Hastane yolundayız Beraber yürüyelim mi
Yok…
Yenisi değil…
Eski hastane yolunda…
Hani asfaltlama yaptığımız…
YAPTIK – OLDU dediğimiz…
Ne diyelim !
Haklılar…
YAPMIŞIZ…
YAPMIŞIZ da !
Peki, OLMUŞ mu ?
Aslında, yapılanı KİM denetliyor, kim YAPILDI denenin kalite KONTROL kısmında duruyor merak ediyorum açıkçası… Çünkü bu kentte kurumsal anlamda yapılan HEMEN HER ŞEY’de bir kalite KONTROL sıkıntısı var…
Bu defa, yerel idarede…
Evet…
Eski Hastane Yolu’nu yapmışız…
Yapmışız yapmasına da, bitirememişiz !!!
İlk olarak geride kalan Pazar günü fark ettim o OLMAMIŞ kısmı, ki dedim ki kendi kendime…
YENİ BAŞLADILAR,
düzeltirler !
Ardından Pazartesi geldi…
Durum da, eldeki de değişmedi…
Aksine, Pazar günü olanlara ek yapıldı…
Ve dün, SALI, ki yine bir şey değişmemişti !
Haklısınız…
Neyden bahsediyorum, değil mi ?
Konumuz YOL olmasına yol da…
Yol boyunca var olan mazgallar da yapılıyor bu çalışma kapsamında… BİR tane değil… İKİ de değil… ÜÇ, hatta 5 ve belki daha fazlası… Ama mazgal kapakları yerleştiren kurumsal ALGIMIZ, bu alana birer DUBA yerleştirmekle trafik güvenliğini sağlama aldığını düşünmüş olmalı, ki bu durum her mazgal noktasında tekrar etmiş kendisini…
Ama bir şeyi unutmuş…
O mazgal alanı yaparken, çalışma alanından çıkan taşı, toprağı, tepeleme, olduğu gibi bırakmış…
Ama haklarını yemeyelim, DUBA var her birinde !
Anlaşılan bu da yetmiş, o GÜVENLİK denene…
Ama onca TAŞ, onca TOPRAK niye çalışma alanlarında itinayla bırakılmış, BİLDİK mi ? Çalışması bitmiş bu alanlardaki bu KİR niye temizlenmez, sorduk mu ? YOL yapıp, trafik güvenliğini standarda (!) bağlayan bizler, eldeki ile kendi adımıza nasıl bir mesaj verdik, sorguladık mı ? Aynı yolu bir çok kurumsal kimlik kullanıyor, ama hiç biri de olanı biteni umursamamış anlaşılan, ki en çok da bu halimizi biraz olsun düşündük mü ?
Pazar’dan Pazartesi’ye…
Pazartesi’den Salı’ya…
Sahi, bunca gün olanı OLDUĞU ile bırakarak, HA BİRE REKLAMINI yaptığımız medeniyetler (!) kenti kimliğinden ne kadar eksilttik, bunu fark ettik mi ?
Aslında hiçbir şeyi fark etmeyen…
Var olanı çokça düşünmeyen…
Sormayan, sorgulamayan…
Ve günü bitirenleriz…
Diyen haklı galiba…
-
Çok çetin sınavlardan geçmedim…
Bu çağın insanı olmak bana yetti...
-
Antakya’yı yönetenlere, yönettikleri kentin bir DÜNYA KENTİ olduğunu hatırlatarak, standartlarını biraz yükseltmelerini TAVSİYE edelim mi ?
Daha iyisini hak ediyoruz, bundan…
Eldeki hizmet, biz değiliz, en çok da bundan…