İZMİR RAHATLADI PEKİYA BİZLER
Geçen gün İzmir Valisi’nin bir açıklamasını okudum, İzmirlilerin öfkesini dizginlemeye çalışan bir açıklama, ‘rahat olun’ diyen bir açıklama, hatta ‘gelenler bize değil diğerlerine” diye ekleyen bir açıklama…
Konu ne mi ?
Aldığımız PARA’nın karşılığını hak etmemizi sağlama adına yeni MİSAFİRLERİMİZ varmış, hani evde yatacak yer kalmamış olsa da NE YAZAR, yere döşek atar, hatta bir yatağı iki kişi paylaşır sığdırırız yeni gelenleri de, ki baktınız o da olmadı, sokaklar BOŞ, PARK bankları da, hava da güzel, idare ediversinler, doluşsunlar hayata, kentlerin trafiğine, kalabalıkların çaresizliğine, değil mi ama !!!
Ankara ve Brüksel arasındaki TARİHİ anlaşmayı hatırladık mı ?
Hani 3 Milyar Euro ile başlayan İNSANLIK pazarlığını…
Süreç işlemeye başladı, geri gönderimler de…
Ama tartışmalar da, hatta öfkeler de…
Önce İzmir ile başlayalım mı ?
İzmir Valisi’nin açıklamaları ile…
Basına yansıyan GAZ almalar ile…
Evet…
Yunanistan’a yasadışı yollarla geçen on binlerce Suriyelinin geri gönderilmeleri kapsamında, İzmir Dikili ve Çeşme'de sığınmacı kampları yapılacağı haberlerinin asılsız olduğunu söylemiş, İzmir Valisi, rahatlatmış (!) herkesi (!), hatta eklemiş de, “Dikili’de herhangi bir kamp merkezi, gönderme merkezinin ne talep edilmişliği, ne de yapılma fikrinin olmadığını net olarak ifade ediyorum. Dikili’de hiçbir şekilde bir kamp, çadır merkezi, bir geri gönderme merkezi planlaması yok, fikri de yok. İnsanları huzursuz etmeye yönelik bir algı operasyonudur. Vatandaşlarımız bu uydurma haberlere itibar etmesinler.”
Haklı da…
İzmirliler RAHAT olsunlar… !
Ek yatak falan da açmasınlar !
Yere döşek de atmasınlar !
Vali, bu konuda da net !
Suriyeli mülteciler İzmir'de kalmayacak, doğrudan sınırdaki çadır kentlere gönderilecek !
Hatay’a, Gaziantep’e, Kilis’e ve diğerlerine…
DOLMUŞ olanlara…
Hatta dolup da taşanlara…
Taşıp da SON damla diyenlere…
Öfkelerin sessizce beklediği yerlere…
Resmi kontrolsüzlüğün resmileştiği yerlere…
Rahat olsunlar…
Bizde YER çoook !
Sıkışıveririz, çözüm çoook !
Bu yazıyı yazarken, bir fotoğraf karesi ulaştı elime… Yunanistan-Makedonya sınırında hiç de insani olmayan şartlarda kalmaya devam eden çaresiz bir kalabalığın içinde fark edilen Suriyeli bir çocuk var o karede… Elinde karton bir kağıt var ve o kağıt üzerinde ingilizce ve arapça yazılmış bir cümle… ‘Kapıyı açın istiyoruz’ diyor o minik kelimeler, ‘Sınırı açın’ diye de ekliyor… Ama bilmiyor ki, geri gönderilecek… O kapı da o sınır da hiç açılmayacak… Hayalleri ertelenecek… Yaşamı yeniden bir kamp sınırı ile belirlenecek…
Peki, YASAL mı ?
Bunca insanın geri gönderilme hikayesine işlerlik kazandıran o anlaşma !
BM Genel Sekreteri’nin Uluslararası Göç ve Kalkınma Özel Temsilcisi, Peter Sutherland, Suriye’deki savaştan kaçan göçmenlerin bu şekilde transfer edilmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu söylemiş, hele ki sığınma başvurularını değerlendirmeden gelenleri topluca ve de zorla göndermenin kabul edilemez olduğuna vurgu yapmış…
Haksız mı ?
Yoksa PARA bunu da halleder mi ?