Hataylı Bir Seçmen Olarak... Niye Lütfü Savaş Olmaz!?
Depreme kadar, Hatay'ın Antakya'sında gazetecilik yapmış biri olarak, hayatı ve insanları iyi okuyabildiğimi düşünüyorum ! Politika üzerine eğitim almış biri olarak da biz gibi ülkelerin makam sevdalısı isimleri arasında adımlamanın ne kadar zor olduğunu ise çok iyi biliyorum !
Hele ki onlar ve makamları için bir tehdit olarak algılanıyorsanız...
Aslında, onlar tarafından sevilmek o kadar basit ki !
İstedikleri soruları sorun...
Bilmeyin, görmeyin, duymayın...
Susmanız gereken yerlerde susun...
Avlanma alanlarında asla gezmeyin...
Konuş dendiğinde repliğinizi hatırlayın...
Yapılmayana değil, yapılana odaklanın...
Elden geldiğince yaptıklarını abartın...
Ceketinizi iliklemeyi unutmayın...
Ricalarını emir telakki edin...
Evet,
...liste, böylece uzayıp gidiyor !
Bu listeyi adım adım takip eden gazeteciler YOK sanmayın ! Çoklar ! Etrafımızdalar ! Öyle ki, aldığımız maaş belliyken, onların, başladığı noktayla geldikleri nokta arasında kattettikleri yükselişi anlamaya çalışırsınız çoğu zaman ! Siz, maaşa talim özgür kelimelerinizle mücadelenizi verirken, onlar, o makam sahiplerinin elinin altında biriken kelimelerini çoktan kiraya vermiştir, hatta satılığa çıkartmıştır !
Beni tanıyanlarınız vardır aranızda...
Hataylı bir gazeteciyim, ama aynı zamanda bir seçmen...
Şu ana kadar, sanatçılardan işadamlarına, çok geniş bir yelpazede insanlarla bir araya geldim... Sayısız özel habere ve röportaja imza attım... Bir o kadar da köşe yazısına... Sanırım, hayatımın en güzel haberlerini, Antakya gibi bir kentin tarihine ve kültürüne dair yaptım... Kentin doğu yakasının paha biçilemez gerdanlığı gibi yan yana dizili taş ve ahşap evlerine dair en çok da...
Geride, yazdıklarımdan neredeyse hiç biri kalmadı...
Ne o eski evler...
Ne camiler, kiliseler...
Ne de ezan / çan / hazzan ....
6 Şubat depremleri sonrası hayatlarımız öylesine yara bere içinde ki hala, o kadar çok hayal kırıklıklarıyla dolu ki, yorgunuz, kavgalarla geçen tüm o yıllardan yorgunuz ! Deprem öncesinin asla BİZ olamayanlarından ! Vakıf İşhanı YEŞİL ALAN OLSUN diyen kent insanını dinlemek yerine, bu alana BETON dökmek için sonuna kadar direnenlerden !
O gün bugün HALKA RAĞMEN diyenleri o kadar dinledik ki...
O kadar çok kavga ettiler ki, hem birbirleriyle hem yukarıdakilerle...
O kadar zaman kaybettik ki, bütün o yıllar boyunca...
Yok,
...sabrımız yok daha fazlasına !
Sabrımız yok size Lütfü Savaş !
Geride kalan son 5 senenizin Ankara ile kavga ettiğiniz tüm başlıklarını sıralayabilirim size, elde edemediğiniz o HİÇ BİR ŞEY adına bizlere kaybettirdiklerinizi de ekleyebilirim, o KAVGALARLA dolu listenize ! Yönetemediğiniz, hakkını veremediğiniz GASTRONOMİ'den, kendi yönettiğiniz kente bile yeterince anlatamadığınız, ama konserlerin kalabalığıyla ayakta tuttuğunuz EXPO'ya, heba ettiğiniz kent kaynaklarını da unutmadan...
Size, NE YAPTINIZ diye sormayacağım, ama şu ana kadar yapabildikleriniz için size yine de teşekkür edeceğim ! Ama YETER diye de ekleyeceğim ! SIKILDIK, Ankara'yla kavgalarınızdan ! SIKILDIK, parti içinde size karşı susan savaşlarınızdan ! SIKILDIK, alternatifinizin bulunamadığının itirafında ADAY yapıldığınız gerçeğini tırmalayan ısrarınızdan ! SIKILDIK, bize ÖZÜR borcu olan rahatlığınızdan !
Ha bu arada,
...depremin yıktığı, çok şeyini kaybeden Antakya'm özelinde, Hatay'ın, siz tarafından bir 5 sene daha kaybetmemesi için çok yazdım, yazmaya da devam edeceğimi bilmenizi isterim ! NİYE, biliyor musunuz ? YAPAMADIM ÇÜNKÜ demeye devam etmemeniz için ! PROJELERİMİ ENGELLEDİLER bahanelerinizi daha fazla duymamak için !
31 Mart sonrası Hatay'a verilecek o 5 sene, SİZDEN DE MAKAM HIRSINIZDAN da değerli, bakın en çok da bu yüzden !
Düşünün...
Bu defa siz düşünün...
AMA ÇOOOOK İYİ DÜŞÜNÜN...