Hatay da YASAL Ankara da YASADIŞI
Aslında bu yazıya BİR TEŞEKKÜR HİKÂYESİ diye başlamak istedim önce, ama ardından değiştirdim… Baroların Ankara’ya yönelik gerçekleştirdikleri SAVUNMA yürüyüşüne dair çok haber yapan ve bu konuda da çok fazla paylaşım gerçekleştiren biri olarak, “son açıklamaya değinmeden de olmaz”, dedim…
Açıklamanın sahibi, Hatay’dan Ankara’ya doğru yürüyen, Baro Başkanı Av. Ekrem Dönmez…
Aslında, yaptığı son değerlendirme, Hatay ve Ankara’da uygulanan YASALARIN algılanış biçimine de işaret ediyor… Hatay’da, size bakanların GÖRDÜĞÜ ile Ankara’da size bakanların GÖRDÜĞÜ arasındaki farkta da durduruyor… Öyle ki… Burada, Anayasal bir hakkın adımlarında size POLİS bile eşlik ederken, Ankara’da durumlar değişiveriyor…
Korku mu ?
Endişe mi ?
Peki, ne adına ya da kim !!!
Bu yürüyüş, gelecekte de çok konuşulacak ama…
Biz, gelin, Ekrem Dönmez ile devam edelim ve onun kelimeleri ile ilerleyelim…
İşte yaşananlar…
-
Hatay’dan, üç gün boyunca, 19.06.2020 tarihinde saat 10.00’da ilimizden başkentimize doğru, Avukatlık Kanunu’nda yapılması düşünülen ve Baroları bölme amacı taşıyan girişimlere karşı duruşumuzu ve demokratik tepkimizi göstermek amacıyla, Baro Başkanı arkadaşlarımla eş zamanlı olarak naif bir yürüyüş başlattık.
Hiçbir şekilde önceden bildirim dahi gerektirmeyen, hiçbir izne tabi olmayan, tamamen barışçıl ve anayasal bu etkinlik sebebiyle, yine de güvenlik sorununa yol açmamak üzere, güzergâhı da belirterek, Hatay Valimiz Sayın Rahmi Doğan’a yazılı bir mektup yolladım.
Bu yürüyüş sırasında, pandemi sebebiyle alınan tedbirleri de gözettik.
Sembolik olarak, başkan ve birkaç yönetici ile birlikte gerçekleştireceğimizi bildirdiğimiz yürüyüşümüze, kimi zaman sayı da aşılarak, güzergâh içinde katılımlar oldu. Hatay içinde üç gün yürüdük ve hiçbir kamusal güvenliği ve sağlık tedbirlerini aşmadan, yanı başımızda, başta Güvenlik Şube Müdürümüz, ilçelerde ilçe emniyet müdürlerimiz, polis amirleri ve memurları, güvenlik için birlikte yürüdüler.
Üzerimize yağmur yağdı, beraber ıslandık, aynı güneşte karardık, kimi zaman durduk çay içtik, sohbet ettik, simidimizi paylaştık ve Dörtyol gişelerinde Hatay’daki yürüyüşümüz sona erdi, vedalaşarak Ankara’ya doğru yol aldık.
Üç günlük yürüyüşten sonra, Pazartesi günü, 22.06.2020 tarihinde saat 10.00’da, Ankara içinde belirlenen bir noktada 200 metre kadar yürümek için toplandığımız noktada, polis bariyerleriyle ve engeli ile karşılaştık. Maalesef sizlerin de izlediği o görüntüler tüm Türkiye’ye ve dünyaya yayıldı.
Yürüyüşün, 2911 sayılı yasaya aykırılık oluştuğu ve yürüyüşe izin verilmeyeceği ifade edildi.
Oysa Ankara Barosu da, bu etkinlik izne tabi olmamasına karşın bildirimi de yapmıştı. Bildirime karşın, etkinlik öncesi herhangi bir olumsuz bildirim Ankara Barosu’na yansıtılmadı.
Şimdi, 42 Baro’dan hareket eden Baro Başkanlarının, kendi illerindeki ve yine komşu illerden Ankara’ya kadar olan hareketlerindeki YASAYA UYGUN, demokratik ve barışçıl bu yürüyüş, NE OLDU DA Ankara’da YASADIŞI hale geldi, izin verilmez hale düştü?
-
Soru net…
Hatay ve diğer illerden yürüyen, hatta yanı başındaki Emniyet birimlerinin de eşlik ettiği o adımlar, ne oldu da YASAL statüden çıkıp YASADIŞI hale geldi ? Hatay ya da diğer illerdeki Valiliklerin ENGELLEMEDİĞİ bir etkinlik, ne oldu da, Ankara’da ENGELLENMESİ gereken bir EYLEM halini aldı ?
Sözün özü şu ki…
Türkiye, klasik demokrasi kavramı içine sığdırmaya çalıştığı kendi demokrasisi içinde henüz ÖZGÜR olmadığını bir kez daha ortaya koydu… Anadolu’nun demokrasi taleplerinin Ankara ile çatışma içinde olduğunu da…
Ama iyi ve güzel olan…
VAZGEÇMİYORUZ…
İyi ki varsınız, HATAY’DA BARO VAR dedirtenler…