Hangisi daha zararlı Sosyal Medya mı Siyaset mi
Ankara’dan Anadolu’yu yönetenlerin (!) son dönemde ısrarla üzerinde durdukları bir şey var…
Sosyal Medya kanallarının denetlenmesi, bu alanda biriken paylaşımlara az biraz AYAR verilmesi, daha kabul (!) edilebilir bir çerçevede ilerlemesi için de bir yol haritasının ortaya çıkartılması üzerine !
Denilense,
Sosyal medyada saldırgan, incitici ve nefret dolu bir tartışma kültürüne yöneliş olduğunun görüldüğü, toplumsal barışı ve kamu düzenini bozan içeriklerin yaygınlaştığı, bunun da mevcut paylaşımlara yansıdığı ve…
Haklısınız !
Listemiz çok uzun !
Bu alana dair şikayetler de !
Yine de,
Sosyal medyanın ortaya çıkışı ile birlikte, erişimi engelleme ya da sansür üzerinden DENETİM (!) yapanlarımıza, anlaşılan bu yetmemiş !
Başlığımız net, “yalan haber ve dezenformasyonla mücadele” !!!
Bunun finali ise haberlere getirilen erişim engeli !!!
Bunun örnekleri ise saymakla bitmiyor !!!
Aslında konumuz, biraz da ADALET, ki bu konuda da; Türkiye'de, hükümete yakın kaynakların işine gelmeyen haberlere çok kolay erişim engeli getirebildiğini vurgulayan, Bilişim Hukuku alanında Uzman Avukat Gökhan Ahi’deyim !
“Normal, sıradan bir birey başvurduğunda, karşısına ‘ifade özgürlüğü, haberleşme özgürlüğü’ kavramları çıkarken, bir kamu kurumunun yolsuzluk veya üst düzey yöneticisi veya bir siyasiyle ilgili haberleri çok kolaylıkla engellenebiliyor... Bu, tamamen, ‘işine gelen, işine gelmeyen’ şeklinde ayırt ediliyor…”
Yine de,
İktidarın, sosyal medyaya “faaliyet yasağı” getirilmesine dönük bir yaptırımına ben de pek olasılık tanımıyorum… Özellikle de siyasal iktidarın, sosyal medyayı “İYİ BİR PROPAGANDA ARACI” olarak kullanmasını izlerken !
İzlerken, dedik de…
İzlediğimiz Ankara için de konuşsak mı ?
Ara ara izlediğimiz TBMM için…
Siyasetçi kavgaları için…
+18 söylemler için…
Tehditler için…
Kavgalar…
…
..
.
Onlar için ne yapacağız ?
Onların, toplumu getirdiği bu gergin ve stresli hal için nasıl bir çare bulacağız ? Bizlere yansıyan SÜREKLİ kavga, bol tehdit ve argo söylemler içeren diyaloglar için, nasıl bir tedbir düşüneceğiz ? Kendi ekonomisi içinde kar topu misali yuvarlanan vatandaşın çözüm beklediği siyasetin Ankara’sından yükselen MONOLOG sesleri, diyalog moduna nasıl getireceğiz ? Var (!) olan demokrasiye zarar veren, ASARIM-KESERİM jargonunda ilerleyenlere nasıl DUR diyeceğiz ?
İşin özü ve özeti şu ki…
Biz, muhalif sesleri oldu bitti çok sevmedik, bu net ! Siyaset, hangi ideolojide durursa dursun, demokrasi deneni hep kendine göre yonttu, bu da çok net ! O yüzden, bugün yaşadıklarımız YENİ şeyler değil ! Sosyal medya denen bireysel özgürlüğün kanat boyunu ve uçuş irtifasını belirleme gayretleri hiç YENİ şeyler değil !
O yüzden de,
Siyaset, sosyal medyaya ETİK ve SÖYLEM noktasında AYAR vermeye çalışırken, biraz da kendine mi baksa !
Ben, NE DİYORUM kısmında mı dursa ?
Toplumu ne hale getirdim, diye mi sorsa ?
Biz de duralım ve soralım o zaman !
Düşünelim de !