 3 büyükşehir, 2 il, 29 ilçe ve 3 belde belediyesine kayyum atanmasını unutmadık...
Kayyum sürecinin hukuksuzluğunu dile getiren ve asla geri adım atmayan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu kadar olamadı, Kılıçdaroğlıu dönemi CHP'si, ki Özgür Özel'in bugün Van için açıklama yapmasını da çok abartmamak gerekiyor bence ! O da dün olanlar için susanlardan biriydi ! İzleyenler arasından çıkmadı ! Bugün Van için seçim sonrası sahnelenmek istenen benzer bir sürece katkı vermesine o yüzden fazlaca anlam yükleyenlerden değiliz !
DÜN susanların BUGÜN konuşmasının, şartları ve makamları gereği olduğunu bildiğimizden belki !
Peki, Hatay ne olur ?
Bugün bana da sorulan bir soru BU !
Hatay'da mazbatayı alan AKP'li Mehmet Öntürk'ü TEBRİK edip kutlama kervanına katılanlardan biri değilim, olmayacağım da ama... Erdoğan'ın son açıklamaları sonrası, HİZMET şartı olarak sunduğu BENİM ADAYIM polemiğinde kaybolmamak için susuyoruz, ŞİMDİLİK ! Depremin ardından, Valisinden İl Sağlık Müdürüne, yönetenleri tarafından terk edilen bir şehrin, iktidarın adayına, hele ki devletin kaynaklarını elinde bulundurup, bunu da HİZMET ŞARTI olarak kullananlara MAHKUM olduğunu çok iyi bildiğimizden en çok da !
Lütfü Savaş için hukuk mücadelesi verenler mi ?
Onları izliyorum...
AKP kimliğinde Antakya'yı 1 dönem, CHP kimliğinde Hatay'ı 2 dönem yöneten Savaş'ın, kadim kimliği uluslararası bağlamda tescilli bir kenti hak ettiği gibi yönetemediğini bilen bir kentli olarak, bir gazeteci olarak, bir seçmen olarak izliyorum...
Belediyecilik karnesi kırıklarla dolu bir Lütfü Savaş'ı savunurken, bence HALK İRADESİ demeyin ! Bunu dememeniz gerektiğini, Samandağ halkı çok net olarak ortaya koydu ! TİP'i ve adayını 31 Mart sonrası makama oturtan, CHP'ye tepkisini de bu şekilde ortaya koyan Samandağ halkının özgür iradesini de tepkisini de tam da bu noktada iyi analiz edin !
Bence, aynen İstanbul'da Beyoğlu'nun farklı renklerinin dert ortaklığında birleştiği gibi, kadim toprakların Hatay'ı da, çok dilli / çok dinli / çok mezhepli / çok kültürlü yapısıyla BİZ demeyi tercih edip, ONLARA RAĞMEN karar verenlere BURADAYIM dedi !
Bence bunu en çok da, Özgür Özel'in talimatıyla, 10 Milletvekili ve iki Genel Başkan Yardımcısıyla Hatay'da süreci takip eden CHP Yönetimi düşünsün...
Düşünür mü ?