Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 108 defa okundu.

HDP üzerinden Ankara Yeni ittifaklar mı devam mı

CHP-İYİ Parti ve bir de yanı başlarında HDP ile son seçimde önemli büyükşehir belediyelerini almayı başaran ittifak yapılanmasına karşı, AKP-MHP ittifakının MİLLİYETÇİ cephe üzerinden kalabalık yaratma gayreti çok YANDAŞ toplamadı gibi !

İYİ Parti içindeki milliyetçi kanadın öfkeli yükselişiyle, “HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına” oy verecekleri arttırma çabası tam da buna dair, ki Meral Akşener’in beklenmeyen çıkışı da…

Önce, "Milletin derdi konuşulmasın" diye önlerine getirilen fezlekelere gözü kapalı el kaldırmayacaklarını söyleyen Akşener konuşsun…

-

İYİ Parti, o fezlekelerin önünü-arkasını iyice okur… Çünkü İYİ Parti, o fezlekelerin önünde biri varsa, ardında da sizin olduğunuzu çok iyi bilir… Özetle İYİ Parti, Türk yargısının hazırladığı fezlekeye bakar, gereği neyse onu yapar... Konuşulan 9 fezleke, ama gelen 33 fezleke ! Bundan kimsenin endişesi olmasın…

-

Haklısınız…

‘EVET, SİZİNLEYİZ’ dememiş…

…ki bu da, hamle sırasının yerini değiştirmiş !

MHP’nin İYİ Parti’yi yakalamaya çalıştığı MİLLİYETÇİ cepheden karşı saldırıya geçen Akşener’in hamlesi mi ?

-

Uygurlu kardeşlerimiz için ne düşünüyorlar ? Çin zulmü için ne yapacaklar, onu açıklasın ! Çin'in, Uygurlu kardeşlerimize yaptıklarının 'soykırım' olarak tanınması için Meclis grubumuzun yüce Meclis'e vereceği öneriye Sayın Bahçeli ve arkadaşlarının da desteğini bekliyoruz ! Tabii Sayın Perinçek'ten izin alabilirlerse !

-

Aslında, Akşener haklı !

Hollanda, ABD ve Kanada'nın, Çin'deki Uygur azınlığına yönelik uygulamaları SOYKIRIM olarak nitelendiren karar teklifini kabul etmelerinin ardından, GÖZLER hep Ankara’yı aradı, yumruğunu masaya vuranları… Tabi en çok da MHP’yi, iktidar ortağını !

Bakarsınız, Akşener bulur !

Biz başa dönelim…

İttifakların savaşına…

Yükselen yeni isimlere…

Bir Gazeteci dostumun tespitine, tam da bu noktada katılmamak mümkün değil…

Demiş ki…

-

Türkiye’nin demokrasi tarihinde, Cumhurbaşkanlığı seçimi için farklı teamül dönemleri var. Bunları; “Generaller Dönemi”, “Siyasetçiler Dönemi”, “Belediyeciler Dönemi” olarak adlandırabiliriz. “Generaller dönemi”, 1961’de, 27 Mayıs’ın komutanı Cemal Gürsel’in Cumhurbaşkanı yapılmasıyla başladı. O günden itibaren 30 yıl boyunca, Çankaya’nın yolu, hep Genelkurmay’dan geçti. Sırasıyla; 27 Mayısçıların Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Fahri Korutürk ve 12 Eylül darbesinin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, Cumhurbaşkanı oldu. 1960’da başlayıp yaklaşık 30 yıl süren bu gelenek, 1989’da Özal’ın seçimiyle son buldu. Peşinden, siviller dönemi başladı. Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül… Erdoğan’a kadar yaklaşık çeyrek asır da onlarla geçti. Peşinden Erdoğan geldi. Ama Erdoğan’ı Çankaya’ya, ondan da önce siyasete sürükleyen, Belediye Başkanlığı oldu. Yerel siyaset, artık Türkiye politikasına damgasını vurmaya başlamıştı.

Son kamuoyu yoklamaları, 7 yıl sonra ilk kez iki ismin Erdoğan’ın önüne geçtiğini gösteriyor. Seçmenlere, “Erdoğan’la kim yarışa girse oy verirsiniz” diye sorulduğunda, en çok oyu Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş alıyor. İstanbul ve Ankara Belediye Başkanları… Bu, son dönemde yönettikleri kentlerde başarılı olan belediye başkanlarının, siyasete damga vurduğunu kanıtlıyor.

-

Yaşananların gölgesinde ağır aksak ilerleyen ittifakların geleceğini bilmem ama…

Siyasetin geleceğini, belediyelerden gelenlerin şekillendirdiği Türkiye, asıl yeni Türkiye gibi !