Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 297 defa okundu.

İdlib pimi çekilmiş halde Göçün kalabalıkları da Peki daha başka

2011’de başlayan Suriye’deki iç çatışmaların İÇ ÇATIŞMA ekseninde kalmayıp birçok ülkeye CİHATÇI salgını şeklinde yayıldığını izlemek uzun bir süremizi almadı… Suriye ve Irak’tan bir şekilde dünyaya yayılan radikal İslamcı grupların yarattığı şiddet birçok Avrupa şehrinde TERÖR ASLINDA ÇOK UZAKTA DEĞİL fikrini gerçek kıldı… Ama en çok da, bu iki ülkede radikal İslamcı unsurlar içerisinde savaşanların ülkelerine KESİN DÖNÜŞ yapma fikri, eldekinin EN GERÇEK kısmını oluşturdu…

 Bugün birçok Avrupa ülkesi, özellikle de Fransa, bu kesin dönüşlerin orta ve uzun vadede ne yaratabileceği noktasında duruyor ! Dururken de, geri dönüşlerin BİRER UYUYAN HÜCRE halini alıp almayacağını merak ediyor !

Hatta öyle ki, Fransa’da bazı şeylerin değişimi noktasında hareket bile ediliyor… Umur Talu’nun köşesinden verdiği gibi, ulusal çapta bir “antiterör yargısı” tartışmaya açılıyor… Arama-izleme-fişleme-olağan şüpheyle yargılama, cezai indirimin ilgası... Masumiyet karinesinin, temel hak ve özgürlüklerin, demokratik hukuk devleti ilkelerinin çiğnenmesi... İdari kararla arama-gözaltı gibi tartışmalar eşliğinde tabii.

 Peki, tüm bu soruların yanı başında duran bizler !

Sahi, eldeki için BİZLER ne düşünüyoruz ?

Bizdeki ‘GERİ’ dönüşlere ne diyoruz ?

 Hele ki sınırın yanı başındayken !

 Soruyorum !

 Çünkü…

 Antakya kent merkezi olmak üzere, Hatay’ın tüm ilçeleri, Suriyeli mültecilerin SERBEST yaşam alanı halini almış durumda ! Merak edilen şey de tam olarak BU ! Ne kadar serbestler ? Ne kadar kontrol ediliyorlar ? Avrupa’nın endişe ile izlediği o GERİ DÖNÜŞ hikayesinin UYUYAN HÜCRELERİ kısmının ne kadar içinde ya da ne kadar dışındalar ?

 Biliyor muyuz ?

 Hayır !

 Ama izliyoruz !

 Sokaklarımızın, caddelerimizin, yaşam alanlarımızın, attığımız her adımın gelişmiş kamera sistemleri ile izlendiğini ! Resmi noktalarda biriken, ama gözden de kulaktan da uzak tutulan ihbarların değiştirdiği yaşamlarımızı ! Güvenlik riskinin bu şehirde aldığı son hali ! Hatta riskli bulunan park alanlarının sivillere kapatılma gayretini !

 Tedirginliğimizi !

 İdlib, bu tedirginliğin PİMİ çekilmiş en son karesi !

 Çok konuşmuyoruz belki ama…

 Lübnan sınırı dahil olmak üzere, Suriye’nin her noktasındaki çok sayıda radikal İslamcı-cihatçı grup için adeta

bir kaçış noktası halini alan bu kentin kalabalıkları içerisinde bekleyen ÇOK ŞEY var ! Ankara’nın son çıkışı da biraz buna dair ! Tahran ve Moskova bazlı öfkeli talepleri de !

 Peki ya ötesi !

Tüm o biriken kalabalıklar !

Sınırdaki on binlerin bekleyişi !

 Merak ettiğim şey, NİYE konuşmuyoruz ! 500 bini aşkın Suriyelinin kalabalığında boğulmuş hallerimizin ALIŞTIK ARTIK deyişleri gibi bir şey olmalı bu ! ALIŞTIK ! Peki, daha fazlasına da HAZIRIZ anlamına mı geliyor bu ? Hazırız (!) hazır olmasına da, İDLİB’in pimi çekilmiş halleri arasında adımladık da mı diyoruz bunu ? Sahi biliyor muyuz olabilecekleri ? Peki ya gelecek kalabalığın masumiyeti içinde sınırdan içeriye girecek terörün karanlık yüzünü ! Suriye’de uzun süre tetikte duran parmakların alışkanlığını içlerinde barındıranların nasıl bir kültürü içimize taşıyabileceklerini !

 Sorgum da bu yüzden !

KONUŞALIM deyişim de !

 Çünkü Hatay’dayız…

İdlib kalabalığının kaçış rotasında…