HEDEFTEKİ FETÖ BİRBİRİMİZ DEĞİL
“Konu Yargı’da, hani ne konuşsak ki, hatta ne söylesek bilemedim…” durumu değil şu an içinde olduğumuz ruh hali, ki aksine söylenecek çok şey var, altını çizip DİKKAT diye eklemenin de tam zamanı hatta… Bizlere APOLETLİ bir hayat sunma gayretinde olanların giriştiği KANLI girişimi geride bırakmaya çalışırken hele ki… Elde bayrak DEMOKRASİ nöbetinde yan yana durmanın gayretinde bir şeyleri yeniden fark etmenin eşiğinde yürürken hele ki…
Demem o ki…
Ankara’nın yakın takibindeki Fetullah Gülen’i sahiplenen Washington daha ne kadar direnir ve elinde tuttuğunun Türkiye’de yarattığı dalgalanma için daha ne kadar BANA NE der bilinmez ama, o ana kadar öfkelerimizi kontrol etsek mi, hatta yazıp çizdiklerimize dikkat etsek, BİZ olmuşken ÖTEKİ haline gelmesek !
Niye mi ?
Bugünlerde bir şeyler söyleyip duruyoruz…
Hatta o söylenenlere verilen genel cevapla devam edelim…
Hani…
YOK, Fetullah Gülen Ermeni’ymiş...
YOK, Fetullah Gülen’in arkasında Yahudiler varmış...
Böyle diyenler bir zahmet cevap versin:
- Fetullah’ın adamlarına devlet kadrolarını Ermeniler mi açtı?
- Fetullah’ın polis ve savcılarıyla kol kola operasyonları Yahudiler mi çekti?
- Fetullah ORDU’ya sızarken, Ermeniler mi yoksa Yahudiler mi uykuya yattı?
Sahi, bu şekilde diyerek aymazlıklarımızın, eksiklerimizin, hatalarımızın, aldatılmışlıklarımızın önünü kapatabileceğimizi mi düşünüyoruz, yoksa İslami bir yapılanmanın DİN’de yaratabileceği yıpranmayı bu BAHANE ile bertaraf etmeye mi çalışıyoruz, belki de ÖZENLE beslenip-büyütülenin İHANET gerçeğinde dururken duyulan hayal kırıklığını bu şekilde temizlemeye çalışıyoruz !
Hangisi ?
O yüzden NETİZ !
SUÇ varsa SUÇLU da var…
Ama gariptir…
Eldeki SUÇ için SORUMLULUK üstlenmek istemeyen SİYASETİN şu ana kadar olup biteni uzaktan izleyişine tanık oluyoruz, ülkede yaşanan fırtınanın biçtiği hasattan haberi yokmuş gibi KANDIRILDIK deyişine şahitlik ediyoruz, Devlet’in hemen her yerine sızmış dinsel bir yapılanmanın terör kimliğinde serpilip büyümesinde HATASIZLARI oynamak isterken kameranın kadrajından çıkma gayretini gözlemliyoruz…
Bunu gözleyen bir tek BEN miyim ?
Şahitliğin kaydında duran bir BEN miyim ?
Siz de mi ?
Konuşun o zaman !
Paylaşın kelimelerinizi !
Akıtılan kirin hesabına katılın !
Adaletin Türkiye’sinde temizleneceksek eğer, ADİL olalım, sorumluluğu paylaştırırken SİYASET’in FETÖ kısmında yıllarca duranları bunun dışına atmayalım, ki KANDIRILDIK noktasındaki bahanemizi yeterli buluyorsak eğer AYNI BAHANEYİ başkalarının da kolayca kullanacağını unutmayalım, ki KULLANDIRTMAYALIM !
Bir şey daha…
Nasıl ki, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın FETÖ Soruşturması kapsamındaki açıklamasına yansıdığı kadarıyla, “3 il müftü yardımcısı, 19 ilçe müftüsü, 32 vaiz, 4 cezaevi vaizi, 299 imam-hatip, 145 Kur'an kursu öğreticisi, 69 müezzin kayyım, 2 şube müdürü, 1 ayniyat saymanı, 2 eğitim görevlisi, 5 hizmetli, 1 laborant, 3 memur, 1 murakıp, 2 mühendis, 7 şef, 2 şoför, 2 tekniker, 21 veri hazırlama kontrol işletmeni (VHKİ) olmak üzere toplamda 620 personel açığa alınmıştır” gerçeğinde İMAM HATİPLERİ kapatmıyorsak ya da onlara dair özgürlük alanlarında bu yüzden bir kısıtlama yapmıyorsak, hatta tartışmaların dışında tutma gayretine sonuna kadar sahip çıkıyorsak, diğer KİRLENMİŞ kurumları da ÖCÜ haline getirmeyelim, ama asıl temizliğin İNSAN noktasında olduğunu unutmadan, DEVLET’i yıpratmadan ve eksiltmeden ilerleyelim…
Zor mu ?
Olmamalı !