İstanbulu kim kazandı Peki teşekkürü hak eden
İstanbul kazanıldı…
Kimi için de kaybedildi…
Ama kaybedilme hikayesi de, kazanılma hikayesi de, kendi içlerinde ayrı ayrı KAHRAMANLAR yarattı bence, ki biz onları çok fazla konuşmadan, işi kadeh tokuşturmaya kadar götürüyoruz ve bu da ciddi HAKSIZLIK oluyor bu İSİMSİZ kahramanlara !
O yüzden, bugün…
Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim edelim…
O hak konusunda bir yazı kaleme almış, Sevgili Gülse Birsel ve isimsiz kahramanlar listesine, AKP'nin Seçim İşleri'nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’u ekleyivermiş… Aslında dedikleri, bizlerin çokça söylediği, ama tekrarı şart ;)
Okuyalım mı ?
-
Günlerdir İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu tebrik ediliyor. Canan Kaftancıoğlu’ndan Kemal Kılıçdaroğlu’na, Meral Akşener’den sandık başındaki gönüllülere tüm emeği geçenlere teşekkür ediliyor. Edilsin, haklarıdır. Ve fakat bu değişimin, bu kendine çekidüzen verme sürecinin mimarlarından, seçim yenilenmesinin ve 800 binlik farkın en önemli aktörlerinden Ali İhsan Yavuz Bey’e niye bir teşekkür, bir alkış çok görülüyor?
Bu adamın hakkı ödenmez sevgili dostlar!
Ali İhsan Yavuz’u asla unutmayın!
Çünkü Sayın Yavuz’un şahsında vücut bulan anlayış, kendisinin bir nevi marka yüzü olduğu söylem tarzı ve içinde olduğu ekip sayesinde “yenilenme”nin kaçınılmaz olduğunu hem iktidar hem muhalefet ve seçmenleri gördü.
23 Haziran gecesi, her cenah bir duble kahve içmiş gibi oldu.
Kimi uyandı; kimine çarpıntı kimine de neşe ve enerji geldi!
Tüm neşe ve enerjimle kahve fincanımı kaldırıyor, Ali İhsan Yavuz’un sağlığına içiyorum!
-
Ama ben, bu listeye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu da eklemek istiyorum, ki tarzı, seçtiği yol, kullandığı kelimeler ve her daim öfkeli yüz ifadesiyle adeta bir ordu komutanı havasıyla seçim sürecini adımlayan beden dili, sonuca etki eden AKP'nin Seçim İşleri'nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz kadar alkışı hak ediyor bence…
Haksız mıyım !
Ankara’nın revizyon çabası da buna mı dair ? Yeni isimlerle yola devam etme çabası hatta… Peki, eldekiler gider mi, son seçimin KAHRAMANLARI dediklerimiz hani ?
Gidecekler gibi…
Gelen, gideni aratır mı, bilinmez…
Peki, olası bir revizyon AKP kanadını tazeler mi ?
Aslında, AKP noktasında tazelenme (!) bekleyenler, AKP’den kopan ya da kopma aşamasında olanların hareketlenmesine de yakın bir zamanda şahit olacaklar diye düşünüyorum… Özellikle de eldeki kahramanlarla AKP’nin taşındığı son kayıp noktasında beyin fırtınası yapanların ‘gölgelerden aydınlığa taşan’ fısıldaşmaları giderek kelimesel boyuta taşınırken… Ara ara bu isimlere eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül ya da Ali Babacan gibi isimler eklense de, ben daha çok, uzun zamandır SESSİZ kalan bir diğer isimden hareketlenme bekliyorum…
Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama…
Hatay’ın siyaset hayatında hala önemli bir yeri olan Sadullah Ergin, olası bir KOPMA hareketinde oluşacak siyasi yapı içinde olur mu sahi ? Siyaseten bu kadar sessiz kalmanın finalinde, buna dair bir adım atar mı ? Erdoğan’a rağmen, Erdoğan’ın karşısına çıkmanın maliyetinde durur mu ?
Anlaşılan o ki…
Birileri İstanbul adına yepyeni bir hikaye yazmaya başlarken, diğerleri, eldeki hikayeyi koruma peşine düştü !