Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 170 defa okundu.

Hatay’ın Depremi Bitmedi! Ankara’dakiler Duyuyor Mu?

Duysunlar !

Hatta okusunlar !

Bugün biri var sayfamızda !

O anlatacak hala yaşananları !

Yıkılan şehrin enkazı altındakileri !

Başlayalım mı ?

-

6 Şubat’tan beri sokaktayım, bildiğiniz sahici sokak... 4 gün 1 evin enkazında, 8 gün çevre yolunda bir kaldırımda, ortalama 5 aydır da zemini bahçe toprağı olan bir yerde, çadırda… Çadır da çadır ama ! Soğuğu derinlemesine, sıcağı eritircesine hissettirme özelliği var… Bildiğiniz sebze serası... Çoluk çocuk, dede baba, abi kardeş hepimiz buradayız… 

Başkasının yaptığı yemeği de yedim, getirdiği suyu da içtim... Evimizin enkazı kalktı, ama henüz evimizin olduğu yere geçemedik… Sıraya koydular, mucur getirmek, eve dökmek için… Biz de sağ olsunlar, sıramız gelene dek bekliyoruz, bize komşuluk hakkını esirgemeyen güzel insanların bahçesinde... 

Ölüm de gördüm, ölümden de döndüm, yaşatmaya da çalıştım, kusur da işledim elbet... Çok ağladım, çok içerledim... Hasta bile oldum, içten içe...

Çok değil, birkaç hafta öncesine kadar tuvaletimiz, banyomuz yoktu... Bahçede yıkandık günlerce... Suyu da kestiler, elektriği de 1 Telefon desen, kısa bir süre öncesine kadar arama bile yapamıyorduk... Şimdi halimiz nicedir, merak edenler için… Komşunun bahçesinde elektriğe 5 bin TL, suya 4 bin TL ödedik ! Hala evlerinin yıkıldığını ispat etmeye çalışan komşularım var, yaşadığını koca bir devlete ispat etmeye çalışan mahalledaşlarım, henüz DNA testi tamamlanamadığı için gömülemeyen kuzenlerim ve çocukları...

-

Buraya kadar okuduk mu ?

Anladık mı bitmeyen depremi ?

Aylar sonra bile süren karanlığı ?

Bizler, Hatay’ın yıkılan Antakya’sında, Defne’sinde yaşayanlar, hala kaldırılmayı bekleyen enkazların tozu dumanı arasında dünü solumaya çalışıyoruz, hayatta ve ayakta kalabilmek için !

Bizlerden, depremin ilk 3 gününde yaşatılan YALNIZLIK ve ORGANİZASYONSUZLUK için HELALLİK isteyecek kadar HATALI ve EKSİK olduklarının itirafında duran Ankara’nın yarattığı hayal kırıklığını sindirmeye çalışsak da, yorgunuz, işlerin ağır aksak gittiği bir ortamda, umutsuzuz !

Haklısınız, okumaya devam edelim…

-

Çok aç kaldım… Yemek yemediğim günler oldu, hala da var ! Yok yok, yemek bulamadığımdan değil ! Mide sorunlarımız, stresten kaynaklı rahatsızlıklarımız doğdu... Hastanede, 5 ay sonrasına randevu verdiler ! Ölmezsek,  o gün  derdimizi öğreneceğiz inşallah !

Mahalleye gelen kara gözlüklü firma sahipleriyle kavgalar ettik arada! Kendi evimizin, kendi sokağımızın içinde omuzları dik, bizlere, kendi kapı-penceremiz adına hırsız muamelesi yaptıkları için şikayet mi etmedik ! Elbette, ellerinde kapı gibi, devletin bizi onlara mahkum ettiği ihale belgeleri var ! Sonra, vallahi de billahi de kahve de yaptım hepsine, hatta ekmek yaptım, ekmek ikram ettim ! Aksi, kendi kültürüme ihanet olurdu...

-

O da haklı…

Öfkeli olmaya en fazla hakkı olanlarız oysa ki ! Çünkü öylesine büyük ki kayıplarımız, ama öylesine normalleştirildi ki her şey, bir anda kader planının parçası ilan ediliverdi ! KADER, dendi ! Kent, inim inim inlerken, Valisi, MİLLETVEKİLİ olmak için şehri terk etti, o kader denende ! Binlerce ölüsü ve yaralısı varken, hastaneleri yıkılmışken, İl Sağlık Müdürü de Valisi gibi ardına bakmadan gitti ! 

Biz UTANDIK onlardan, onlar UTANMADI bu terk edişlerden, ÖZÜR bile dilemedi !

Yine de vazgeçmeyendeyim !

-

Vallahi billahi seviyorum ben bu şehri… Gitme fırsatım ve mecburiyetim de oldu, ama çoluk çocuk, 1 aylık bebekle çadırda kalma pahasına ayrılmak istemedik birbirimizden, belki de yaramızı beraber sararız diye...

Şimdi sen, oturduğun yerde bana memleketin ahkâmını keseceksin ya… Öveceksin ya belediyeni, platformunu, devletini… Şimdi sen, benim adıma karar verip NORMALLEŞTİK diyeceksin ya ! Sen, benim adıma, DEPREM BÖLGESİ AYAĞA KALKTI diyeceksin ya ! Sonra, bu şehrin kalbinin üstüne basıp geleceksin ya kapıma ! Sonra, çoluk çocuğun rızkını kendi kasanda saklayacaksın ya ! Sonra, trilyonları indireceksin ya cebine ! Sonra,  satacaksın ya bu memleketin toprağını YARDIM, HİBE, DESTEK ayağına ! Sonra, oturup dubleks villanda, elinde viskiyle klavyenin başına geçip EEEE ARTİK BU HALK NORMALLEŞMELİ, BİRAZ OYNASINLAR diye yazacaksın ya  sosyal medyadan ! Sonra, babanın çiftliğinde inek besler gibi beslediğin yandaşlarınla hakaret etmeye cüret edeceksin ya, bu memlekette canını dişine takmış insanlara ! Sonra, yetime gönderilen hakkı alıp, tatile gideceksin ya ailenle !

Ben de sana KUZZUL KURT inşallah dersem, zoruna gitmesin olur mu !

-

Hatay’ın deprem yıkıntıları arasında yaşama savaşı verenler adına AZ bile söylemiş !

Hatta dediği gibi,

…NORMALLEŞME EY HALK, BUNA İZİN VERME !