Hayat kısa insanoğlu DÜŞÜN İYİ DÜŞÜN
ABD’de, siyahların özgürlük mücadelesinin sembol ismiydi… Onu, 28 Ağustos 1963'te ‘Bir Hayalim Var’ başlığında yaptığı konuşmasıyla tanıyoruz… Eşitlik için, özgürlük için, adalet için verdiği mücadeleden tanıyoruz…
Bir arkadaşı, onun öldürüldüğü anı, “one of the darkest hours of mankind”, “insanlığın en karanlık saatlerinden biri” olarak nitelendirmişti. Çünkü ‘Bir Hayalim Var’ diyerek yola çıkmıştı ve o yol yarım kalmıştı…
Bugünün Amerika’sında ‘beyaz’ ırkçılığın POLİS ŞİDDETİ üzerinden devam ettiğini söyleyenler, ülkeyi yöneten (!) Washington’ın bu ırkçılığa ‘RESMİ’ yollardan destek verdiğini ve toplumu kamplaştırdığını dile getirenler 4 Nisan 1968’i unutmadı o yüzden, 1963’te söylenenleri de…
O söylenenleri bugün kendi adımıza tekrarlayalım istedim…
Martin Luther King’in kelimelerini fısıldayalım istedim…
Özgürlüğün arayışında duranların adresi olmazmış, ondan…
Evet…
28 Ağustos 1963’ten bugüne, 4 Nisan 2018’e gelsin o DÜN…
*
Bir rüyam var... Gün gelecek, eski kölelerin evlâtlarıyla eski köle sahiplerinin evlâtları, Georgia'nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar.
Bir rüyam var... Gün gelecek, Mississippi eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların sıcağıyla bunalıp çölleşmiş olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek.
Bir rüyam var. Gün gelecek, dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar.
Bugün bir rüyam var benim... Bir rüyam var. Gün gelecek, Alabama eyaleti, valisinin ağzından hep müdahale etme ve izin vermeme yönünde sözler dökülen o eyalet, küçük siyah oğlanlarla küçük siyah kızların, küçük beyaz oğlanlar ve küçük beyaz kızlarla el ele tutuşup kardeşçe birlikte yürüdüğü bir yere dönüşecek.
Bizim umudumuzdur bu... Güneye dönüşümde içimde taşıyacağım inançtır. İşte bu inanç sayesinde umutsuzluk dağını yontup bir umut anıtı yaratacağız. Ulusumuzu saran âhenksiz bağırtıları, bu inanç sayesinde güzel bir kardeşlik senfonisine dönüştüreceğiz. Bu inanç sayesinde bir gün özgür olacağımızı bilerek hep beraber çalışacak, hep beraber dua edecek, hep beraber mücadele edecek, hep beraber hapse düşecek, özgürlük için hep beraber ayağa kalkacağız.
İşte o gün, Yüce Tanrı’nın bütün kulları, yepyeni bir anlamla söyleyecekler bu ilâhîyi:
Benim ülkem, senin ülken,
Özgürlüğün güzel yurdu,
İşte söylüyorum sana:
Atalarımın öldüğü toprak burası,
Şehitlerin gururu olan toprak,
Her bir dağın yamacından,
Özgürlük yankılanacak…
Ve eğer büyük bir ulus olacaksa Amerika, bunun gerçekleşmesi şarttır. Öyleyse, New Hampshire'in dev tepelerinden YANKILANSIN ÖZGÜRLÜK... New York'un ulu dağlarından YANKILANSIN ÖZGÜRLÜK... Her bir dağın yamacından YANKILANSIN ÖZGÜRLÜK…
Özgürlüğün yankılanmasını sağladığımızda her kasabadan ve köyden, her eyaletten ve kentten özgürlüğün yankısını duyduğumuzda, o gün yakın demektir… Ve o gün; Tanrı’nın bütün kulları, siyahlar ve beyazlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Budistler el ele tutuşup siyahların eski bir ilâhîsini söyleyecekler:
Sonunda özgürüz, sonunda özgürüz!
Şükürler olsun Tanrım, sonunda hepimiz özgürüz!
*
Bugüne dair deyişimiz Ömer Hayyam’ın deyişi aslında…
Hayat kısa insanoğlu!
Kesildikçe yeşeren otlar gibi yeşeremeyeceksin bir daha…
O yüzden, ya bugün ÖZGÜR ve EŞİTSİN ya da ASLA…
Düşün !