Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 363 defa okundu.

İşçisin sen İşçi kal

Bildiğin işi yap, ya da öğrendiğin işi… Aslında NE İŞ OLSA YAPARIM noktasına geldiğimiz bugün bu söylediğimizin bir değeri var mı bilemedim şimdi ! Hele ki koltuğa göre ADAM değil de adama göre KOLTUK ayarlaması yapılan bir Türkiye modelinde !

 Sahi, iş ve hizmet kalitemizin yerlerde sürüklenir hali de bundan mı ?

 Bir ihtimal, EVET !

 Peki, eldeki mi ?

 Geçenlerde okudum, çok eskilerden bir yazı… Nejat İşler’den bir 1 Mayıs yazısı… Babasına dair… Tam da söylediğimiz şeye dair… Aslında en çok da umuda dair… Daha iyi bir yaşama dair… Bize sunulan gerçeğin uzağında başka bir yaşam kurma hayalimize dair…

 Başlayalım mı ?

 “80'li yılların ortası. Benim peder iş bulmakta zorlanıyor. Ancak bir şekilde de emekliliğine az kalmış. Neyse, derme çatma bir iş bulundu, -galiba Topçular'daki bisiklet fabrikasıydı- emekliliğine gereken iş günü dolduruldu. Çok b…tan bir emeklilik tazminatıyla işçilik hayatına veda etti. SSK denen kurum, en alt meblağdan emekli etti babamı. Nedendir bilinmez, hayatında ilk defa çalışmadan para aldığından mı, yoksa kahvedeki arkadaşlarının gazından mı, babam emeklilik tazminatıyla esnaflık yapmaya karar verdi. Bizim ailede al-sat işi yapan neredeyse yok. Aklıma gelen 3 kişi de gayet başarısızdılar ticaret hayatında. Onlar ayrı yazının konusu…

 Dükkan bulundu. Manav olacakmış. Babam ne esnaflık bilir, ne çiftçilik, sebze yemeyi sevmez, meyveye yan bakar, evin alışverişini pazardan dedemle annem yapar. Tuhaf bir durum. Bak, yazarken bile sinirlendim, herhalde kahve arkadaşlarının buna kazığı. Neyse, dükkan tutuldu. Osmaniye'de. Osmaniye neresi? Veliefendi Hipodromu'nun yanı. Mevsim yaz, okul tatil, ben de babamla beraber manavlık sektörüne girdim…

 İki ay falan sürdü esnaflık maceramız. Zaten işlemeyen manav dükkanının borçlarıyla beraber, babamın Veliefendi'ye yatırdıkları yan yana gelince iflas ettik. Emeklilik tazminatı taklaya geldi yani. Babam, yetenekli olduğu sanat işlerine iç dekorasyon elemanı olarak devam etti, ben de okuluma. Hep söylemek istedim ona, bir türlü tamir ettiremediği pikabın yanındaki Cem Karaca 45'liğinin üstüne yazdığı yazıyı… ‘Baba! İşçisin sen, işçi kal…”

 Haklısınız…

1 Mayıs yaklaşıyor…

Eldeki hikaye de buna dair…

 Kutlamalar mı ? Sanmam… Hele ki Taksim meydanı kısmını, hiç sanmam ! OHAL’in Türkiye’sinde slogan atmanın bile CEZA yediği bir demokrasimiz var artık… Hatta çok fazla göze battığında, seni O’cu ya da BU’cu ilan edecek bir ihbar mekanizmamız var… O kadar iyi işliyor ki bu mekanizma, eldeki sistem kendini koruma adına, YANDAŞ milyonları eliyle her köşe başında bizleri izliyor…

Yandaş olmak nasıl oluyor demeyin !

Aslında YANDAŞ olmak zor değil !

 Sadece GÖRMEYİN, DUYMAYIN ve BİLMEYİN !

Sadece SORMAYIN, SORGULAMAYIN ve KAŞIMAYIN !

 Sadece…

 Zor olmamalı !

Bu kadar insan yaptığına göre !!!

 !!! GÜVENDEYİZ !!!

 Geçen gün bir toplantıda konuşmuş Sayın Hatay Valisi ve demiş ki ;

 “Sanki burası bir savaş bölgesiymiş gibi insanlarda yanlış bir algı var. Ne ticari ne yatırım ne de turizm amacıyla insanlar buraya gelmeye korkuyor. Göreceksiniz ki, güvenlik yönünden hiçbir sıkıntı yoktur. Türkiye’nin diğer yöreleri ne kadar güvenli ise buranın oralardan daha da güvenli olduğunu bu ilin valisi olarak söyleyebilirim.”

 Ben de bir şeyler söyleyeyim mi ? Mesela bir zamanlar insanların Valilik bahçesinde bulunan banka oturup içerideki işleri için soluklandığı zamanları ya da yolları kısalsın diye Valilik bahçesi içerisinden keyifle yürüdükleri dönemleri, hatta Valilik çevresindeki evlerinin hemen önüne özgürce arabalarını park edebildikleri yılları…

 Şimdi ne haldeyiz Sayın Vali ?

Peki, eldeki görüntü ne anlatıyor ?

 Sizin bilip bizim bilmediklerimiz adına NELER fısıldıyor ?