Her şey güzel Herkes mutlu
Aslında, NASIL YAŞIYORUZ’la başlamak istedim önce, ki akla ilk gelen Orhan Veli oldu… Elindeki fırçadan dökülen kelimeler öyle güzel anlatmış ki yaşamlarımızı, oluşan resmin ötesine geçmek istemedim, eldekilerde durdum ve devam ettim…
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
Abartmış mı ?
Aslında az bile söylemiş…
20. yüzyılın en etkili Alman şairlerinden Bertolt Brecht konuşsun o AZ’a dair… !
Kelimelerin öfkesinde biriken kalabalıkları omuzlayan kalem sahiplerini anlatsın…
“Bir takım güzel sözleri yan yana dizmek değildir sanat. İnsanların neler çektiğini bilmeden, onlardan etkilenmeden sanat yapılamaz. Bir ozan olarak insanların dertlerine kulak tıkarsam, kim inanır yazdıklarıma?”
Haklı…
Biz yazanlar adına çok haklı…
O zaman, siz, bugünkü başlığa bakıp da KONUMUZ NE demeye başlamadan, biz başlayalım bugüne ve biriken cevapsızlığımızda ilk sorumuzu soralım…
Sahi, bu yüzden mi ?
Hani her şey güzel ve hatta herkes mutlu ya !
Bu yüzden mi susuyoruz, konuşmuyoruz ?
Yok, birbirimize bir güzel fısıldıyoruz !
O konudaki cesaretimiz müthiş !
Ama sesli repliklerde kötüyüz !
Birileri duymasın istiyoruz !
Bildiğimizde susuyoruz !
O yüzden de hak ettiğimizi yaşıyoruz !
Merak ettiğim şey mi ?
Yaz geldi…
Havalar ısınmaya başladı…
Asi Nehri daha kirli, daha kokulu !
Yanı başından geçenleri sinekleriyle karşılıyor !
Milyonlarca sinekle, koloni halinde uçan sineklerle !
Medeniyetler kenti Antakya ise bu durumu izliyor !
Nehrin yanı başından geçenlerse pandomimde !
Hani sanırsın, el kol hareketleri yapıyor !
Ama çaresiz, sinekleri kovalıyor !
Tüm nehri saran sinekleri !
Merakımızı nokta atışla sürdürelim mi ?
Tamam, Antakya Belediyesi ve Hatay Büyükşehir Belediyesi yönetimlerinin hayatları birbiri ile kavga etmekle geçiyor, bunu anladık ! Hatta o kavgaları yüzünden bu kente kaybettirmek de umurlarında değil, bunu da anladık ! Yan yana gelmemeye çalışmalarını da anladık ! Birbirlerine karşı fırsat kollayan hallerini de anladık !
Anlamadığımız mı ?
Bu kent sizin kavgalarınızın sinekleriyle yaşamak zorunda mı ? Aksattığınız hizmet işinde uyanmanızı beklemek zorunda mı ? Hele ki, sorumluluğu bir diğerine atma ısrarınızdaki komedinizi izlemek zorunda mı ?
Değil…
Ama onlar yalnız da değil !
Tek suçlu onlar da değil !
Peki, İl Halk Sağlığı ya da İl Sağlık Müdürlüğü ne yapıyor ? Eldeki sağlıksızlığın faturasında kentin sağlığına ne tür bir reçete yazıyor ? Alınması gereken önlemlerin alınmadığı bir kentte neyin sessizliğinin diyetini tutuyor ? Sahi, biri de kalkıp, ‘KARDEŞİM BU DURUM DA NE’ diye, NİYE sormuyor ? Sineklerden mi memnunuz, yoksa fısıldamak alışkanlık mı yaptı bünyemizde ?
Hangisi ?