İmza mı O bende kalsın
Daha güzel bir Hatay…
Daha temiz bir Hatay…
Daha zengin bir Hatay…
Daha imkanlı bir Hatay…
Daha gelişmiş bir Hatay…
Daha…
Daha…
Daha…
Çok daha…
500 Bin imzanın sihri mi bu ?
Tamamlandığında olacaklar mı ?
Onca sorun ve sıkıntı bitecek mi ?
Yani her şey, 4’üncü teşvik bölgesinden 5’inci teşvik bölgesine alınmakmış, öyle mi ?
Öyleymiş, ki zaten söylenen de bu olmuş ve denmiş ki… “Hatay’da çok önemli iki ilçe var. İskenderun ve Dörtyol. Yatırımların yüzde 81´i bu ilçelere sıkışmış. Bu ilçeleri çıkarttığımız zaman, Hakkari´den daha iyi değiliz…”
Bakın bu konuda haklısınız !
Ama bizi Hakkari yapanlar da sizlersiniz !
Bu kenti yıllardır yöneten bizler değil, sizlersiniz !
O yüzden SUÇ da SUÇLU da bölge değil, sizlersiniz !
Peki, ben mi ?
Yok, atmıyorum…
Benden isteneni yapmıyorum…
Elde kalan tek imzamı vermiyorum…
Çünkü sebeplerinizi yetersiz buluyorum…
Sahi, eldeki kentin orta yerinde durup da bizlere yaşattıklarınızı ‘yaşamamış’ gibi davranıp güle oynaya ‘imza’ atacağımızı mı zannettiniz ? İrkildiniz mi ? Belki şaşırdınız ! NE YAPTIM diye kendi kendinize sordunuz ! BU ADAM YİNE NEYDEN BAHSEDİYOR diye de eklediniz !
Eklemeyin…
Ben ekleyeyim…
Ama en başta, Defne ilçesinde kurmaya çalıştığınız SANAYİ SİTESİ’ni… Hani zeytinliklerle dolu olan parselleri… Haziran ayı içinde her birinizin tek tek el kaldırarak onay verdiğinizi… Aslında garip ! Hayatları kavga içinde geçen, hatta belediye meclisi’ni ara ara +18 konumuna sokan sizler nasıl oldu da anlaştınız ? Onca ağacın kesilmesinde nasıl bir ‘hayır’ gördünüz ? Neye ya da kime (kimlere) ‘hayır’ işlediniz ?
Sahi, bu ‘kıskanılası’ uyumunuzu neye borçluyuz ?
Evet…
Bu bir sebep…
Bizi bu konuda düşürdüğünüz durum bir sebep !
Onca yazılanı ve çizileni cevapsız bırakmanız da…
Bu konuda cevap bekleyenleri aldırmaz haliniz de…
Ağaç keserek sanayileşeceğini sanan hedefleriniz de…
Sahi, hala imza ve katkı mı bekliyorsunuz ?
Yok, bitmedi…
Yıllardır sineğe, kire ve çöpe batırdığınız Asi de bu sebeplerden biri… Antakya’nın içindeki tarihi evleri kaderlerine terk etme çabanız da bu sebeplerden biri… Görme engelliler için ışık olan kılavuz çizgiler üzerinden otobüs durakları geçiren rahatlığınız da bu sebeplerden biri… Cumhuriyet Anıtı’nın arka noktasındaki eski belediye hizmet binasını bu kentin yaşamına katabilecekken makam odası yapmanız da bu sebeplerden biri… Kentin görülebilen her yerine ‘düzen’ adına ‘ binlerce duba’ yerleştirmeniz de bu sebeplerden biri… Marka bir kenti markasından eksiltecek kadar kötü yönetmeniz de bu sebeplerden biri…
O yüzden, bendeki bende kalsın…
Geri kalan 500 bin sizin olsun…
Kolay gelsin !
