Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 157 defa okundu.

Kahramanımız vatandaş mı Peki başka kahraman olmak isteyen

“Dereler ve bitkiler gibi, ruhlar da bir başka yağmura gereksinim duyar… Umut, inanç, yaşama amacı… Bunlar olmazsa, beden yaşamayı sürdürse bile, ruh ölür...” demiş Paulo Coelho, ki gariptir, bizler de o çaresiz umudun DOLAR koşuşturmacası içerisindeyiz son birkaç gündür… Koşuştururken de… Siyaseten ekonomiye hiçbir başlıkta tek bir HATA bile yapmayan (!) bizler, ülkemizi yıkmak için bir araya gelmiş dış güçlere karşı birleşiyoruz…

Anlayacağınız…

Ay sonunu getiremeyen…

Çıktığı pazarda filesini dolduramayan…

Her ay posta kutusunu dolduran faturalarla boğuşan…

Çocukların masraflarına yetişemeyen…

Yaşamak için boğazından kısan…

Kaynayan tek tenceresine umutsuzca bakan…

Asgari ücretinden vergi kesilen…

Fazlası için ayağa kalktığında oturtulan…

Kuruş hesabında hep açık veren…

‘Cep delik cepken delik’ şarkısında takılı kalan…

Yaşamı ertelemeleriyle dolu olan…

Hayallerini çoktan unutan…

Bir memlekette,

kurtuluş deneni bu hikayenin yorgun kahramanlarında arıyoruz…

Tamam, AYAĞA KALKALIM, birleşelim, DAYANIŞMA gösterelim, YAN YANA duralım ve sonuna kadar da gidelim… Ama yazmaya çalıştığımız hikâyenin kahramanı olarak sokaktaki vatandaşı göstermeyelim… Çünkü bunun için ne hali var, ne enerjisi…

Elde kalmış bir kuru canı !

Aslında ruh halleri nasıl, biliyor musunuz ?

Veselin Valçev söylesin bu kısmı…

-

Başlangıçta, liseyi bitirip üniversiteye başlamak için ölüyordum… Sonrasında üniversiteyi bitirip işe başlamak için… Sonrasında evlenmek ve çocuk sahibi olmak için… Ve sonrasında onların büyümesi için… Çünkü böylelikle işime geri dönebilecektim… Ama sonrasında da emekli olmak için ölmeye başladım…

Ve şimdiyse gerçekten ölüyorum…

Birden…

Yaşamayı unuttuğumun farkına vardım…

Ama geç kalmıştım…

-

Geçen gün bir açıklama geldi, Antakya’dan… ATSO, ATB ve HESOB Başkanları bir araya gelmiş… Kahramanlık hikâyesinde BİZ DE VARIZ denmiş… Bu iyi ! Ama daha iyi olan kısım… Sessiz sakin de olsa, yapılagelen yanlışlara işaret edilmiş ! AÇIK AÇIK söylenemeyenler, satır araları ile kamuoyuna duyurulmuş ! Ankara’dan Anadolu’ya yansıyan politikaların maliyetinde, ARTIK YETER - BÖYLE OLMAZ diyen inceden bir ses, gölgelerde adım adım ilerletilmeye çalışılmış !

Bilerek mi yapmışlar, bilmiyoruz…

Ama şu var ki, konuşmaktan korkutulan bir ülkede söylenmesi gerekenin altını tek bir cümle ile çizivermişler…

Atatürk’ün, “Üretmeye mecburuz… Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdur” cümlesiyle… Ki samandan canlı hayvana ve hatta ET’e, ithal cenneti yapılan memleketimiz adına gelsin bu cümle ! 126 ülkeden 133 değişik meyve ve sebze ithal eden bir ülke adına gelsin ! Dünyanın en önemli zeytinyağı üreticilerinden biri olmasına rağmen, ithalata yönelen halimize gelsin…

O yüzden…

Üretmeye mecburuz…

Ki emin olun, asıl kahramanlık bu !

Yoksa, elinde tuttuğu Amerikan DOLARI’nı protesto (!) için yakarken, bu durumu videoya ‘Amerikan üretimi’ IPHONE’u ile alanların ülkesinde İKİ GERİ BİR İLERİ trajedimizden sıyrılmamız ÇOOOOK zor !

Ne dersiniz ?