Hep aynı yanlıştayız Vicdandan çok uzaktayız
-Yoksulluk kaç gün sürer baba?
- 40 gün oğul…
- 40 günden sonra zengin olur muyuz?
- Yok oğul, alışırız...
Yanlış anlamayın… İçinizi karartmak için paylaşmadım bu diyaloğu, ama eldeki gerçeğimizin ne olduğunu netleştirerek başlamak istedim, konuşacaklarımıza geçmeden önce HALİMİZ BU demek istedim, bizleri bu halde bile utandıracak kadar ileri gidenlere birkaç ÇİFT laf etmek istedim…
Yoksa UMUT denenden vazgeçmiş değilim…
Edip Cansever’in kelimelerinden vazgeçmiş değilim…
Hani demiş ya…
Bütün iyi kitapların sonunda
bütün gündüzlerin,
bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan,
yeni bir başlangıç ‘VAR’dır… diye !
Vardır…
Olmalı da…
Aksini düşünmek bile istemiyorum…
Biraz da o yüzden, yoksulluğumuzun elinden tutmaya çalışırken o eli biraz fazla SIKANLARA dair konuşalım bugün ve sıktıkça da canımızı ACITANLAR için bir şeyler söyleyelim, ki yaptıklarını FARKETTİRELİM, kaş yapayım derken GÖZ çıkarttıklarını söyleyip, DUR diyelim…
O halde bugüne başlayalım mı ?
Düne dair gelen kurumsal bir e-posta ile…
Büyükşehirden örnek bir kalp dokunuşu ile…
Hemen hemen hepimiz biliyoruz… Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) bünyesinde kentin dört bir yanında faaliyet gösteren sosyal marketleri, ihtiyaç sahibi vatandaşlara yapılan yardımları, olması gerekenin altını çizen örnek sosyal belediyecilik algısını…
‘Emeklerine sağlık’ diyelim hatta…
Ama…
Haklısınız, her konuştuğumuzda bir ‘ama’ illaki var…
Belki de en doğru işimizde bile yanlışa sapmamızdandır…
Yaptığımız yanlışın doğrusunu gösterenlerle inatlaşmamızdandır…
Buradaki NE bilmiyorum, ama… !
Geçen gün Büyükşehir Belediyesi basın bürosu bir haber geçmiş, Sosyal Marketler üzerinden vatandaşa ulaştırılan yardımlara dair… ve demiş ki, “Sosyal belediyeciliğin en güzel örneği olarak ülke çapında dikkat çeken Sosyal Marketler, vatandaşların eksiklerini giderme noktasındaki faaliyetleriyle takdir ediliyor”…
Eklemiş de…
“HBB Samandağ ve Kumlu Sosyal Market Şubeleri, okullarda eğitim gören öğrencileri okul çantası, kırtasiye araç gereçleri ve okul kıyafetleriyle buluşturarak geleceğimizin teminatı çocukları mutlu etti.”
Haklı da…
Mutlu etmiş…
Hatta ispat bile etmiş !
Nasıl mı ?
‘Elde yok avuçta yok’ diyenlerin kalabalığında, yardım ettiklerini FOTOĞRAFLAMIŞ… Gülümseyen çocukların mutlu-mesut pozları ile YARDIM başlığına sıkıştırılan rengârenk okul çantalarını aynı kare içinde sunmuş… Ve İŞTE demiş, ‘MUTLU ETTİM’ diye de eklemiş…
Ciddi ciddi merak ediyorum…
Sahi, niye unutup duruyoruz ?
Bir elin diğer elden habersizliğine niye sahip çıkmıyoruz, “bir elinin verdiğini öbür elin görmesin” derken, o fotoğraflara eklediklerimize, en çok da çocuklara NE yaptığımız NİYE fark etmiyoruz ?
Abarttım mı ?
Yok, az bile söyledim…
Gelin bundan sonrası SİZİN olsun, biraz DÜŞÜNÜN, hatta NE YAPTIM diye biraz sorgulayın !