Hepimiz Büyüyoruz Ama... Neler ölüyor Içimizde?
Bazen bir dizi izlersiniz ve İŞTE BU dersiniz ya, BAHAR, aynen o dizi ! Demet Evgar'ı izlemek hep keyifliydi ama, bu dizide nefes verdiği kelimeler öylesine dokunuyor ki hayatlarımıza, onun 'YAŞAMI KAÇIRMAYIN' deyişinde duruyorsunuz bir anda, ama bu defa onun için değil, kendiniz için...
Kızına okuduğu mektup anı, o anlardan biriydi...
Kızına verdiği tavsiyeler, kendimize döndüğümüz anlardan biriydi...
Hani demiş ya,
"...
Büyüyorsun bebeğim...
Büyüyorsun...
Sana bir şey söyleyeyim mi ? Ben de seninle beraber büyüyorum ! Belki bundan sonra adım adım senin yanında olamayacağım ama, ben hep seninleyim... Bunu sakın unutma !
Mükemmel anne yoktur...
Ben de mükemmel bir anne değilim...
Kusursuz olmaya çalıştıkça daha çok hata yaptım hatta...
Kızların kaderi annelerinkine benzermiş ! Belki de o yüzden fazla öğüt verirler !
Annen dahil hiç kimse için hayallerinden vazgeçme... VAZGEÇ diyen de olma ! Hangi renksen osun ! Başkasının yanına yakışmak için sakın solma ! Fedekar ol, ama kendine ihanet etme ! Başkalarını da mutlu et, ama kendini unutma !
YAPAMAZSIN diyecekler hep !
İnanma...
İçindeki şarkıyı SUSTURACAKLAR, sesini kısmaya çalışacaklar ! Sen, iç sesine güven... Ondan başka kimseye aldırma ! Kusursuz olmak için değil, mutlu olmak için çabala...
Benim öğrenmem uzun sürdü...
Seninki bu kadar uzun sürmesin...
Biliyorum, annen kendi yolunu bulduğunda, sen de yolunu bulacaksın..."
Ara ara burada konuştuğumuz bir şey bu, fark ettiniz mi ? KENDİ hikayemizi bir ömür rafa kaldıran bizlerin sık sık gündeme aldığı, ama SONRA diye ertelediği şey bu ! Hayat dediğimiz, diğerleri için tükettiğimiz, minicik bir kum saatine dolu kum tanecikleri halbuki ! Her bir kum tanesi düşerken, diğerine yol aralar usulca ! Peki, biz ne yaparız ? İzleriz... Hayat akıp giderken, azalırken o her tanecikte, izleriz !
Bir tanesi şöyle yazmış bana, bu konudaki mesajında:
"Hayat neydi, diye sorarsanız bana, MUTLU ETMEK derim size ! Mutlu ettim, sanırım ! Bunun için her şeyi yaptım ! Hamileliğimle beraber, işim, evim ve ailem oldu ! Alışveriş, okul, evin idaresi derken, hayat dediğim şey, bu düzeni diğer herkes için işler halde tutmak oldu ! Çocuklarım büyüdü... Bir tanesi şimdi yurt dışında... Diğeri ise dünyayı gezmek istediğini söyleyip, bunun tartışmasını yapıyor her gün, benle ve babasıyla... Eşim, şirketinde yükseldi ve kendi biriminde müdür oldu... Artık o kadar meşgul ki, bazen geç saatlere kadar kalıyor ! Eve geldiğinde de ben koltukta uyuya kalmış oluyorum, onu beklerken !
Sanırım hep bekliyorum...
Bekleyen taraf hep ben oluyorum...
Onlara baktığımda, hayatlarını bir yerden bir yere taşıyan üç kişi görüyorum... Ardından kendime bakıyorum ! Ben, taşımamışım ! Hiç taşımamışım ! Sanırım, taşımayı ta taşınmayı da hiç düşünmemişim ! Onları taşımışım sadece... Hayatları daha iyi olsun, hayat onları duraksatmasın diye engelleri onlar için omuzlamışım...
Dünyayı gezmek için bizimle tartışan oğlum için babasını ikna etmek de bana düştü ! Bu hafta sonu gidiyor... Geride bir ben kaldım ! Akşamları, pencerenin yanındaki koltuğumda otururken, bunu daha çok düşünür oldum ! Bana kalan KENDİM'i daha çok düşünür oldum !
Aynada, o KENDİM'e baktım bir akşam...
Bir göz kapağım, yorgunluktan düşmüş ! Bana bakan gözlerimse çok mutsuz ! Komik gelecek ama, ten rengim bile matlaşmış ! Bahar'ın mektubunu dinlerken, size yazmak geldi aklıma... Bu da benim kendime mektubum olsun istedim... Mektup mu yoksa gecikmiş itirafım mı bilemedim aslında ! Demiş ya, İÇİNDEKİ ŞARKIYI SUSTURACAKLAR diye, bende olan bu bence ! Mırıldandığım tüm o şarkıları unuttum artık ! Onların şarkılarına eşlik ederken, kendi şarkılarımı unuttum !
Kendi şarkılarımı değil, hep onlarınkini tercih ettim !
Onlar adına mutluyum, ama kendimi şu an niye bu kadar mutsuz hissettiğimi siz söyleyin bana ! Belki de şarkılarımı yeniden hatırlamam, ardından mırıldanmam, sonunda da bağıra bağıra söylemem gerekiyor..."
Bahar'ın kızına olan mektubu, PEKİ BENİM ŞARKIM NEYDİ diyenlerimizi uyandırmış gibi, ne dersiniz !
Sanırım, bu ülke, unutulan şarkılarla dolu...
KENDİ olmayı unutanlarla da...